Aramızda Kalsın

Aramızda kalmasın, televizyon ekranlarının en sıcak ve içten aile dizisi  bence, Aramızda Kalsın. Her  karakteri ayrı bir değer olan bu yapımın, Türk televizyon izleyicisinin gönlünde taht kurması çok da şaşılacak bir şey olmadı kimse için.

Star TV ekranlarında yayınlanan, başrollerinde, Gökçe Bahadır, Uğur Yücel, Binnur Kaya ve Caner Cindoruk'un olduğu dizide, sadece başroller birer altın değil bana göre. Dizinin yan karakterlerine hayat veren, Gamze Karaduman, Ayça Damgacı, Uğur Serhan, Ecem Çalık, Ferit Aktuğ, Bilge Şen, Hikmet Kömürcü, Mert Kurdal, Tülay Bursa ve özellikle erkek çocuk oyuncu Aybars Kartal Özson'da en az başroller kadar başarılı ve seyredilesi... 

Kocası tarafından aldatıldığını öğrenen ve ortada kalan Yadigar'ın (Gökçe Bahadır), iki çocuğuyla annesinden kendine kalan emaneti almaya İstanbul'a, annesinin emaneti emanet ettiği yakın arkadaşı Hüsne'nin (Binnur Kaya) yanına gitmeye karar vermesiyle başlar asıl hikaye. Tabi bu emaneti herkesden gizleyerek zamanında kocası Bahattin'le (Uğur Yücel) kullanan ve bunun manevi borcu her zaman yakasında olan Hüsne'nin de telefonu çalıvermiş ve paniğe kapılmıştır çoktan...

15 yıldır onlara küs olan kardeşi Civan'ın (Caner Cindoruk), İtalya'dan kalkıp ziyarete gelmesiyle bir telaş içine giren ve sabah gelen telefonu unutan Hüsne'nin, telefonunun yeniden çalması ve arayanın Yadigar olduğunu görmesiyle tekrar paniğe kapılması çok da  uzun sürmez.

Mutfakta birşeyler atıştıran Bahattin'in yanına giderek, Yadigar'ın aradığını söyler ve Bahattin'de bu haber üzerine girdiği şoktan çıkmak için mutfak musluğunun altına kafasını gömer. İlk şoku atlattığında ise sırılsıklam olmuş bir şekilde, Hüsne'ye telefon numarasını daha önce verdiği için kızar ve Hüsne'de telefonu inatla açmamaya devam eder. Tabi, Yadigar'ın çoktan iki çocuğuyla otobüse binmiş ve yola çıktığından habersizdirler...

Yadigar İstanbul'a vardığında, oğlu Yunus'un (Aybars Kartal Özson) aslında her bölüm bir maceraya sürükleneceği de anlaşılmış oldu. Zira, üzerinde inatla üstünden çıkartmadığı sünnet kıyafetiyle Yunus, terminalde birden ortadan kaybolmuştu...

Her yerde panik içinde oğlunu arayan Yadigar, bir taksinin içinde Yunus'u bir adamla birlikte görür. Yunus! diye bağırdıktan sonra taksiye yetişir ve Yunus'u bu adamın kaçırmaya çalıştığını düşünür. Kaçırdığını düşündüğü kişinin aslında çocukluk aşkı Civan olduğunu bilmeden... 

Taksici ve semt sakinlerinin araya girmesiyle olay daha fazla büyümez ve Yadigar çocuklarını alıp oradan uzaklaşır. Şimdi tek derdi Hüsne'yi bulabilmektir. Aslında evin çok yakınlarında dolaşıyordur Yadigar ancak, Hüsne'nin ondan gelen telefonları açmama inadı sürmektedir. Hüsne'nin yemek yaptığı sırada mutfağa gelen Bahattin, Yadigar'ı aramasını tembihler ve çoktan İstanbul'da olduğunu bilmeden, bir gün aniden gelmesinden duyduğu endişeyi gidermesini ister. Ama Hüsne bu inat, yine aramaz. 

Tam Civan'da eve gelmiş yemeğe oturmuşlarken kapı çalıverir. Evin manevi kızı (bana göre hizmetçisi) Hatçik (Ayça Damgacı) kapıyı açmaya gider ve masaya geri dönerek Bahattin'e, bir misafirlerinin olduğunu söyler. Yeniden paniğe kapılan Bahattin ve Hüsne'nin telaşlı bakışları arasında kapıdan içeri Yadigar iki çocuğuyla giriverir. Hüsne'ye "beni tanıdın mı? ben, Yadigar" demesiyle ayaklanan Bahattin ve Hüsne'nin telaşına, çocukluk aşkı Yadigar'ı karşısında gören Civan'ın mutluluğu karışır. 

Birinci bölüm biter ve dizinin kaba taslak planı bir bölüm içerisinde izleyicinin beğenisine sunulmuştur. Daha sonraki bölümlerde, emanetin ne olduğu, çocukluk aşkının yeniden alevlenmesi, Civan'ın 15 yıl süren küslüğünün nedeni ve ilk bölümün başından beri Yadigar'ın gelmesini istemeyen Hüsne ve Bahattin'in onu nasıl kızları, çocuklarını torunları yerine koyduğunu izledik. 

İzledik demişken, dizinin 31. bölümü yayınlandı en son. 30 bölüm öncesini, daha dün izlemiş gibi zihnimde tutmayı sağlamış bir projeyi nasıl olur da beğenmem, izlemem, anlatmam. Eğer siz bugüne kadar izlemeyi atladıysanız, inanın bir dahaki bölümden başlamanız için hiç de geç değil. Ama unutmadan bunun nedeni, günümüz dizilerinin bir kelime - 30 saniye bakışmalı, on bölüm sonrasının halen on bölüm öncesiyle aynı olmasına benzerliğinden değil; her bölümün daha sıcak, daha sizi içine alan ve hikayeden kopmayan bir şekilde izleyiciye sunulması. 

Halen geç değil yani!
Açın izleyin bence.

Sevgilerimle... 
Beklenen Kral

twitter.com/BeklenenKral
BeklenenKral@gmail.com