Star TV şüphesiz şuan için Türkiye'nin en büyük üç kanalından birisi konumunda. Elbette bu sürece gelmek kanal için hiç de kolay olmadı. Daha kurulduğu ilk yıllarda zorluklar yaşayan kanal, bir sürü bürokratik engelle karşılaştı. Hatta Anayasayı çiğnemiş olmakla bile suçlandı. Yetmedi dört kez el değiştirdi. O da yetmedi, çok izlenmeyen ya da akışta yer bulunamayan dizi ve programların yayınlandığı 'artıkçı' bir kanal durumuna getirildi... Ama gün geldi, ekranlarda onun da borusunun güçlü bir şekilde öttüğü zamanlar beliriverdi... En çok izlenen kanal olmayı yıllardır kimseye kaptırmayan ve bir zamanlar kardeş kanalı da olan, Kanal D'yi bile tahtından etmeyi artık başarmıştı... Böyle büyük ve zor bir maziye sahip Star TV'nin, dünü ve bugününe derinlemesine bir bakış atmaya ne dersiniz?..
Kanal, Türk televizyon tarihi için bir milat her şeyin başında. Türkiye'nin ilk özel televizyonu olmasının yanında, ülkeyi TRT'nin tekelinden kurtaracak adımların atılmasına da öncülük etmiş bir kuruluş. Zira kanalın kurulmaya çalışıldığı yıllarda, Anayasanın 133. maddesi ülkedeki tüm televizyon yayın hakkını TRT'ye vermekteydi. Onun dışında, herhangi bir kanalın kurulması ve yayınlanması anayasal bir suçtu yani... Star TV işte tam da bu suç teşkil edilen dönemlerden geçmek zorunda kalacaktı... Her şey bittiğinde ise ülkenin ilk özel kanalı olma gururunu, var olduğu sürece yaşamaya hak kazanmıştı...
Yayına başlayış ve ilk büyük rekabet
Star TV doğduğum yılda temelleri atılan bir kanal. Yaşıtım olması ayrı güzel yani... -şizofreni başlangıcı- Kanal 1989 yılında Cem Uzan ve Ahmet Özal ortaklığıyla Magic Box Star1 adıyla kuruldu. Türkiye'de yayın yapması mümkün olmadığından, Almanya'da özel bir stüdyodan test yayınına başlamıştı. Türkiye'den ise o zamanlarda sadece özel uydu antenleri aracılığıyla izlenebilmekteydi. Elbette TRT bu rekabetten hiç de memnun değildi. Özellikle kendi haber kadrolarının ve önemli haber spikerlerinin teker teker Magic Box'a geçmesi bir yerde kovanlarına çomak sokmak gibiydi. Zira, elinde anayasal bir tekelcilik hakkı bulunduruyordu ve böyle hissetmesi gayet normaldi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi kanal bir de dört büyük kulüple anlaşmış ve onların özel maçlarını ve ayrıca o zamanlar Türkiye'de oldukça yoğun bir şekilde izlenen, Ateş Çemberi, Dallas, Santa Barbara, Aynadaki Yüz gibi pembe dizileri yayınlamaya başlamıştı. O zamana kadar yalnızca Star1'in varlığından duydukları rahatsızlığı sözlü olarak ifade eden TRT ise işi "yayın tekelini çiğnediği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşımıştı. Bu başvuru sonrasında Anayasa Mahkemesi, Star1'in Türkiye'de yayın yapabilmesini sağlayan; "televizyon vericilerini TRT'den alıp PTT'ye oradan da Star1'e devreden" 3517 sayılı yasayı iptal etmişti ve vericilerin tekrar TRT'ye devredilmesi kararını almıştı. Ancak, bu gelişme üzerine kanal gazetelere tam sayfa ilan vermiş ve "yayınların vericiler üzerinden değil, uydu sistemi aracılığıyla yapıldığını" duyurmuştu. Yani TRT'nin girişimi bir işe yaramamıştı. Artık karşısında güçlü bir rakip vardı ve Star1 ilk iş olarak, bundan sonra yayın saatini arttırma kararı almıştı. TRT ile girdiği rekabet, yılbaşı programlarına dahi sıçramıştı. TRT'nin yalnızca bir dansöz çıkarttığı 1991 yılbaşında, Star1 tam 11 dansözle ekranlarda boy göstermekteydi...
Uzan dönemi
1992 yılında Cem Uzan ve Ahmet Özal arasındaki ortaklık bozulmuş ve aralarında uzunca bir zaman süren mahkemenin ardından Ahmet Özal Almanya'ya giderek, Star1'i kendi adına tescil ettirmişti. Cem Uzan ise bu hamle sonrasında, bir gecede kanalın adını "InterStar" olarak değiştirmişti... 1993 yılında ise Anayasa'nın 133. maddesinde yapılan 3913 sayılı yasa değişikliğiyle; "Radyo ve Televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbest(tir.)" bırakılmıştı. Bu gelişmeyle birlikte, TRT'nin tekelciliği sona ermiş ve Türkiye'de artık özel televizyon yayıncılığının önü tamamen açılmıştı.
Yayına başlayış ve ilk büyük rekabet
Star TV doğduğum yılda temelleri atılan bir kanal. Yaşıtım olması ayrı güzel yani... -şizofreni başlangıcı- Kanal 1989 yılında Cem Uzan ve Ahmet Özal ortaklığıyla Magic Box Star1 adıyla kuruldu. Türkiye'de yayın yapması mümkün olmadığından, Almanya'da özel bir stüdyodan test yayınına başlamıştı. Türkiye'den ise o zamanlarda sadece özel uydu antenleri aracılığıyla izlenebilmekteydi. Elbette TRT bu rekabetten hiç de memnun değildi. Özellikle kendi haber kadrolarının ve önemli haber spikerlerinin teker teker Magic Box'a geçmesi bir yerde kovanlarına çomak sokmak gibiydi. Zira, elinde anayasal bir tekelcilik hakkı bulunduruyordu ve böyle hissetmesi gayet normaldi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi kanal bir de dört büyük kulüple anlaşmış ve onların özel maçlarını ve ayrıca o zamanlar Türkiye'de oldukça yoğun bir şekilde izlenen, Ateş Çemberi, Dallas, Santa Barbara, Aynadaki Yüz gibi pembe dizileri yayınlamaya başlamıştı. O zamana kadar yalnızca Star1'in varlığından duydukları rahatsızlığı sözlü olarak ifade eden TRT ise işi "yayın tekelini çiğnediği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşımıştı. Bu başvuru sonrasında Anayasa Mahkemesi, Star1'in Türkiye'de yayın yapabilmesini sağlayan; "televizyon vericilerini TRT'den alıp PTT'ye oradan da Star1'e devreden" 3517 sayılı yasayı iptal etmişti ve vericilerin tekrar TRT'ye devredilmesi kararını almıştı. Ancak, bu gelişme üzerine kanal gazetelere tam sayfa ilan vermiş ve "yayınların vericiler üzerinden değil, uydu sistemi aracılığıyla yapıldığını" duyurmuştu. Yani TRT'nin girişimi bir işe yaramamıştı. Artık karşısında güçlü bir rakip vardı ve Star1 ilk iş olarak, bundan sonra yayın saatini arttırma kararı almıştı. TRT ile girdiği rekabet, yılbaşı programlarına dahi sıçramıştı. TRT'nin yalnızca bir dansöz çıkarttığı 1991 yılbaşında, Star1 tam 11 dansözle ekranlarda boy göstermekteydi...
Uzan dönemi
1992 yılında Cem Uzan ve Ahmet Özal arasındaki ortaklık bozulmuş ve aralarında uzunca bir zaman süren mahkemenin ardından Ahmet Özal Almanya'ya giderek, Star1'i kendi adına tescil ettirmişti. Cem Uzan ise bu hamle sonrasında, bir gecede kanalın adını "InterStar" olarak değiştirmişti... 1993 yılında ise Anayasa'nın 133. maddesinde yapılan 3913 sayılı yasa değişikliğiyle; "Radyo ve Televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbest(tir.)" bırakılmıştı. Bu gelişmeyle birlikte, TRT'nin tekelciliği sona ermiş ve Türkiye'de artık özel televizyon yayıncılığının önü tamamen açılmıştı.
2004 yılında ise tüm dengeler değişmek üzereydi... Cem Uzan hakkında açılan yolsuzluk davaları nedeniyle TMSF kanala el koymuştu. Bundan sonrasındaysa kanal için büyük düşüş başlamıştı... Bu düşüşü bir buçuk yıl sonra yapılan ihaleyle kanalı satın alan Doğan Holding de engelleyememişti...
Doğan Dönemi
2005 yılının Eylül ayında, TMSF'nin el koyduğu Star TV için açtığı ihaleyi tam 306,5 milyon Türk lirası karşılığında Doğan Yayın Holding kazanmış ve kanalın yeni sahibi olmuşlardı. Kanalı eski günlerine getirmeyi vaadediyorlardı ama bunu ne yazık ki başaramamaktaydılar... Öncelikle logonun ekrandaki yeri değiştirildi. Sol üst köşeden alınıp, yeniden sağ alt köşeye indirilmişti. Logoyla ise yıldızın üç boyutlu ve metalik bir görünüme getirilmesi dışında oynanmamıştı. Yayınlanan İki Aile, Yalancı Yarim ve Köprü dışında reyting alabilen bir işleri de olmamıştı. Bu sefer de Kanal D'nin tutan işlerini kanala aktararak Star TV'nin izlenilirliğini arttırma çabasına girmişlerdi. İlk iş olarak da, iyi reyting getiren Sihirli Annem, daha sonra da yine kanalın önemli işlerinden Acemi Cadı Star TV'ye geçiş yapmıştı. Ama bu plan işe yaramamıştı. Diziler kanala reyting getireceği yerde, kan kaybetmeye başlamışlardı... Böyle olunca da kanaldan ümit kesildi ve artık, Kanal D'nin tutmayan ama yapılan sözleşmeler gereği yayından da kaldırılamayan veya akışta yer bulunamayan dizi ve programlarının yayınlandığı bir kanal halini aldı. Yol Arkadaşım, Geniş Aile, Küçük Kadınlar, Küçük Sırlar aklıma gelen bu örneklerden... Elbette bu 'artıkçı' taktiğinin pek de reyting beklentisi yoktu. Sadece sözleşmelere uymak ve Star'ın da içeriğini doldurmaktı amaç... O zamanlar Kanal D, bugünkü gibi yapımlarını bir çırpıda harcayan bir kanal değildi. Zaten, izlenen bu yolda bunun en büyük göstergesi...
Nitekim, Doğan Yayın Holding kârdan çok zarar ettiği bu kanalı elden çıkartmaya karar verdi. Elbette, önce bu haberler dedikodu şeklinde yayılmıştı. Hatta kimin ya da kimlerin alacağı konusunda iddialar, spekülasyonlar gırla gidiyordu... Ama en başından beri ismi geçen bir grup, artık kanalı satın almak için resmi girişimlerde bulunmuştu...
Doğuş Dönemi
Doğuş Grubu, bu satış fikri ortaya çıkmadan çok önce aslında bir ulusal kanal kurma girişimleri içerisindeydi. Hatta kanalın adı bile belliydi; TVen... Kanalla ilgili çalışmalar ve nasıl bir içeriğe sahip olacağı, hatta yapılacak dizi transferleri konusunda da basına çokça haber oluyordu. Ama Doğan Yayın Holding'in, Star TV'yi satışa çıkartma kararı sonrası; sıfırdan bir kanal kurup hem tanınırlığını hem de izlenilirliğini attırmak için fazlaca çaba ve para harcayacaklarına, Star TV'yi satın almak daha cazip gelmişti. Bu doğrultuda TVen'i kurma çalışmalarına son vermiş ve Doğan Yayın Holding'le görüşmelere başlamışlardı. En sonunda da, 17 Ekim 2011 tarihinde kanalı 327 milyon Türk lirası karşılığında satın almışlardı... Bundan sonra da kanal için bir yükseliş dönemi başlayacaktı...
Kanalın logosu, diğer logolardan oldukça farklıydı. Karşıt şekillerin bir araya gelmesiyle, içi boş bir yıldız şekli oluşturulmuştu. Eleştirileri de beraberinde getirmekteydi elbette bu şekil... Özellikle İsrail bayrağındaki Davut yıldızına benzetenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazlaydı. Ayrıca, içi boş görüntüsünden ötürü ekranda iyi algılanmadığına dair söylemler dillendirilmekteydi.
Nitekim, sadece birkaç gün sonra logo bir kez daha değişime uğramıştı. İçi boş yıldız görünümü beyaz bir gölgeyle belirginleştirildi. Ve sonucunda da bugün halen kullanılan logosu, ekranın sağ üst köşesindeki yerini aldı.
İlk olarak, Muhteşem Yüzyıl fırtınası baş gösterdi... Kanal, Muhteşem Yüzyıl'ı Show TV'den transfer etmişti... Ve reytingler dizinin gelişiyle bir anda tavan yapmıştı. Doğuş Grubu'nun parası oldukça çoktu ve uzun süredir Show TV'de biriken alacaklarını tahsil edemeyen Acun Ilıcalı'da Star TV ile anlaşmıştı... Acun'un gelişi, Muhteşem Yüzyıl ve günlük yayınlanan dizisi Beni Affet ile reyting listelerinin ilk beş sırasını hafta içi her gün bir program ya da diziyle kaplar halini aldı kanal. Bunun yanında birçok başarılı dizi ve programda aldığı reytinglerle kanalı oldukça memnun etmekteydi. Her ay reyting listelerinin vazgeçilmez lideri Kanal D, artık koltuğunu Star TV'ye kaptırmaya başladı. Reklam verenlerin en uğrak kanalı halini artık Star TV almıştı. Bununla birlikte Kanal D'de birçok denge değişmişti. Özellikle geçen sezon ekrana yeni sürdüğü hiçbir işi tutmayan kanal, birkaç yıl öncesine kadar sözleşmelerine sadık kalarak, bitirmeden sahibi olduğu Star'a aktarırken yapımlarını, artık eski o 'artıkçı' kanal en büyük rakibi halini almıştı. Yani artık tutmayan işlerini kıyımdan geçirmek Kanal D için bir geleneğe dönüşecekti...
Gerçek mücadele
Tüm bunların gölgesinde, geçen sezon sonunda; Muhteşem Yüzyıl final yaparak ekranlara veda etti. Acun Ilıcalı ise Tv8'i satın alarak, Star TV ile iş ilişkisini bitirdi. Artık tüm projelerini kendi kanalında yayınlama kararı almıştı. Bunun yanında Doğuş Grubu'nun sahibi Ferit Şahenk'in, Acun Ilıcalı'nın satın aldığı Tv8'in küçük ortaklarından birisi olduğunu öğrenmiştik bu satın alma sonrasında. Yani Acun Ilıcalı ve Doğuş Grubu arasında artık ortaklık ilişkisi kuruldu. Bu ortaklık ilişkisi Star TV'ye yaramamış gibi görünüyor şimdilik ama Acun'un Tv8'de istediği başarıyı yakalamaması durumunda Star TV'ye birkaç projenin geçiş yapma ihtimali yüksek. Zira Tv8'in bir çırpıda Star TV gibi yükselebileceğine ben pek ihtimal vermiyorum. Star sonuçta yılların tanınmış markasıydı ve bir şekilde reklam verenlerin en önemli duraklarındandı. Doğuş Grubu'nun satın almasıyla da kanalın yaptığı hamleler eski şaşalı günlerine dönüşü resmetmekteydi. Ama Tv8, bugüne kadar reyting listelerinde neredeyse hiç varlık gösterememiş bir kanal. Birden sıçrayışa geçmesi bence büyük sürpriz olur. Bunu bir dahaki ay yakından göreceğiz aslında... Bakalım Acun Ilıcalı, pişmanlık mı yoksa mutluluk mu duyacak bu işin sonunda...
Star TV'nin ise asıl mücadelesi bu sezon başlayacak. Ekrana süreceği yeni projeleri ve geçen sezondan yüksek reytingler vadeden yapımlarıyla, yakaladığı çizgisini koruyabilecek mi büyük merak konusu benim için... Kanalın geçmiş sezondan devam edecek ve bu sezon ekrana gelecek yapımlarıyla ilgili bir yazıyı da, yine bu hafta içerisinde kaleme alacağım. Bakalım geçmişin artıkçısı, bugünün reyting canavarı; iki yıldır sürdürdüğü istikrarını, bu sezonda da koruyabilecek mi?..
Bekleyip, göreceğiz...
Sevgilerimle...
Beklenen Kral
twitter.com/BeklenenKral
BeklenenKral@gmail.com
Star saat 19.00'da yeni yüzüyle yayına girmişti, 20.00'de değil...
YanıtlaSilBen Kanal D-Star-tv8 üçgeninde neler olacağını çok merak ediyorum.
Kanal D: Geçen sezon birçok projesini bitirdi. Bu sezona da tam 8 yeni diziyle girecek. Bakalım neler olacak? Bence yine ağır bir bedel ödeyecek. Bu arada kanalın o meşhur yeni sezon tanıtımlarından biri bu akşam Ulan İstanbul'un reklam arasında yayınlanacak. Kanalın başarısızlığının geçen sene tanıtım olmamasına da bağlandığı söyleniyor. Ben pek inanmıyorum ya, neyse...
Star: Geçen sezondan sadece Aramızda Kalsın ve Medcezir var. Bir de Kardeş Payı, ki o da Ocak'ta başlıyor yeni sezona. Güzel Köylü, Cumartesi akşamları yayınlanacakmış. Kaçak Gelinler'in de Perşembe akşamı pt-2'ye geçeceğini düşünüyorum. Şimdilik iki projesi var. Reaksiyon ve Aşktan Kaçılmaz. Ben Olsaydım'ın çekimleri henüz başlamadı. Kaderimin Yazıldığı Gün hala kadrosunu oluşturuyor. Gönül İşleri de keza. Propaganda ve Serçe Sarayı (Songül Öden başrolde) ise Ocak'ta yayına girecek. Gani Müjde'nin Sil Baştan'ı var bir de. Deniz Yıldızı ve Okan Bayülgen transferleri de konuşulmaya devam ediyor. Onun mücadelesini de çok merak ediyorum.
tv8: Ben de bir anda yükseleceğine inanmıyorum kanalın. Star, Türkiye'nin ilk özel kanalı olması nedeniyle insanların kalbinde daha ayrı bir yer edinmişti. Zaten izlenen bir kanaldı, bunun sayesinde iyice toparlandı. tv8 ise daha az bilinen bir kanal. Gerçi çoğu kişi Acun sayesinde öğrendi, ama hala bilmeyen büyük bir kitle var. Onun da logosu değişecekmiş bu arada. 8 artık yatay olacakmış...
Star'ın aldığı diğer projeler arasında zamanında Kanal D'de çok izlenen Akasya Durağı ve ona hiçbir katkı sağlamayan Bir Çocuk Sevdim var. BÇS için ayrı bir parantez açıyorum, çünkü daha kanalın yenilenmesinin ilk gününde Kanal D yine ona verdi projesini nedense. Ocak'tan Haziran'a kadar orada sürüp sona ermişti. Star'ın reyting aldığı projelerden Papatyam'ı unutmuşsunuz. Gerçi o daha sonra başladı, ama Salı günleri çok izlenen bir diziydi. Futbol sevenlerin acımasızca küfürlere boğduğu bir diziydi ayrıca.
Neyse. Çok oradan buradan bir yorum oldu. Aslında daha fazla konuşabilirdim bu konudan, ama fazla uzatmak istemiyorum. Bu arada TGRT'nin FOX'a dönüşmesi, ya da TRT 1'in uzun tarihi gibi şeyler de bekliyoruz. Sonraki yazılarda görüşmek üzere. Sevgiler... :)
Star'da Doğan döneminde daha fazla şampiyonlar ligi maçları yayınlanırdı.ayrıca cumartesi öğlen şampiyonlar ligi özel vardı :) küçükken kaçırmadan izlerdim.Bu arada yazı çok güzel olmuş.
YanıtlaSilTeşekkür ederim... :)
SilSevgiler...