Yalan Dünya TOP 10 listesine devam ediyoruz. Listemin dokuzuncu sırasındaki isim; dizinin dezenfektanı, yarım akıllı sanılan zeka küpü, şakır şakır İtalyanca konuşan ama konuşmadığını sanan, iyilik sever bir melek.. Kocabaş ailesinin annesi Servet Kocabaş...
Tam bir temizlik hastası olan Servet, çamaşır suyuna ölümüne bağımlı ve plastik tuvalet terliklerinden asla vazgeçemeyen, kendi vazgeçemediği gibi evin diğer fertlerine de özellikle balkonda bulundukları sürede, bu plastik terlikleri giymeyi aşılamış bir ev patroniçesi. Kesinlikle, evde giyilen terlikler balkonda, balkonda giyilen terlikler de evde giyilemez. Terliksiz balkona çıkmaksa açık bir intihar teşebbüsü olabilir. Servet eğer böyle bir ana tanıklık ederse önce bir şok, ardından da çamaşır suyunu kaptığı gibi tüm evi elden geçirir.
Sürekli bir şeyleri unutan, isimleri karıştıran ve hatta isimleri karıştırmamak için zaman zaman elinde not defteriyle dolaşan Servet; geceleri salonda televizyon seyrederken uyuyakaldığında, elinin kumandaya değmesiyle yanlışlıkla açılan İtalyanca bir haber kanalını sabaha kadar dinleyerek, İtalyancayı çözecek kadar da zeki biri aslında. O her ne kadar bu özelliğinin farkında olmadan, Türkçe konuştuğunu sanarak İtalyanca konuşsa da, dile hakimliğiyle "heyt be" dedirtiyor ardından. Tabi burada Füsun Demirel'in harika İtalyancasının da payı söz konusu. Ben ilk defa bir Türk'ün bu kadar akıcı İtalyanca konuşabildiğine tanıklık etmiştim ilk izlediğimde. Gülse Birsel'in, annelerimizin klasik anne görünümünün altında, yatan gizli hazinelerine vurgu yapmayı amaçlayarak senaryoda yer verdiğini düşündüğüm bu bölüm, aslında ne kadar değerli kadınlara evlatlık yaptığımızın vurgusunu taşıyor bana göre.
Servet'in en büyük sevdası, ne olduğunu hemen tahmin edebileceğiniz şey; çamaşır suyu!.. Herhalde, çamaşır suyunun, kolonyası, parfümü, meyve suyu bilumum sürülen ve içilen her türlü ürünü yapılsa herkesden önce almaya gidecek kişi Servet'tir. Tinerciler gibi elinde çamaşır suyu bidonuyla gezip, az devreleri yakmışlığı da yoktur. Ev ahalisi, çamaşır suyu kullanmasını yasakladığında ise, kendince bulduğu yöntemlerle çamaşır suyunu kullanmaya devam edişi inanılmaz zekasına bir gönderme yapmakta. Tabi bu yöntem yine devreleri yakmasından başka bir işe yaramamıştı, ayrı mesele.
Biraz da Servet karakterine hayat veren Füsun Demirel'den bahsedelim. Mükemmel bir İtalyanca hakimiyeti olan ve oyunculuğunu her zaman takdir ettiğim Füsun Demirel'in Sıdıka dizisinde de anne kızı oynadıkları Hasibe Eren'le yer aldıkları sahnelerde seyirciye geçen güçlü bağları bence bu geçmişlerinden gelmekte. Safiye Saka ve Sıdıka Saka karakterlerinin tam tersi bir anne ve kız imajları olsa da, Yalan Dünya'da gerçek bir anne kız bağını çok başarılı yansıtabildiklerine inanıyorum. Sıdıka dizisinde baskın bir anne olan Safiye'nin tersine, Yalan Dünya'da mazbut ve her denileni yapmaya çalışan bir anne olan Servet varken; Sıdıka'nın sürekli ezilen ve her denileni yapmaya çalışan bir kız olduğu Sıdıka dizisinden farklı olarak, Yalan Dünya'da baskın bir karakter olan Gülistan'da da( Hasibe Eren) yine tam tersi bir portre izleyiciye sunuluyor. Her iki dizide anne kızı oynasalar da, birbirine zıt karakterlerin kendilerine düşmesinin bir şans, bu durumu izlemenin de çok keyifli olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Annelerimizin, temizlik hastalığı, inanılmaz akılları ve bir melek oluşlarını bize hatırlatan yönüyle Servet'in, Yalan Dünya'nın vazgeçilmezlerinden birisi olduğunu inkar etmek ve onsuz bir Yalan Dünya düşünmek pek tabi ki imkansız...
Listemin sekizinci sırasında yer alan, atarlı Gülistan yarınki yazımda..
Bekleyin..
Sevgilerimle...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder