Show TV: Belirsizliğin kanalı - Beklenen Kral

2 Ağustos 2014 Cumartesi

Show TV: Belirsizliğin kanalı


Son dönemlerde sürekli el değiştiren, her el değiştirmede de değişen yönetimiyle; alınan başarısız kararların kurbanı olan ve izleyici için tüm cazibesini yitiren bir kanal Show TV... Kanal için en büyük kayıp ellerindeki en büyük iki kozu kaybetmesiyle başlamıştı ve devamı da hiç durmaksızın gelmekteydi...

Giden büyük kozlar
Show TV için sonun başlangıcı, elindeki en büyük kozları kaybetmesiyle başladı. Daha sonra ise düşüş kanal için devamlı bir hale gelmişti. Önce kanalın reyting rekortmeni yapımı Muhteşem Yüzyıl, daha sonra da Acun Ilıcalı'nın yine reyting rekortmeni tüm programları kanalı terk edip; Doğuş Grubu'nun yeni satın aldığı ve izlenirliğini arttırmak için hiçbir harcamadan kaçınmadığı, Star TV'ye geçmişti. Kanalın neredeyse şah damarı kopmuş gibiydi ve yeniden toparlanması da imkansızdı. Zaten öyle de oldu... Elinde tek iş yapan projesi Pis Yedili'ydi ve onun da başı; kanalın el değiştirmesi sonrası yenecekti...

El değiştirmeler ve yeni beklentiler, belirsizlikler
Show TV şüphesiz çok zor süreçlerden geçiyor uzun zamandır. Üzerinde hep bir belirsizlik olan kanal, Çukurova Grubu'nun borçlarına karşılık TMSF'nin eline geçtiğinde, daha da içler acısı bir duruma düşmüştü. Neredeyse tüm dizi ve programlar birbir bitirilmeye ve filmlerle reyting yakalamaya çalışıyordu-ki herhangi bir ihale olmaksızın kanal Ciner Grubu'na satıldı. Ciner Grubu bu satın alma sonrası iyi işler çıkartacağını vadediyordu. Birçok diziyi ve programı transfer etmeye odaklandılar. Önce, Atv'den Benim İçin Üzülme'yi, daha sonra Fox TV'den; önce Güldür Güldür, sonra Fatih Harbiye'yi ve son olarak da Star TV'den Dila Hanım'ı transfer etmişlerdi. Bu sırada, Demet Akbağ ve Erdal Özyağcılar'ın başrolü paylaştığı ancak ilk bölümü dışında oldukça sıkıcı ve izleme zevki vermeyen Sevdaluk dizisini yayına soktular. Hatta Sevdaluk için, kanalın o zamana kadar reyting alabildiği bir-iki yapımdan birisi olan Pis Yedili'nin başını yemeye bile cesaret ettiler...


Peki ne oldu?.. Sevdaluk, ilk bölümünde umut vadeden bir reyting almıştı ama daha sonraki bölümlerde hikayesi o kadar sıkıcı ve dramatik bir hale getirilmişti ki, izleyici bir bir kaçmaya başlamıştı yapımdan. Artık ilk beşe girmesi mucize halini alan dizinin uğruna, birinci olamasa bile en güçlü rakibi Muhteşem Yüzyıl karşısında iyi reytingler alabilen Pis Yedili'nin de başı yenmişti... Pis Yedili, neredeyse haftanın her gününde denendi ama tutmadı. Çarşamba'ya getirmeme inadı ise kanalda baki kalmıştı. Bu inadın sonundaysa, reyting alabildiği nadide işlerden birisi izleyicisini küstürmüş ve yaz ekranında kalan birkaç bölümü yayınlanmak üzere bitirilmişti. Ardından, Demet Akbağ'ın karakteri dışında hiçbir karakterinden hoşlanmadığım; Sevdaluk dizisinin bitirilmesi kararlaştırıldı. Yani, Midyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştu kanal. Bence gayet de hak etmişti bu tabloyu...


Kanal için belirsizlikler sürerken, büyük umutlarla transfer edilen Benim İçin Üzülme, Atv'de aldığı reytingleri ilk birkaç bölüm sonrasında artık yakalayamıyordu. Acının katmer gibi kat kat olduğu dizi, her bölüm daha da dramatikleşmeye ve bu dramatik işleyişin suyu çıkınca da, izleyiciyi kaybetmeye başlamıştı... Öyle ki, dizi çekildiği bölgede sürekli protesto ediliyor ve Karadenizlileri yanlış tanıtıyorlar diye bitirme kampanyaları yapılıyordu. Nitekim, kanal aniden Benim İçin Üzülmeyi'de bitirme kararı almıştı. Eğer siz dramı fazla kaçırıp; abarttıkça abartırsanız, bundan farklı bir son bekleyemezsiniz zaten...

Sezon içinde denenen diğer yapımlar; Adını Kalbime Yazdım, Aşk Ekmek Hayaller, Firuze, Saklı Kalan, Her Sevda Bir Veda ve Analı Oğullu'da yayın hayatlarına başlamalarından kısa süre sonra aldıkları düşük reytingler nedeniyle bitirilmişlerdi...


Fatih Harbiye, Dila Hanım ve Güldür Güldür içinse, aynı şeyler söylenemezdi. Çok uçuk reytingler alamıyorlardı ama kanalın diğer işlerine bakınca, öpüp başlarına koymaları gerekiyordu... Bu arada birden Güldür Güldür'ün reytinglerinde sıçramalar başladı. Kanalın prime time kuşağında, yüksek reyting alabildiği tek yapımı artık Güldür Güldür'dü ve program şahane ilerliyordu. O bir sıçrayışa geçmişken, Fatih Harbiye ve Dila Hanım kan kaybetmeye başlamışlardı. Dila Hanım, final yapmış; Fatih Harbiye ise büyük bir belirsizlikle sezon arası vermişti. Bir dahaki sezon birkaç bölüm şans tanınacaktır, Fatih Harbiye'ye. Baktılar düşüş devam ediyor onun sonu da, kanalın arşivindeki tozlu raflar olur büyük ihtimalle...


Güldür Güldür'ün de sezon finaline girmesiyle reyting denen şey Show TV için mucize olmuştu. Arada denk gelen güzel filmlerle ilk beşe girebildiği reyting listelerinde genelde ilk on da hiç görünmüyordu. Ama kanalın elinde, iyi reyting alabildiği bir yapımı vardı artık; o da Evrim Akın ile Ev Kuşu... Hafta sonları öğleden sonra yayınlanan program, öyle iyi reytingler alıyorduki, kanalın prime time dahil en yüksek reyting alabildiği tek işi Ev Kuşu'ydu bu dönemde. Bir ara Çılgın Dershane filminin dizisi de denendi. İlk bölümünde yüksek reytingler almıştı ama o da, ikinci bölümüyle birlikte düşüşe geçti ve sonunda Fatih Aksoy tarafından bitirildiği duyuruldu. Bitirilmeler ise son sürat devam ediyordu...

Zira, kanalın eski sahibi Erol Aksoy, Show TV'nin Ciner Grubu'na satışı sırasında hakkı yendiğini iddia ederek, idare mahkemesine dava açmış ve davayı kazanmıştı. Bu durumda da kanal, Ciner Grubu'nun elinden yeniden TMSF yönetimine geçmişti. Böyle olunca, kanal yeniden beş parasız bir dönem yaşamaya başlamıştı ve tek reyting alabildikleri yapım olan Ev Kuşu dahil, aynı yapım şirketine ait beş programın ipi çekilmişti. Bu karar sonrasında da yapım şirketi, 72 çalışanıyla yollarını ayırmak durumunda kaldıklarını bir basın bülteniyle duyurmuştu... TMSF ise kazanılan bu davanın aleyhine yeni bir dava açtı ve bu davayı kazandı. Kazanılan bu dava sonrasında da yönetim kanalı yeniden Ciner Grubu'na devretme kararı aldı. Kanal yeniden Ciner Grubu'na geçtiğinde de ilk iş, genel müdür değiştirildi. Melis Civelek kanalın yeni genel müdürü olmuştu. Aslında, daha önceden bu karar verilmişti ama kanalın TMSF'ye geçişi sonrasında, ertelenmek durumunda kalınmıştı. Yeniden, kendilerine geçtiğindeyse hemen ataması yapıldı. Bu sırada, son el değiştirme sonrası bitirilen birkaç yapımda ekranlara geri döndü. Bunların en önemlisi Evrim Akın ile Ev Kuşu'ydu ve geçtiğimiz hafta yeniden yayın hayatına kaldığı yerden başladı...

Belirsizlik son sürat devam
Bu arada kanal yeni sezon için Seda Sayan'la anlaştı. Bu durumda, Gülben Ergen'in sunduğu ve hiçbir zaman yüksek reyting yüzü görmeyen programınınsa ipi çekilmiş oldu. Bakalım, Seda Sayan iyi reyting getirebilecek mi kanala?..

Kanal hala tüm belirsizliklerini korumakta aslında. Yeni yayın hayatına başlayan dizisi Otel Divane, reyting listelerinde ellinci sıranın üstünü göremiyor. Fragmanları dönen Yılanların Öcü sosyal medyada ilgi uyandırdı ama ağır dram olduğu belli olan yapımın, tutunup tutunamayacağı muallak...

Ve...
Show TV, gelecek sezon sıçrayışa geçebilecek mi yoksa, düştüğü bataklıktan kurtulmaya çalışırken daha derine mi batacak henüz tahmin etmek güç... Bilinen ve kesin olan bir şey var ki; o da artık Show TV sloganının değişmesi gerektiği...

Yeni sloganı ne mi olmalı?..

Show TV, belirsizliğin kanalı...

Sevgilerimle...
Beklenen Kral

twitter.com/BeklenenKral
BeklenenKral@gmail.com

2 yorum :

  1. Büyük Risk'i unutmuşsunuz galiba. O da kanalı sırtında taşıyan yapımlardan biri. Fatih Harbiye'yi de kolay kolay bitirmezler bence. İyi reyting alıyor, ama başını yiyebilirler. Yılanların Öcü, bence büyük bir fiyasko olacak. Eleştirmenler ve izleyiciler, buna hazırlanmış gibi bekliyorlar diziyi. Kanalın bir diğer yeni dizisi Çiçek'in de, kadrosuna rağmen gerilerde kalacağını düşünüyorum. Show TV, el değiştirmeler sebebiyle sezona çok geç girdi. Oysa anlaşmalar yapıldı, çekimler başladı ve kanala da 2-3 proje kaldı sadece. Bir zamanlar herkesin izlediği ve konuştuğu bir kanalın bu hale düşmesi çok acı. Ki, bazı kanallar da onun sayesinde reyting almaya başladı. Mesela Star, Ocak-Haziran 2012 arasını çok da iyi geçirmedi Muhteşem Yüzyıl haricinde. Sonrasında Acun'la atağa kalktı. Ki, her gün reyting rekorları kıran Beni Affet de Show'da başlamıştı. Ki, daha önce de Dadı, Biri Bizi Gözetliyor gibi yapımlarını da almıştı. Show da Büyük Risk'i alabildi ondan sadece... Star da bu sene büyük bir sınava girecek. Neyse.
    Bu arada diğer kanallar için de böyle bir şey yapabilir misiniz? Ya da her kanalın yeni sezon projelerinden bahsedeceğiniz bir yazı serisi yapma ihtimaliniz var mı? Cevabınızı şimdiden bekliyorum. Sevgiler... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, Büyük Risk'i unutmuşum. Yazı için yaptığım ön hazırlıkta da önüme gelmemiş olacak ki, not falan da etmemişim. :) Bir tane fire olsun artık... Show TV'nin geçmişinde sorun yok ama geleceği biraz sorunlu... Çok iyi işler, popüler isimleri bir araya getirmeli ki; kanalın kaybettiği izleyici geri dönsün. Yılanların Öcü ile bu yakalanamaz mesela. Ya da Otel Divane ile... Daha radikal projeler sürmeli öne...

      Star konusunda da haklısınız. Açıkçası, Acun ve Muhteşem Yüzyıl olmadan; Show TV'nin durumuna düşme ihtimali var ama onun artık kemikleşmiş bir izleyici kitlesi de oldu. Önceden Kanal D'nin "artık" dizi ve programlarıyla işleyen kanal, şimdi saygın bir kanala dönüştü. Elindeki işleri iyi kullanır ve gidenler yerine iyi alternatifler üretirse, başarılı bir sezon geçirebilir.

      Diğer kanallarla ilgili böyle bir yazı dizisi olabilir aslında. Mesela yukarıda dediğim, Star'ın geçirdiği evrim ya da TGRT'nin Fox oluşu ve geçirdiği serüvenler... Güzel fikirmiş. :) Ciddi bir ön hazırlık gerektiriyor tabi bunlar. Neden olmasın, parmaklarıma mı yapışır?.. :)

      İlginize teşekkürler,
      Sevgiler...

      Sil