Survivor'da son iki haftadır gerçekleşmesi oldukça geciken vedalar yaşanıyor... Geçen hafta Akın'ın veda ettiği adaya bu hafta da Tolga Karel veda etti...
Tolga Karel yarışmanın başlarında; gayet sakin, ılımlı ve efendi bir portre çizmekteydi. Özellikle Akın'ın Gönüllüler adasından gelmesi sonrasında, diğer yarışmacılar tarafından dışlanmış gözüken Tolga'ya, insanların sempatisi artmaya başlamış ve oyunculuk alt yapısıyla izleyicinin kendisine sempati duyacağını tahmin eden Tolga Karel içinse, oyun içinde oyun oynama vakti gelmişti...
Başarılı 'Eziliyorum' Taktiği
Akın'la karşı karşıya geldiği birçok olayda haklı olsa bile, yine de onun çok iyi oynadığı unutulmamalı. Akın'ın kendisine karşı sergilediği davranışlardan ötürü, mazlumu oynama fırsatı bulan ve Türk izleyicisinin ezileni göklere çıkarttığını çok iyi bilen Tolga Karel, bu fırsatı çok iyi kullandı. Zira, emellerine ulaşmış; Ünlülerin kaybettiği ilk dokunulmazlık oyununun ardından yapılan Ada konseyinde birinci olmuştu. Tabi tutmuş bu taktik sonrası, devam etmek şarttı. Ama ezileni oynamak da bir yere kadardı...
Yaralı bir kaplan misali diş göstermeye başlayan Tolga Karel'in ilk icraatlarından birisi ise, Ünlüler adasının hemen karşısındaki küçük kayalık adada yaşama kararı almasıydı. Ve bu kararını da hayata geçirdi... Büyük bir başkaldırıydı bu... İzleyicinin gözünde iyice devleşecekti... Çıkartma yaptığı, oturmak için bile doğru dürüst yer olmayan o küçük adada, elinde Ünlülerin bayrağını sallayarak gurur pozları veren Tolga'nın, kısa süre sonra yine fikri değişmiş ve bulduğu ilk fırsatta, adaya geri dönerek kulübedeki yerine yeniden kurulmuştu... Bildiğin oynuyordu yani... Su gibi, girdiği kalıbın şeklini alıyor ve kalıp etrafından uzaklaşınca da; bambaşka bir deryaya dönüşüyordu... Tabi izleyicinin, bu değişken ruh halinin sebebini anlaması çok uzun sürmedi. Tolga Karel'in mükemmel bir oyuncu olduğu gerçekti ama ya bu oyunları gerçek sanıp, ona oy atanların hezimeti ne olacaktı?.. Bir sonraki kaybediş ardından gerçekleşen Ada konseyinde birinci olmamasıyla bunun bilincine varan Tolga için en başa dönmek kaçınılmazdı... Yeniden ezileni oynayacak ve her fırsatta Tolga'nın üzerine gitmeyi görev edinmiş Akın'ın saldırıları karşısında, masum bir insanı sahneleyecekti... Nitekim başarılı oldu da, sonraki birçok Ada konseyinde ismi çıkmasına karşın izleyenler tarafından korundu ve bu haftaya kadar da kalmayı başardı...
Canını Sıkan Bir Durum Olduğunda Nükseden Ağrıları(!)
Tolga'nın olumsuz bir başka huyu da, Ada konseylerinde adı yazılınca veyahut adada birileriyle kavga ettiği zamanlarda sakat numarası yapıp, oyun oynamamasıydı. Akşam yatarken hiçbir şeyi olmayan Tolga'nın, sabah kalktığında sakatlanıp(!) elini sarmış olması artık kimseyi şaşırtmıyordu ama yarış öncesi adadan ayrılırlarken sağlam olan elinin, oyun adasına gelindiğinde; ağrılarının birden nüksetmesi, bardağı taşıran son damla olmuştu... Onun yüzünden diğer ünlülerin de suçlanması ise Tolga'nın suyunu iyice ısıtmış, son ödül oyunlarından birinde, Turabi ile aralarında geçen diyalogla da; sakatım dese bile, nasılsa adı yazıldı ya da yazılacak diye oyunlarda oynamadığını itiraf etmişti...
Tolga belli ki, 5 yıldan fazla oynadığı Yaprak Dökümü'nün kötü adamı olan Oğuz karakterini iyice benimsemiş ve rolün etkisinden çıkamıyor. Bununla yaşamak onun için oldukça zor olsa gerek...
Ve Çok Önceden Olması Gereken Veda Zamanı...
Pazar günkü dokunulmazlık oyununu kaybetmelerinin ardından Merve, Gökhan ve Ahmet tarafından yine adı yazılan Tolga, gitme potasındaki ilk isim oldu. Pazartesi günü yapılan kişisel dokunulmazlık oyununu kazanan Ahmet ise Tolga'dan daha fazla oy almış olabileceği düşüncesiyle Merve'nin ismini söyledi ve sonuçta da Merve'den daha az SMS oyu almış olan Tolga Karel adaya veda etti...
Türkiye'ye döndüğünde, Sinem Kuyucuoğlu'nun; "Beni uyuşturucuya o başlattı" söyleminden ötürü zor günlerin beklediği Tolga Karel'in, hayatında neler olup bitecek bilinmez. En azından benim bildiğim bir şey var ki; o da bundan sonra Tolga Karel'i ekranda gördüğüm an kumandayı elime alıp; "Zap" yapacak olduğum...
Sevgilerimle...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder