Yeni kanalında ve yeni sezonuyla ekrana gelen O Ses Çocuklar, ikinci haftasıyla ekranlardaydı. Geçtiğimiz hafta yayın hayatına yeniden başlayan yapım, geçen sezona nazaran daha az kendine hayran bırakan seslerle ekrana geliyor aslında. Geçen sezon neredeyse sahneye çıkan her çocuk eşsiz performanslar sergilerken, bu sezon ne yazık ki böyle bir başarı göze çarpmıyor. Sanki ilk sezonda tüm yetenekler tükenmiş gibi bir izlenim söz konusu... Jüri de bu sesler arasından seçim yapmakta ve takımlar da yavaş yavaş tamamlanıyor. Yani, bundan sonra da öyle ahım şahım performanslar göreceğimizi sanmıyorum...
O Ses Çocuklar, oldukça yoğun eleştirilen bir yapım... Özellikle sözlüklerde, çocuk istismarı yapıldığına dair birçok yorum yapılmakta. Hatta analizini yaptığım için, beni istismara ortak görenler bile var... Attıkları mesajlarla programı birçok dramatik, hatta trajik olay ya da durumlarla örtüştürenler de var... Ortada bir istismar varsa, O Ses Çocuklar'dan önce Çocuktan Al Haberi ve türevi programlarda birçok istismar yapıldı demektir... O yapımlar daha mı az masumdu?.. Kendi çocukluklarımızla karşılaştırıyoruz, şimdiki çocukları ve büyük bir hataya düşüyoruz tam da bu sebepten... Bu çağın nesli her şeyin farkında ve biz kendimiz gibi salak bir çocukluk yaşıyor sanıyoruz onları da... Evet, 2000'lerden önce büyüyen herkes salak birer çocukluk geçirdi. Bunu kim inkar edebilir ki?.. Bugün 4 yaşında çocuklar okuma yazma biliyor... Eskiden 4 yaşında çocuk düzgün bir cümle kursa hayat durmaz mıydı?.. Programı izleyip, o çocukların özgüvenini görseniz zaten en başta düşüncelerinizde yanıldığınızı anlarsınız... O öz güvenli çocukların hiç birisi istismar edilemez merak etmeyin...
O Ses Çocuklar'ın ilk örneği de Türkiye değil ki... Türkiye'den önce minikler için hazırlanan format Avrupa'da ekrana gelmişti... Hadi biz geri toplumuz ve ebeveynlerin çocuk büyütme kimliği yok; her zaman onlar gibi olmak istediğimiz Avrupalıların da mı yok akılları?.. Hadi kabul edin bu istismar düşüncelerini alttan altta harlayan şey, Acun Ilıcalı değil mi?.. Bloğumda siyasetten konuşmayı tercih etmiyorum ama bunları anlatmak zorunda hissediyorum kendimi... Ilıcalı'nın siyasi bağlarından ben de hiç hoşlanmıyorum. Onun durduğu çizgiyi ve attığı birçok güçlü adımın o çizgiye yakın olmasından kaynaklandığını da biliyorum... Ama bu onun yapımlarını lekelemek için bir sebep değil benim için... Asla yakınında durmayacağım bir çizgide diye, neden onun yapımlarına duvar öreyim ki?.. Bugün O Ses Çocuklar, yarın Yetenek Sizsiniz Türkiye, ertesi gün de Survivor... Sırayla hepsine bir kulp bulunmaya hazır... Ben kimseyi özel yaşamı ya da ilişkileriyle yargılamıyorum. Herkes kendi yolunu kendisi çiziyor. Ben onun bana sunduklarıyla ilgileniyorum ve sizden bunu beklemesem bile, en azından sizin gibi yağlı karayı herkesin sağa sola savurmasını beklememenizi diliyorum...
O Ses Çocuklar'ın ilk örneği de Türkiye değil ki... Türkiye'den önce minikler için hazırlanan format Avrupa'da ekrana gelmişti... Hadi biz geri toplumuz ve ebeveynlerin çocuk büyütme kimliği yok; her zaman onlar gibi olmak istediğimiz Avrupalıların da mı yok akılları?.. Hadi kabul edin bu istismar düşüncelerini alttan altta harlayan şey, Acun Ilıcalı değil mi?.. Bloğumda siyasetten konuşmayı tercih etmiyorum ama bunları anlatmak zorunda hissediyorum kendimi... Ilıcalı'nın siyasi bağlarından ben de hiç hoşlanmıyorum. Onun durduğu çizgiyi ve attığı birçok güçlü adımın o çizgiye yakın olmasından kaynaklandığını da biliyorum... Ama bu onun yapımlarını lekelemek için bir sebep değil benim için... Asla yakınında durmayacağım bir çizgide diye, neden onun yapımlarına duvar öreyim ki?.. Bugün O Ses Çocuklar, yarın Yetenek Sizsiniz Türkiye, ertesi gün de Survivor... Sırayla hepsine bir kulp bulunmaya hazır... Ben kimseyi özel yaşamı ya da ilişkileriyle yargılamıyorum. Herkes kendi yolunu kendisi çiziyor. Ben onun bana sunduklarıyla ilgileniyorum ve sizden bunu beklemesem bile, en azından sizin gibi yağlı karayı herkesin sağa sola savurmasını beklememenizi diliyorum...
Bu hafta
Konuya açıklık getirdikten sonra, bu haftaya gelelim derim... Çocukların performansı başta da belirttiğim gibi çok iyi değildi ne yazık ki... Programı kaydedip daha sonra izliyorum ben ve genelde de bu izlemeler sırasında çokça bölüm kaydırıyorum. Bazı çocuklarda çok fazla zaman harcanıyor ve insan ister istemez sıkılıyor. Yayınlandığı üç günde de, öncesinde izlemeyi tercih ettiğim başka yapımlar olduğundan, onu kaydederek bu gereksiz zamanlardan kurtulabileceğim anı yaratıyorum diyelim... Çocukların birçoğu aşırı özgüvenleri, bir çoğu da ukalalıklarıyla kendinden bezdiriyor... Bazıları da bir türlü kimi seçeceğine karar veremiyor... İçlerinden, "biri yakışıklı, diğeri iyi müzisyen, birisi İngilizce şarkı söylüyor, sonuncusu da komik" diye geçiren bazı çocuklar işin içinden çıkamıyor. Bazılarıysa, tercihleriyle geliyorlar... En başında hangi ismi seçecekleri belli oluyor. Tabi o isim dönmezse bahsettiğim tablo beliriyor zihinlerinde, dönen jüriler için... İçerisinde çocuk olan yapımların böyle bir handikabı bulunmakta ne yazık ki... Bu da uğraşacağı kısmı olsun, Acun Medya'nın...
Çocukların performansları çok iyi değil, peki jürimiz nasıl?.. İşte onlar kotarıyor zaten programı... Hele bu sezon aralarına katılan Oğuzhan Koç resmen döktürüyor. Yaptığı başarılı espriler ve çocukları kendi takımına almak için sergilediği taktikler şahane... Murat Boz, bildiğiniz gibi... Her zaman sevimli ve çekici... Bir erkek olarak bunları yazmam da ayrı ironi... Bazı gerçekler vardır ki, kabul edilmesi gerekir... Bu da o gerçeklerden şüphesiz. Adam yakışıklı ve karizmatik, ne yani değil mi diyeyim?.. Mustafa Ceceli, geçen sezondan sonra iyice açıldı. Yaptığı espriler ve çocuklarla girdiği diyaloglar artık daha başarılı. Ayrıca, diğer jüri üyelerine nazaran daha ağır bir çizgisi olmasına karşın; ortak bir şey yaptıklarında bunu hiç belli etmiyor... Her duruma uyuyor ve bu da ona olan sevgiyi arttırıyor şüphesiz. Hadise geçen sezon yaşadığı birincilikten sonra artık daha rahat. Üzerinde, birinci olmak baskısı yok ve bu da onu daha sakin kılıyor. Ayrıca dikkatimi çeken bir başka konu, Hadise'nin sesini çok iyi geliştirdiği... Sık sık yüksek perdeden şarkılara eşlik ediyor ve bunu gözümüze sokuyor... Tebrik ediyorum ama arada daha slow şarkılarda söylemeli ki, sırf "sesim çok iyi yea" şovu yapıyor olduğu düşünülmesin... Acizane bir öneri...
Bu arada, hafta boyu birçok komik olay oldu ama en komiğinden bahsetmeden olmaz. Yabancı dilde şarkı söyleyen çocuklar genelde Hadise eğilimli olarak geldiğinden ve onu seçtiğinden, bu diğer jürilerimize dert oluyordu. En sonunda Murat Boz, Mustafa Ceceli ve Oğuzhan Koç bunu protesto ederek sarı peruklarla geldiler sahneye... Sahnede İngilizce şarkı söyleyen ve geçen sezon Hadise'nin takımında olan bir kızı böyle kandırmaya çalıştılar... Oldukça komik görüntülerin ortaya çıktığı bu anlar, görülmeye değerdi. Hadise ile birlikte dans eden, birbirlerine "Neredesin aşkım" şarkısını söyleyen üçlümüzün bu anlarını izlemek için tıklayınız...
Ekşi'de mesaj attığım arkadaşlardan birisine, "paragraflarca yeni bir analiz yazacağım" diye söylenmiştim. Hakikaten de öyle oldu. Daha fazla uzatmayalım ve üç günde öne çıkan çocuklara gelelim... Elli üç çocuğun sahne aldığı üç günde, ben yalnızca on üç çocuğu beğendim...Yeterince uzun bir yazı olduğundan, onları da tek tek yorumlamayacağım. İsimlerini, hangi jüri üyesini seçtiklerini ve performanslarına dair videoları paylaşacağım. Bu hafta onlara da böylesi kısmet oldu... Haftaya nasıl olur, onu da programın yarattığı gündem belirleyecek...
Pazartesi
Pazartesi günü, yedi çocuğun performansını beğendim... İşin ilginci, bu yedili sadece Murat Boz ve Oğuzhan Koç'un takımlarına gitmiş...
Helin Çelik
"Time to say Good Bye"
Murat Boz
---
Tuna Terpet
"Cevapsız Sorular"
Oğuzhan Koç
---
Bade Karakoç
"Empire State of Mind"
Oğuzhan Koç
---
Talya Özsardaş
"Russian Rulette"
Murat Boz
---
Haktan Akarçeşme
"Uzun İnce Bir Yoldayım"
Murat Boz
---
Berke Gökçe
"Senden Başka"
Oğuzhan Koç
---
Betül Toz
"It Will Rain"
Murat Boz
Salı
Salı günü, yalnızca bir sesi beğendim... O da Murat Boz'un takımına gitmişti...
Azizcan Aratoğlu
"Ah Bu Ben"
Murat Boz
Çarşamba
Çarşamba günü ise sahne alan çocuklardan beşinin performansını beğendim. Bu sefer dört jüriye de dağılmıştı beğendiklerim...
Çağla Yapar
"What's Up"
Oğuzhan Koç
---
Beste Güven
"Yonca Bahçesi"
Murat Boz
---
Heval Dorlay
"Just Give Me a Reason"
Hadise
---
Nilay Yeni
"Kanatlarım Var Ruhumda"
Mustafa Ceceli
---
Melike Doğan
"Bahar"
Murat Boz
En beğendiklerim genelde, Oğuzhan Koç ve Murat Boz ikilisinin takımına gitmeyi tercih ettiler. Bu da benim gözümde ikisinin birinci çıkartma potansiyelini yüksek yapmakta... Tabi döndükleri ve takımlarına giren çocuk çok oldu ama ben sadece bu on üçünde ışık görüyorum... O Ses Çocuklar, kim ne derse desin, performanslarıyla olmasa bile jürisiyle izlemeye değer bir yapım... Reytingleri çok iyi gelmeyen yapım, yine de oldukça fazla reklam alıyor ve bu reklamların süresi kayıttan izliyor olmasam sinir krizi geçirtecek kadar uzunlar... Reyting alsa da aynısını yapacaklarından, "böyle yapmayın" demiyorum. O değil, bunca düşük reytinge rağmen bu kadar reklam alması da ayrı ilginç. Acun Ilıcalı referansı olmasa, o reklamların yarısını dahi alamaz kanal bana göre... Tutunma sancıları yaşarken TV8, O Ses Çocuklar bu yoldaki ilk temsilcisi kanalın. Bakalım, bundan sonra reytingler istenilen grafiği yakalayabilecek mi?..
Bekleyip, göreceğiz...
Sevgilerimle...
Beklenen Kral
twitter.com/BeklenenKral
BeklenenKral@gmail.com
Oğuzhan Koç kendisine yakışan en kötü saçı seçmiş :D
YanıtlaSil