Yeni sezon başladı ve bir bir özlediğimiz dizilere kavuşmaya da başladık. Başlamasını heyecanla beklediğim yapımlardan biri de, büyük bir sürprizle sezon finali yapan Kara Para Aşk'tı. Merakla kim olduğunu öğrenmek istediğimiz katil, hiç umulmadık bir isim çıkmıştı. Ömer'in abisi Hüseyin, meğersem dizideki tüm kötüleri cebinden çıkartırmış. Adam öyle bir tezgah kurmuş ki, Tayyar'ın her hamlesi onun ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramıyor. Hüseyin böylesine şirazesinden çıkmışken, artık abisine güvenemeyeceğini anlayan Ömer'in imdadına ise güvenilir bir emniyet amiri yetişecektir..
On dördüncü bölüm
Yeni bölüm başladığında olduğumuz yer, sezon finali anıydı. Elif, kara para akladığını itiraf etmişti ve Ömer girdiği şokla birlikte herhangi bir tepki de vermemişti ama Elif ardına bakmadan oradan uzaklaşmaktaydı. Tam bu sırada ise Ömer'in telefonu çaldı ve telefonun diğer ucundaki Arda, bir felaketten bahsediyordu. Bu felaket ise öleceğini hiç ummadığım ama katıldığı bir ödül töreninin kırmızı halı seremonisinde, diziden ayrıldığını açıklayan Nebahat Çehre'nin hayat verdiği Zerrin'in ölümünden başka bir şey değildi. Ömer, Zerrin'in öldüğünü öğrendiğinde haber vermek için peşinden gitti ama Elif'i bulamadı...
Annesini öldüren Aslı ise çılgına dönmüştür ve kendisinin de ölmesi gerektiğine inanmaktadır. Odadan bir şekilde kaçan Aslı, başka bir odanın penceresine çıkmış ve intihara çok yakındır. Ama tam kendini aşağıya salacağı an da Tayyar'ın bir adamı odanın kapısını kırarak, engellemişti bu intiharı. Aslı'nın psikolojisi zaten altüst olmuşken, üzerine bir de annesinin ölümüne sebep olması daha beter bir bunalıma sokmuştu onu. Ruh hastası Aslı'yı koruyacak kişi, Tayyar'dı. Zerrin'in ayağının kayarak düştüğü ve ardından kafasını vurması sonucu öldüğü planı devredeydi. Gelen polis ekipleri de buna inanmıştı. Her şey yeniden planlandığı gibi gitmekteydi...
Metin'i polisler gözaltına almışken, onunla birlikte Nilüfer'de karakola gitmektedir. Karakola vardıklarında bir süre Nilüfer'in yersiz çıkışlarını izlemekten sıkılmıştık ki, Metin'i tanıyan bir komiser gelip löp diye salıverdi onu. Nilüfer'de susmuş oldu böylece, kurtulmuştuk hep birlikte... Metin karakoldan çıktıktan sonra Tayyar'ın yanına gelmiştir. Tayyar, Nilüfer'le geçirdiği beraberliği kaydeden Metin'e oldukça kızgındır ve bir daha asla ona yaklaşmamasını istemektedir. Metin inatla, onunla ciddi düşündüğünü söylediğindeyse; eline aldığı çekici tek tek Metin'in parmaklarına indirmiştir. Bu darbelerden sonra kırılmasa dahi, en azından bir süre sargıda kalması gereken parmaklar ise Metin'in hemen sonraki tüm sahnelerinde açıktı. Yani, Metin HULK'tu ve taştan olan parmak eklemleri zarar görmemişti!..
Gelelim hiç ummadığımız katile... Tayyar o olduğunu öğrense, dünyayı başına geçirir ama bizimki su üzerinde hiç izini belli etmeden sürdürmekte hayatını. Öyle ki, ailesi çatısı akan bir evde ser sefil yaşarken o kendisine bir metres, metresine de bir ev tutmuş ve ondan bir çocuk yapmıştı... Kimden bahsettiğimi elbette anladınız... Aynen, Hüseyin... Bu adamın bu kadar karanlık bir tarafı olmasını geçtim, nasıl olur da böyle yasak bir ilişkinin tam ortasında kimseye bir şey hissettirmez. İyi bir aile babası gibi gözükürken, katil, hırsız, şerefsiz ve haysiyetsiz bir adam olduğunu görmemiz dokundu yani bana. Hadi Ömer Van'daydı ve uzaktı İstanbul'dan fark edemedi. E, bunun karısı nasıl hiçbir şey fark etmedi?.. Adam sanırım operasyona gidiyorum diye çıkıp çıkıp, farklı bir operasyona gitmekteydi. Ne operasyonu olduğunu anladınız siz... Rus bir metres ve dört-beş yaşlarında bir erkek çocuk. Sadece bu kadar da değil, kümeste olan elmasların bir o kadarı yine bu evdeki bir pusette gizli... Ah, Hüseyin ah!.. Versen ya bana da bir tanecik?.. Tamam tamam, iş ahlakımızdan sapmayalım. Rezil Hüseyin!..
Kimsenin bir türlü ulaşamadığı Elif ise babasına kin kusmak için mezarının başındadır. Hayatını elinden çalan ve her geçen gün sevgisinin biraz daha azaldığı babasına, kendine bıraktığı bu hayat için haklı olarak çok kızmaktadır. Ömer, onu bulmak için ideal bir yer olduğunu düşündüğü mezarlığa geldiğinde ise yanılmadığını anlamıştır. Yanına gittiği Elif'e ise annesinin öldüğünü söylemek zorunda kaldı. Elif duyduklarına inanamıyordu. Babasının ardından şimdi de annesi gitmişti hayatlarından. Elif'i deli bir abla ve bir tarafları(!) yanan kız kardeşle bırakmıştı hem de... Şahsen bu durumda ben olsam, bulduğum en yüksek tepeden atlardım. Bu iki manyakla uğraşılır mı?.. Cehennem bile daha efil efildir...
Kendisine az rol yazıldığı için, "küstüm, oynamıyorum" diyen Nebahat Çehre'nin hayatını elinden aldığı Zerrin karakterinin cenazesine geçilmişti hemen sonra... Ömer, mezarlıkta da Elif'e oldukça mesafelidir ve annesinin acısına bir de bu eklenmektedir Elif'in...
Ömer'in, Elif'e olan tutumundan aralarında kötü bir şey olduğunu hisseden Arda ve Pelin ise Ömer'in her şeyi anlatmasını istemektedirler ondan. Ömer, sonunda dayanamayarak; Elif'in İtalya'ya birlikte gittiklerinde kara para akladığını söylemiştir... Arda hemen polis tavırlarına geçiş yapmışken, iyilikler kraliçesi Pelin, Elif'in nasıl bir dönemden geçtiği ve bunun için mecbur bırakıldığını hatırlatmıştı. Hatırlatmıştı, hatırlatmasına ama Ömer'in zaten zihninden hiç gitmeyen bu düşüncelere daha fazla hapsolmaya niyeti yoktur ve masadan kalktığı gibi ikisini orada bırakıp, uzaklaşmıştır...
Hapishaneye giden Ömer, Taner'i görür. Taner, "katilin kendisi olmadığını işin içerisinde başka birisinin olduğunu ve muhtemelen cinayetleri de onun işlediğini" söyledi. Ama Ömer'in tüm ısrarlarına rağmen, herhangi bir isim vermeden ahizeyi kapatıp kodesine, daha doğru bir tabirle ölüm yuvasına doğru gitmektedir. Ömer ise bu adamın kim olacağı düşünceleriyle hapishaneden çıktığında, karşısında gördüğü isim Elif'ten başkası değildi. Elif, kendisini affetmesi için elinden gelen tüm çabayı sergilemişti ama duvarlarını aşamadığı Ömer'in onu affetmeye hiç niyeti yoktu... Ona, kara para aklayıp aklamadığını sorduğunda; "hayır" demesi, bu tepkilerinin ana sebebiydi. Daha sonra da arabaya atlayıp, oradan gitmişti...
Ömer ve Hüseyin'in çatışmasına gelelim şimdi de... Malum, Hüseyin ölümlerle ilgili olarak Taner'i kendisine kurban seçmişti ve yarattığı delillerle onu içeriye tıktırmıştı. Ne güzel örnek oluyorlar aslında polislere... Hele hele böyle muallak davaları olanların, içine ne güzel kurt düşürmüşlerdir bu sahnelerde... Hüseyin'in ayarladığı kriminalci, arabadan çıkan delillerin hiçbirisinin iki maktulle uyuşmadığını söylemiştir. Hüseyin, "bu dosyanın içerisinde bunlar mı yazıyor?" dediğinde ise satılmış kriminal polis, "dosyanın istediği şekilde hazırlandığını" söyleyerek, bir katil yaratmıştır... Artık deliller kesindir ve davanın kapanması gerekmektedir. Dosya geldiğinde ise gördüğü sonuçlara Ömer hala inanmıyordur. Ona göre Taner'in ikisini de öldürmek için hiçbir nedeni yoktur ve "bu işi birileri kapatmak istiyor" dediğinde, Hüseyin hemen kıyametleri koparmaya başlamıştır. Yarası olan gocunur misali, Ömer'e diklenen Hüseyin'e o da alttan almayarak karşılık vermektedir ancak, araya giren Arda ikisi birbirine daha fazla girmeden Ömer'i oradan uzaklaştırmıştır. Hüseyin ise şerefsizliğine bayrak dikmekle meşguldür bu sıralarda...
Hüseyin, her şeyi Taner'in üzerine atmak istemektedir ama Tayyar'ın, Taner için bambaşka planları vardır. Aslında, sezon finalinde Metin'e onu öldürmesini söylemişti ama Metin'den önce davranan polisler onu alıp götürmüştü hapse... Tayyar'ın ona bu garezinin sebebiyse, sevgilisi Pınar'la olan münasebetinden gelmekte. Taner'i öldürmesi için son kez, Metin'e şans tanıyan Tayyar, Taner'in makus talihini belirlemiştir. Metin, bir adam tutmuş ve çevresini kullanarak onu hapse sokmayı başarmıştır. Daha sonra ise bu adam, Taner'in olduğu kodese getirilmiştir ve Taner'in sonu... Boğarak öldürdüğü Taner'i, boğazından tavana asmış ve intihar süsü vermiştir bu ölüme... Bu arada Pınar ise Tayyar'ın açıktaki yatında bir yatağa kelepçeli olarak aç ve susuz bırakılmış ve öyle cezasını çekmektedir...
Metin'in derdi bir değil, iki değil zaten. Tayyar'ın ayak işlerini halleden Metin'in onun gözüne girmesi de imkansız. Metin, Sibel'in kardeşinin kara parayı aklamak için gittiği havalimanında, polislerden korkup bavulu bırakarak kaçması sonrası; o parayı şimdi de Elif'ten İtalya'ya götürmesini istemektedir. Bunu kabul etmediğinde ise Metin'in, "Her şeyi Ömer'e anlatırım" tehdidi; beklediğinin aksine hiçbir işe yaramamıştır. Elif, zaten her şeyi Ömer'e anlatmıştı ve daha fazla Metin'in kendisini kullanmasına izin vermeyecekti. Gerzek kardeşi, Nilüfer uğruna yeterince kullanmıştı zaten onu... Metin'in onu ikna etmek için başka nedenler bulması gerekecektir ve o neden de çok yakında Tayyar tarafından kendisine verilecektir...
Akşam olmuş ve evin terasında dışarıyı seyreden Elif, Nilüfer'i görmüştür. Hemen olduğu yere giden Elif, gördükleri karşısında şaşkındır. Zira, yanında gördüğü kişi Metin'den başkası değildir... O gittikten sonra hemen karşısına dikildiği Nilüfer'den hesap sormak istemiştir ama Nilüfer beynini yıkayan Metin'in, Elif hakkında söylediklerine o kadar inanmaktadır ki; onu görmek dahi istememektedir. Elif onu kolundan zorla tutup tüm gerçekleri anlattığındaysa, o hala Metin'in söylediklerine inanmaktadır. Gerizekalı Nilüfer, kız senin için kendini ateşlere attı; kara paralar akladı, a aptal!. Stockholm sendromunun bir taraflarını yakıp kavurduğu görülüyor(!) ama ablan be o senin!.. Keşke sen de annenle gitseydin. Bir dahaki bölüm bileklerini kes ve git olur mu kuzum, olur mu yavrum?!. Nilüfer'e pek bir atarlıyım, kusura bakmayın...
Elif anlattığı tüm bu gerçeklerden sonra, ikna edemediği Nilüfer'i Tayyar'a götürmeye karar verir. Kendisi de tüm bu olanların ardından teslim olmayı düşünmektedir zaten. Tayyar'lara gittiklerinde ise bundan üstü kapalı bahsetmiş ve Tayyar'ı kuşkulandırmıştı... Tayyar, polise gitmesin diye başka argümanlar sunacaktı şimdi de onun önüne... Tabi, Elif'i daha sonra bulabilirse...
Elif, Tayyar'ın evinden ayrıldıktan sonra avukat arkadaşının evine gider ve başından geçen her şeyi anlatır. Teslim olmak istemektedir. Avukat, "teslim olması halinde tüm suçun üzerine kalacağını ve babası da onun imzasını kullanarak kara para akladığı için uzunca süre hapiste kalabileceğini" söylemiştir ama Elif'in umurunda değildir. Avukatla yarın buluşacak ve teslim olacaktır...
Artık abisine güvenmeyen Ömer ise polisliğinin ilk yıllarında çalıştığı polis amirini aramış ve onunla sahilde buluşmuştur. Her şeyi tüm açıklığıyla anlattığında ise amirinde içerisinde kuşkular doğmuş ve bu olayın çözümünde ona yardımcı olacağının vaadini vermiştir. Yalnız herkesten, abisinden bile bu durumu saklamasını istemektedir...
Tayyar'ın Elif'in teslim olmasına göz yumması imkansızdır... İyiliğinden değil tabi, bildiği her şeyi anlatması durumunda tüm planları yatacaktır... Çözüm ise Elif'i yeniden tehdit ederek kontrol altına almaktır... Aslı'nın annesini iterek öldürdüğü anın çekilmiş kamera görüntülerini verdiği Metin'den, bu görüntülerle onu yeniden her istediklerini yapmaya ikna etmesini istemektedir.. Metin'de yeni bir plan kurmuştur ama elinde patlayacaktır o plan. Ama korkmasın, çekiçle ezdiler bir şey olmadı; plan elinde patlasa ne olur, üfler geçer!..
Sabah olmuş ve Elif teslim olmaya doğru ilerlemektedir. Ama tam bu anda yanına yaklaşan siyah bir minibüsten inen adam kafasına bir çuval geçirip onu arabaya aldığı gibi, gaza basarak oradan uzaklaşmıştır. Biz o adamın, Metin'in adamlarından birisi olduğunu düşünürken; reklam dönüşü bir de ne görelim... Onu arabaya kafasına çuval geçirip bindiren, Ömer'den başkası değildir... Amirle birlikte planlarını devreye sokmaya başlamışlardır... Elif'in şaşkın bakışları arasında bölümün perdesi de aşağıya inmiştir...
O kadar özlemişim ki diziyi, bu yazıyı nasıl yazdım inanın bilmiyorum. Bir başladığımı hatırlıyorum, bir de şimdi son satırları yazdığımı... Kara Para Aşk, kendisine yapılacak tüm övgüleri hak etmekte. Seraristler, Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon'un kalemleri o kadar şahane ki, başından sonuna kadar kendinizi hipnotize olmuş gibi hissediyorsunuz diziyi izlerken. Buna bir de şahane oyunculuklar eklenince değme keyfimize!.. Her hafta üzerimizde aynı etkiyi yaratması dileğiyle...
Sevgilerimle...
Beklenen Kral
twitter.com/BeklenenKral
BeklenenKral@gmail.com
Ben diziyi izleyemedim ne yazık ki. İnternetten izleyeceğim artık. Ama Güzel Köylü'nün son bölümü ve Benim Adım Gültepe ile ilgili bir yazı da yazacak mısınız acaba? Bu arada kusura bakmayın, birkaç gündür yorum yapamıyorum. Ama işlerim çok yoğun ne yazık ki.
YanıtlaSilŞimdiden ilginiz için teşekkür ederim. Sevgiler... :)
Ne demek, hoş geldiniz. :)
SilBen de dün gece Güzel Köylü ve Benim Adım Gültepe'yi izleyemedim. İkisine de göz ucuyla bakabildim. Yarın için O Ses'i yazacağımdan, Kara Para Aşk bitince hemen O Ses'e geçtim.
Ben de tekrarlarını izleyeceğim. Muhtemelen Benim Adım Gültepe hakkında bir yayın hazırlarım. :)
Kolay gelsin size, sevgiler...