Büyük bir ters köşe ve yine aynı büyüklükte bir çıkar oyunuyla ekrana geldi dün akşam Poyraz Karayel. Poyraz'ın verdiği mücadelenin haddi hesabı yokken, her geçen gün omuzuna bir o kadar yük daha biniyor ve bir kargaşa denizinde yüzmeye çalışıyor... Şimdi de Sinan'ı kaybetmekle karşı karşıya ve yapmadığı bir şey yüzünden bu duruma düşmesi gerçekten üzücü. Bunun altındaki isim olarak, Sadrettin ise tabi ki her zaman nefret edilesi...
Diziyi geçtiğimiz bölüm hem Bahri'nin, Sadrettin'in yakasına yapıştığı hem de Sema'nın Poyraz'ı, Ayşegül sebebiyle köşeye sıkıştırdığı sahnelerde bırakmıştık. Bu iki sahnenin yansımaları bambaşka olacak, günün sonunda galip gelen aşk, yeni bir sorgulanmanın eşiğine gelecek...
6. Bölüm
Bahri, Sadrettin'in yakasına yapışmış "Nasıl yaparsın bunu!?" diye haykırdığında bir ümitlenmiştim aslında her şeyi öğrendi diye ama bizim gelin bambaşka bir masal anlatmıştı adama... "Beni aldattı" dediği Sadrettin'in, onu aldatmasına gedikli olduğunu Bahri bilmiyordu muhtemelen ancak bu çok sıradan bir bahaneydi bana göre. Sadrettin'in hali-tavrını iki dakika süzen, sadık bir eş olmayacağını hemen anlar zaten. Sadrettin aldatmasından duyduğu pişmanlık maskesiyle, durumu atlattı tabi. Ayşegül ise gece boşanma fikriyle yatan Songül'ün, şimdi gördüğü haline bir anlam veremiyordu ama iyi ki çok da üzerinde durmadı konunun; birazdan Songül için de bağıra bağıra "beter ol!" diyecektik zira...
Poyraz'ın mücadelesi de aşağıda devam ediyordu. Sema onu fena şekilde köşeye sıkıştırmış ve Ayşegül'e babasının yanında çalıştığını söylemekle tehdit ediyordu onu. Çaresiz kalan Poyraz ise bunun üzerine, telefonunu alıp onu kendisi aradı. Hemen bir yerde buluşmak istediğini söyleyen Poyraz'ın, sesindeki endişeyi hisseden Ayşegül biraz şaşkındı ve restorana gittiğinde onu büyük bir sürpriz bekliyordu... Zira Poyraz ona, "artık mücadele edemeyeceğini ve aralarındaki şeyin başlamadan bitmesi gerektiğini" söyledi. Sırf onun uğruna Londra'ya gitmekten vazgeçen Ayşegül yıkılmıştı ve masayı terk ederken, "Sen daha ayrılmayı beceremiyorsun, sevmeyi nasıl becereceksin" diyişi deprem etkisi yarattı. O çekip giderken, olanı biteni izlemesi için yanlarına gönderdiği adamının kendisine "konuştu" mesajını atmasıyla rahatlamış görünen Sema, kına yakmaya hazırdı!..
Hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi Ayşegül'ün evine giden Sema, olanı biteni dinlemek için sabırsızlanıyordu. Ayşegül ise yaşananları anlattıktan sonra, bir an onun Poyraz'ı bulup tehdit ettiğinden şüphelendi ve yüzleşmeleri için zorla Poyraz'ın evine götürdü. Sema çıkmadan önce Poyraz'a mesaj atmış, oraya geleceklerini yazarak durumu kontrolü altına almayı garantilerken; eve vardıklarında tam da istediği manzara vardı karşısında. Poyraz kapıyı olabildiğince geç açmış, üstünü başını düzeltiyordu. Ayşegül, Sema'nın onu tehdit edip etmediğini sorduğunda ise "hayır"dan başka bir cevabı zaten ondan kimse beklemiyordu. Tüm bunların üzerine bir de içeriden üzerinde Poyraz'ın gömleklerinden birisi olan bir kadın gelince, her şey tamamdı. Poyraz, Sema'ya harfiyen uymuş ve üzerine bir de mum dikmişti; sanıyorduk biz...
Zira biraz sonra, tüm yaşananların birer oyundan ibaret olduğunu öğrenmiştik!.. Ayşegül üzgün ve kırgın çekip giderken, Poyraz dediğini yaptığı Sema'ya hafiften çıkışıyordu. Sema istediğini almanın hazzıyla oradan uzaklaşırkense, Poyraz sahilde yalnız başına dikilen Ayşegül'ün yanına geldi. Ekrana gelen flashback ise şimdi durumu izah ediyordu... Poyraz, Ayşegül gelir gelmez ona "Sema adında, babanın çalışanlarından birisi olduğunu söyleyen bir kadın arayıp beni tehdit etti" dedi. "Birazdan oraya bir adamının geleceğini ve konuşmalarını dinleyip ona haber vereceğini, rol yapmaları gerektiğini" söylediğinde de her şey açığa kavuştu. Devamı da bizim biraz önce izlediklerimize işaret ediyordu... "Bu oynadıkları oyunun özellikle Poyraz'ın ayağına dolaşma ihtimali çok yüksek" derken ben, bölümün sonunda da bu muallak durum vardı ortada...
Sadrettin cephesine geldiğimizde, her şey güllük gülistanlık moddaydı ve iki konu üzerinden, daha da gülistan olacaktı... Birinci konu, Kulaksızın oğlu meselesiydi. Onun üstünden Bahri'yi avucunun içerisine almayı arzu eden Zafer, Kulaksızla aralarındaki meseleyi kapatmak için suçsuz bir adamı oğlunu öldürmüş gibi gösterdi ve onun öldürülmesini, gözlerini kırpmadan izledi... İşte bu sahnelerde resmen o adamın haline içim sızladı ve olayın dizi, kurgu ya da gerçek olmadığından soyutlanıp; kendimi bir hüzün bulutunun içerisine hapsolmuş olarak buldum... Doktorların çok az ömrünün kaldığını söylediği, eşi ve çocuklarına bırakacak beş kuruş parası olmayan ve ne yapacağını bilemeyen o genç adamın çaresizliğini kullandılar... Anlaştığı 250 bin lirayla onlar huzurlu bir ömür sürsünler diye, kendi canına kıyılmasına razı olmuştu. Üzerinde oynanan fotoğraflar Kulaksızı ikna etmeye yettiğinde de, sıkılan kurşunlarla ömrü son buldu... Kulaksız bunun üzerine Bahri'ye ne hesap vereceğini düşünürken, dört ayağının üzerine düşmüş gözüken Sadrettin; bir görüşme ayarlayacağı sözünü verip oradan ayrıldı... Eve geldiğinde ise babasına olan biten her şeyi, yani tüm yalanı anlattı ve o da Kulaksızla bir araya gelmeyi kabul etti. Bu görüşme gerçekleştiği sıradaysa, Sadrettin ikinci konuyu çözüyordu...
Bahri, Sadrettin'le konuşmasının ardından kendisi üzerinden Poyraz'ı tehdit eden Ünsal'la görüştü ve onu resmen kıskaç içerisine aldı ama bu sırada Poyraz'a verdiği değer, Sadrettin'i olabildiğince çıldırtmıştı. Yani Ünsal köşeye sıkışmışken, yardımına yetişen Sadrettin olacaktı... Zira geçtiğimiz bölüm ezilen, o acıdığımız Songül'ün içerisinde meğersem kocasıyla eş bir ruh hali varmış... Odaya çıktığında Ünsal'ın geldiğinden ve babasının Poyraz'a verdiği değerden bahsedince o, Songül hemen Sinan üzerinden aynı şeyi yapmasını söyleyerek kanına girdi... Babasıyla ilişkisini tamamen bozan Poyraz'ın, oğluyla ilişkisini bozarak durumu eşitleyecekti ve bunu yaparak, olmayan karakterini daha da derin dehlizlere hapsetmeyi seçti...
Herkes Kulaksızla yapılacak görüşme için ayarlanan mekana gitmiş ama Sadrettin, "Songül'ü beni affetsin diye yemeğe çıkartacağım" dediği babasından aldığı izinle oraya değil; Ünsal'ın, Sinan ve eşiyle yemeğe çıktığı mekana gitmişti... Bir süre sonra Ünsal'la gönderdiği bir yemek üzerinden kontağa geçen Sadrettin, kalkıp masalarına geçti ve sanki Poyraz tarafından doldurulmuş gibi konuşmalara, tehdit etmelere başladı. Yetmedi, üzerine bir de silahını çıkartıp alenen öldürmekle tehdit etti insanları. Başta Sinan olmak üzere, restorandaki herkes bu durumdan korkmuş ve mekanı terk etmeye başlamıştı ki; restoranın müdürü geldi ve ondan dışarı çıkmasını istedi. Tabi bunun üzerine Sadrettin, şimdi de adama girişmişti. İki arada bir derede, Ünsal'a da yumruk geçirmeyi ihmal etmemiş ve gelen polisler nezaretinde amacına ulaşmanın mutluluğuyla karakola gitmekteydi... Ben ömrü hayatımda böylesine bir insan müsveddesi görmedim. Alçaklıkta nirvana yaşıyor resmen adam!..
Restoranda bunlar yaşanırken, Mümtaz'ın zorla taktığı böcekle mekanda olan Poyraz; biraz sonra resmen mafyaya katılma sınamasından geçecekti... Bahri, Kulaksızı affetmişti ama kadına kıza silah doğrultan o elini, bir daha silah kullanamasın diye haklamayı seçti ve bunu yapan kişi de Poyraz oldu... Her şeyin dinlendiğini bilen Poyraz büyük bir gerilim ve kararsızlıkla, Bahri'nin yanına geldi ve bir süre kararsız kaldıktan sonra eline ateş etti. Bunun üzerine onu yanına çağıran Bahri, "artık onun birinci adamı, hatta oğlu olduğunu" söyleyerek; düzenin içerisine sokmuştu. Bir süre sonra ise Poyraz'ı kötü bir sürpriz daha bekliyordu. Zira ortamda bir böcek olduğu tespit edilmişti ve şimdi herkes tek tek böcek aramasından geçiriliyordu... Mümtaz polis minibüsünde, ona bir şey yapmalarına karşılık içeriye girmeye hazırken; sonunda böcek bulunmuştu. Ama Poyraz da değil, çarpma bahanesiyle cebine koyduğu bir başka adamda çıkmıştı... Hem düzenin içerisine giren hemde adam harcamaya başlayan Poyraz'ı şimdi de üçüncü sınanması bekliyordu...
Mekandan ayrıldıktan sonra, arabada Bahri'nin telefonu çaldı ve Sadrettin'in, Ünsal'la kavga edip karakola düştüğünü öğrendi. Bunu öğrendiğinde sinirleri iyice gerilen Bahri'yi, ne olduğunu merak eden Poyraz'ın telaşı sarmıştı ve hemen karakola gittiler... Poyraz, Sinan'ın yanına gidip ne olduğunu öğrenmeye çalıştığı sıradaysa, Sadrettin'in nasıl da amacına ulaştığını görmüştük... Zira Sinan, kendisini babasının yakın arkadaşı olarak tanıtan ve dedesinin kaşını yaran Sadrettin'i onun gönderdiğini sandığından, "bir daha konuşmak istemediğini" söyleyerek odadan dışarıya itekliyordu. Yaşadığı şaşkınlıkla o mücadele etmeden odadan dışarıya çıkarken, diğer kapıdan yaşadığı zafer gözlerinden okunan Sadrettin çıkartıldı.
İkisinin birbirlerine bakışları tüm hiddetiyle sürdüğü sırada, şimdi de karakola Sinan'ın arayıp haber verdiği Ayşegül gelmişti ve karakoldan içeriye girip baktığı koridordaki manzara karşısında olağanca şaşırmış bir ifade takınmışken yüzüne, bölümün perdesi aşağıya indi...
Bu durumda, Ayşegül'ün gerçeği öğrenmesi kaçınılmaz olmalı aslında ama bir 'öncesi-sonrası' durumu yaratılabilir diye düşünüyorum. Eğer gerçekten, Poyraz'ın babasının adamı olduğunu öğrenirse bu sefer Ayşegül'ün ne yapacağı büyük merak konusu. Zira bu durumda hala Poyraz'a aynı şekilde yaklaşmasını beklemek garip olur. En azından bir süre kafasını kurcalayan deli sorularla boğuşsun ki, sonuç olarak galip gelen aşkın tadı çıksın... Poyraz bunca köşeye sıkıştırılırken, gelenek olduğu üzere kötü bir karakter olan Sadrettin'in sürekli kazanması durumunun önüne geçilir mi, geçilirse nasıl geçilir oldukça meraktayım açıkçası. Onun galip gelmesine tahammül edemiyorum kesinlikle. Hele de şu durumda Poyraz'ın, Sinan'ı alması daha da zorlaşmışken!.. Ve son olarak dizinin kamu vicdanı Zülfikar... Her bölüm bir konuyu kendince ve gerçekçi söylemlerle açıklığa kavuşturan Zülfikar, bu hafta da narsizme savaş açtı ve yine takdiri topladı. Asıl takdiri ise babası tarafından dövülen bir çocuğu koruduğu sırada kazandı!.. Eline harçlık verip markete yolladığı çocuğun babasına ağzının içerisine soktuğu silahla, bugün ezdiği çocuğunun yarın bir daha ezilmemek için ezmeyi seçeceğini anlatırken ki hali tüylerimi tiken tiken etti... Bu yoğun, karmaşık, bol olaylı ve sürekli Poyraz'ın sınandığı bölümün ardındansa, bir yenisini merakla beklemek düştü bizlere...
Beklenen Kral
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder