Yoyo misali her sorunun çözüldüğünü sanıp, aslında çözülmediğini görmek ikileminde bir bölümle daha ekrana geldi dün akşam Poyraz Karayel. Poyraz'ın derdi zaten bitmek bilmiyorken, her yeni bölümde derdine bir yenisi ekleniyor. Bu seferde Bahri'den kurtuldu zannederken, bölümün sonunda olanlar her şeye tuz biber ekecek cinstendi. Hele bir sonraki bölüm fragmanı, aman aman...
Sadreddin, entrikacı karısı Songül'ün yetiştirmesi sonrasında karakoldan aldığı ifadeyle Poyraz'ı köşeye sıkıştırmaya çok yakındı ve kendisinin köşeye sıkışmasına ramak kala onu babasına vererek, hem paçayı kurtardı hem de Poyraz'ı resmen ateşe attı. Poyraz'la Ayşegül de, Mümtaz ile Ünsal'ı ateşe atacak sanıyorduk ama çok da etkili olmadı senaryoları...
11. Bölüm
İfadeyi gören Bahri'nin şaşırmasından doğal bir şey yoktu haliyle ama durumun mantıklı bir izahı olduğuna da inanmak istiyor gibiydi. Çok güvendiği bir adamının daha kendisine ihanet etme ihtimalinin ona ne kadar ağır gelebildiğini ise tahmin edebiliyoruz elbette... Bu arada, Ayşegül ile Poyraz'ın arasında bir ilişki olma ihtimali değil de, kendisine yalan söylenmiş olmasına daha çok kızdı bence. Bu kızgınlığı giderebilmek için Poyraz'ı çağırdı ama o Ayşegül'le bambaşka bir planın içerisindeydi...
Mümtaz ile Ünsal'ı takip edip de bir otelin restoranında gizli gizli konuşurlarken yakaladıklarında, yan masalarına oturup sanki hiçbir şeyden haberleri yokmuş gibi davranmaları yersizdi benim için. Ama ilerideki hamleleri için şimdilik olay çıkartmadığını bildiğimizden çok da üzerinde durmuyorum... Bu sahnelerde en çok eğlendiğim şeyse, Ünsal ve Mümtaz'ın bu buluşmayı oldukça masummuş gibi gösterme gayreti oldu. Neymiş efendim Mümtaz, Poyraz'ı bunaltmasın diye konuşmaya çağırmış Ünsal'ı. Onlar kıvırtırken, bizimkiler de söylediklerini yemiş gibi davranarak üzerine düşmüyor göründüler. Bu sahnelerin ardından tam otelden çıkacakları sırada ise çalan telefonları yeni bir derdin habercisiydi. Bahri'nin derhal kendisini görmek istediğini öğrenen Poyraz, haliyle biraz gerildi. Çağrılmasının sebebinin Ayşegül'ün onun için verdiği ifade olduğunu öğrendiklerinde ise iyice tutuştu etekleri ama Ayşegül onu yeniden yalnız bırakmayacaktı...
Nitekim malikaneye geldiklerinde, Bahri'nin Poyraz'a olan güvenini sorguladığı birkaç diyalog dışında çok büyük bir olay yaşanmadı... Her ne kadar Sadreddin zerre inanmadıysa da, Ayşegül'ün gelip de yolda kaldığı o gece tesadüfen arayan Sema'ya bunu söylemesi sonrasında Poyraz'ın kendisine yardıma geldiğini anlatması krizi çözmüş gibi görünüyordu. Poyraz da tüm bunları, "gözümün içine bakarak, tüm doğruları söyle" diyen Bahri'ye tekrar anlattığında; tatmin olmuş bir şekilde konuyu daha fazla uzatmadan kapattı. Tabi onlar gittikten sonra Sema'ya, "Ayşegül çocukluğunda da yalan söylemeden önce yere bakardı" diyince; aslında hiçbir şeye inanmadığı ortaya çıktı. Yine de bir şans tanımak istiyordu ve ikisinin de peşine birer adam taktı. Sefer ile Zülfikar'a ise "Poyraz'la konuşup doğruları söylediğinden emin olun" emri verdi. Onlar için bunun en hafif yöntemi ise bir yemek masası etrafına ağzını yoklamak oldu. En ağırı olmadığına şükretmek lazım kesinlikle...
Yedikleri yemeğin ardından onlar özellikle de Sefer, Poyraz'ın dürüst birisi olduğuna ikna olmuştu. Tabi onun bu fikrini büyük ölçüde etkileyen şey, Sema ile birlikte olma ihtimalinin çok az da olsa var olduğunu söylemesiydi Poyraz'ın... Sema'ya fena derecede yanık olan Sefer'in onunla birlikte olma ihtimalini ben olası görmüyorum açıkçası ama yine de bu küçük ihtimal üzerinden izleyeceğimiz sahneleri çokça merak ediyorum. Zira Sefer'in bu ihtimalin üzerine gideceğini düşünüyorum...
Poyraz ayrıldığı akşam yemeğinin ardından eve geldiğinde, tıpkı Ayşegül gibi peşinde bir adamın olduğunun farkındaydı. Yani fark edilmeyecek gibi de değillerdi açıkçası, tam da diplerinde biterken hep başka bir ihtimali düşünmeleri imkansızdı. Her ne kadar Ayşegül pes etmiş evde zaman geçirse dahi, Poyraz onunla görüşebilmek uğruna evin apartmanının önünde bekleyen adamı atlatmak için güzel bir plan kurmuş ve başarıya ulaşmıştı... Çılgın komşularına sanki bir oyun oynuyormuş gibi, apartmanın dışındaki arabada oturan adamı oyalamalarını söyleyen Poyraz sıvışıp Ayşegül'ün evine geldiğinde ise tatsız bir sürprizle karşılaşacaktı...
Her ne kadar Ayşegül'ü gözetleyen korumaya yakalanmadıysa da, sessizce evin içerisine giren Poyraz; onu hırsız sanan Ayşegül tarafından biber gazıyla bir güzel yıkandı. O Poyraz'ın gözlerine damla damlatıp da, acının geçmesini beklerken de uzun zamandır her yerde dile getirilen perde mevzusunda bir gelişme yaşandı. Evet, sonunda sonuna kadar dayalı olan perdeler kapalıydı... Sonunda onlar bu adımı atmış, cilveleşirken malikanede bambaşka bir tiyatro sergileniyordu...
Bahri ile Sadreddin'in arası düzelsin diye, Songül şimdi de hamile olduğu yalanını ortaya attı ve ilk etapta da istediğini başardı. Zira onun hamile olduğunu öğrenen Bahri, yanına çağırdığı Sadreddin'i sırf bunun hatırına affetmiş görünüyordu. Sadreddin de duydukları karşısında şaşkın baba olduğu için sevinirken, yatak odasına çıktıklarında Songül bombayı patlattı... Hamile olmadığını, sırf Bahri onu affetsin diye bunu söylediğini duyunca Sadreddin bir sinirlendi ama bu sayede uzun zamandır gitmemek için direndiği doktora giderek tahlil yaptırmaya karar vermişti. Doktordan çıkan sonuç onun çocuk sahibi olamayacağını ortaya koyarken, bu hamilelik masalının başlarına düğüm olması elbette temennim. Cidden sevmiyorum ben bunları azizim...
Sevmediğim tipler bu kadarla da sınırlı değil elbette... İlk üçte rahatlıkla yer bulabilecek olan Ünsal, Poyraz'ın kuyusunu kazmaktan asla vazgeçmiyor ve aslında çok zeki olan Sinan'ın sürekli verdiği foyalar sonrası yeni bir tezgah kurmuş, emeline ulaşacak olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Sinan aşırı zeki bir çocuk ve yaptığı her şeyin oldukça bilincinde de... Ama nedense babası ve Ayşegül arasındaki ilişkinin öğrenildiği taktirde sorun olabileceğini düşünemiyor. Haklarında herkese bilgi vermekten de asla vazgeçmiyor.
Kusura bakmasınlar ama bu izlediğimiz Sinan'ın ne olursa olsun yapacağı bir şey değil. O çocuk böylesine zeki gösterilirken, bu kadar safça açıklamalar yapmasını normal karşılamamız beklenmemeli. Nitekim onun sayesinde, Ayşegül'ün Bahri'nin kızı olduğunu öğrenen Ünsal; yeni bir planı devreye soktu ve bu planda da yine Sinan'ı kullandı. Sabah okuluyla birlikte akvaryum gezisine gidecek olan Sinan'ın evden kaçtığını söyleyerek Poyraz'ı telaşlandıran Ünsal, daha sonra hem Bahri'yi arayıp o akvaryuma çağırdı hem de yolda Poyraz'a ulaşamıyorum yalanıyla Ayşegül'ü arayıp onun yanında olduğunu garantiledikten sonra, "Sinan'ın okulunun onları akvaryuma götüreceğini söylediğini ama izin vermediğini" söyleyerek onları da oraya yönlendirdi. Ayşegül ve Poyraz telaşla akvaryuma gelip Sinan'ı bulunca rahat bir nefes aldılar ve ona tam kaçtığı için kızıyorlardı ki, Sinan dedesinin her şeyden haberi olduğunu söyleyerek bizimkilerin içerisine kurdu düşürdü.
Hemen onu aramaya çıkan Poyraz ise akvaryumun önüne gelen Bahri'yi gören Ünsal'ın umursamadığı bu arama sonrasında resmen harlı bir ateşin içerisine çekiliyordu. Bahri onu neden çağırdığını sorduktan sonra Ünsal, dökülmeye başladı. Elbette Poyraz'a katıksız giydirdiği bu sahnelerin ardından, "Şimdi sen de bekle" diyerek arabaya binip gittiğinde Bahri'nin yüzünün aldığı şekil inanılmazdı ve akvaryumun girişinde, Ünsal'ın dediğini yapmış beklemeye koyulmuştu.
Hemen onu aramaya çıkan Poyraz ise akvaryumun önüne gelen Bahri'yi gören Ünsal'ın umursamadığı bu arama sonrasında resmen harlı bir ateşin içerisine çekiliyordu. Bahri onu neden çağırdığını sorduktan sonra Ünsal, dökülmeye başladı. Elbette Poyraz'a katıksız giydirdiği bu sahnelerin ardından, "Şimdi sen de bekle" diyerek arabaya binip gittiğinde Bahri'nin yüzünün aldığı şekil inanılmazdı ve akvaryumun girişinde, Ünsal'ın dediğini yapmış beklemeye koyulmuştu.
Gezilerinin ardından artık çıkışa yönelen Poyraz ve Ayşegül, tam çıkışa geldiklerinde karşılarında gördükleri manzaranın şokuna bürünmüşken; önde Bahri, arkasında Sema ve onun arkasında da Zülfikar ve Sefer sıraya dizilmiş onları karşılıyordu... "Azrail'e beş kala" temalı bu sahnenin ardın da bölümün perdesi aşağıya akıverdi...
Poyraz'ın her bölümün sonunda yeni bir sorunun göbeğinde olması durumundan artık çok sıkıldım açıkçası. Şimdi yeni bir mücadelenin içerisine girmek zorunda ve bu sefer kolay kolay içerisinden çıkamayacağı, gelecek bölüm fragmanından da rahatlıkla anlaşılmakta. Tam da Bahri ona güvenini tazelemiş, peşlerindeki adamları da çekmişken; bu hiç olmadı... Bunun yanında, kötülükte Nirvana yaşayan Zafer'in öldürmeye niyet ettiği Bahri'nin bu olaydan nasıl kurtulacağını çok merak ediyorum. Geçtiğimiz bölüm hem paraları hem de uyuşturucuları yakan bizimkilerden hınç alması kaçınılmazdı da, iki de bir öldürme fikrine sarılmasından gına geldi... Her ne kadar içerikte bahsetmesem de, Sema'nın ailesi üzerinden de derin mevzulara giriş yapacağımız kesin. Ailesinin katilinin hapisten çıkacak olması sonrası, o konuda da yoğun bir ilerleme bekliyorum. Bakalım Sema'nın o sert görünümünün altında nasıl volkanlar patlamaya hazır bekliyor... Ne kadar Poyraz'ın sürekli bir cendere içerisine düşmesinden yakınsam da, Poyraz Karayel'in verdiği enerjiden oldukça memnun ve mutluyum. İzlemesi oldukça keyifli olan dizinin bu enerjisini asla kaybetmemesini içtenlikle diliyorum...
Beklenen Kral
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder