Bir daha eskisi gibi olamayacağından o kadar emindim ki, bölümün ortalarına kadar da bir gayret direndim fire aramak için. Her sahnesinin altında bir açık aramaktan ben yorulmamıştım ama burnuma gelen kokular, fikirlerimi de törpülemeye başladılar...
48. Bölüm
|
Demin aynaya bir baktım, o andan beri kendime aşığım!.. |
|
Sen kendine ol, banaysa tüm Kirazcanlar aşık olacak; yo yo!. |
|
Hadi abdest almaya... |
Mete'nin eskisi gibi olamayacağını düşünmek, tüm yaşananlardan sonra bir gereklilik halini almıştı. 'Yalancı çoban' misali, iki ayağı üzerinde bin bir dolap çeviren birisinin iyileşmesine olan inancın diplerde olmasından daha doğal bir şey de yoktur; ancak başlardaki o özlenen sahnelere göz kırpıldıkça her şey eski halini almaya başladı bende... Bu arada kastım o ilk tanıştıkları olarak gösterilen sahne değil. Aman aman, demek istiyorum o sahnelere. Çok güldüm gerçekten o hallerine ve tipleri mükemmeldi ikisinin de. Yalnız ola ki dizi o kılıklarında başlasaydı, üç bölüm içinde erken final garantiydi bana göre...
|
Şu tablonun önüne ilk geçen kişiye aşık olacağım baba! |
|
Bir ben kalmıştım Mete! |
Mete'nin artık eski Mete olduğundan eminiz, bu saatten sonra kötüleştirilmeyeceğinden de. Dizinin bir kötüye gerek olmadan nasıl başarılı ilerlediğini de görebiliyoruz birkaç haftadır. Bir Şeyma, bir Önem, bir Mete derken; kötü kotamızı da doldurduk zaten çoktan. Sadece üç ana karakterimiz de değildi malum tek kötülük yapan. Dışarıdan gelen güçlerle de bu durum bir gelenek halini almıştı, bu saatten sonra ise kesinlikle almamalı... Mete noktasında benim için tek pürüzlü nokta, Işık meselesi. Ben hâlâ ona alışamadım ne yazık ki ve Şeyma ile birlikte olmalarını, bu ilişkiden daha mantıklı buluyorum. Hem bu Işık'ın eski sevgilisine ne oldu gerçekten?. Bir bölümlük aksiyon için mi yaratılmıştı o karakter?. Devamlılığı neden sağlanmadı ya da madem Mete ile bir birliktelik planlanıyordu, işin içerisine neden katıldı?.. Sanırım bu soruların cevabını vermesi gereken kişiler eski senaristlerimiz olduğundan havada kalacaklar. Ancak birer büyük soru işareti olarak ortada durdukları bir gerçek...
|
Aaa Şeyma, dur hemen aşık olayım. |
|
Başladı yine kabus... |
Şeyma'nın yıkılması ve Mete ile arasına duvarlar örmesini anlarım. Sonuç olarak yaşadıkları kolay değildi; hele de tüm bunlar bir ur sebebiyle başa gelmişken. Normal Mete'nin nasıl da sevgi dolu ve Sibel ile İlker'in bebeğine olan ilgisinden de, babalık için hazır olduğu anlaşılıyor. Şeyma'nın da üzüntüsü buna bence. Mete'ye olan kızgınlığı değil o. Zira Mete'ye kızgın Şeyma, bir bölüm öncesinde onun geçireceği ameliyat süreciyle ilgili telaşlanmaz ve özellikle de Işık'ı açıkça kıskanmazdı. Gelen senaristlerin aradaki bağlantıyı kaçırdıklarını hiç sanmıyorum. Tabi o bağlantıyı daha da kuvvetlendirmeleri gerektiğine sonuna kadar inanıyorum. Işık yine kalsın dizide, iyi ahbap oldu bizimkilerle ama Mete ile bir birliktelik olmasın varlığının sebebi...
|
Hepsini yemeyeceğim Ayaz söz. |
|
Yemeyeceğim demiştim ama dayanamadımmmm |
|
O son budu yemeyecektin Öykü! |
|
O son budu yedirmeyecektin Ayaaazz! |
|
Bir kuzu mee'liyor ama nerede çözemedim? |
|
Ah hayır, içimde!! |
Öykü'yle Ayaz bir-iki bölümdür Kirazcanların istediği düzeyde romantik sahnelerde bir araya gelmiyor diye ortalık ayaktaydı günlerdir. Bu bölüm fragmanlarının da pek romantik sahne habercisi olmayışı kayışı koparmıştı ama içeriğe eklenen sahneler bence çok enfesti. Özellikle de Öykü'nün gelecekteki hamileliğine yapılan göndermede ne kadar güldüğümü hatırlamıyorum. O hayâli döndürüp, döndürüp bir kez daha izleyebilirim kesinlikle. Tabi hayâl içerisinde bile olan garip Ayaz'a oluyor. Öykü maşallah çektirmediğini bırakmıyor, hele o hayâlin başını süsleyen kuzu çevirmeye dalışı yok muydu; aman Öykü sen mümkün mertebe aşerme... Gelecek sezon izler miyiz bu tür sahneler bilemiyorum ancak, yazılırsa tadından yenmeyeceği kesin...
|
Bir sen, bir ben, bir de bebek... |
Gelecek sezon bu tür sahneler izlemek için gerekli olan şeyin 'evlilik' olduğunu biliyorum Kirazcanlar, hemen dellenmeyin oturduğunuz yerde!.. Şahsen ben bir evliliğin gerçekleşeceğine çok güçlü hislerle bağlıyım sezon finalinde. Evet, birçoğunuz evli oldukları ayrı bir bölüm daha izlemek istiyorsunuz ama onu da artık gelecek sezon görebileceğimiz gerçeğine bağlanalım derim... Yok ben bağlanmam diyorsanız hâlâ, geliyor Kral'ın asası kafanıza!..-:)-
|
Naber hayallerimin erkeği |
|
Ah bu tiple ben... |
|
O gece ben harbi ispirtoyu fazla kaçırmış olmalıyım. |
|
Gelin gelin, size ispirtonun zararlarını göstereceğim. |
|
Buyrun... |
|
Aman tanrım çok zararlı bir şeymiş gerçekteeen.. |
|
Eveeeet.. |
|
O zaman bir daha içme! |
Hem şuan gelecek bölüm için düşünmemiz gereken büyük bir dert var... Malum yeni bir eski sevgili çıkıverdi ortaya... O kadar büyük dert ki, o kadar olur yani kendisi... Sanıyorum Ayaz'ın ispirto içtiği bir gecede tanıştılar ve devamı geldi. Kadın bir de evli işin kötü tarafı; kocasına lâyık olduğu kesin de, Ayaz ne alâka çözemedim. Ortadaki tek risk, Ayaz'ın kızın adını hatırlaması oldu. Geçmişi çapkınlık dolu Ayaz'ın her takıldığı kızı hatırlamama ihtimalinin atlanmayacağını düşündüğümden, bu kızın onun geçmişinde yer parsellediği anlaşılıyor. Tabi unutmamalı ki, Öykü o parsellediği yeri Ayaz'la birlikte ona yedirtir. İlk taksiti de bölümün sonunda Ayaz'a geçirdiği tokatla aldı zaten. Haftaya da ondan alınan taksitle başlar muhtemelen bölüm... Uzun lafın kısası, bu eski sevgili mevzusunun zerre tehdit olduğunu düşünmüyorum. Paragrafın başında kurduğum cümlelerin ironi içerdiğini de ayrıca belirtmek ihtiyacı duymuyorum (iyi ki duymadı)...
|
Hangisi çocuktu bunların? |
|
Çi - ko - la - ta - Çi - ko - la - ta - Çi - ko - la - ta |
|
Tamam vereceğim çikolatanı, önce çocuğu ver bakalım... |
|
Afiyet olsun... |
Geçtiğimiz hafta aileye katılan miniğe geldiğimizdeyse, çekeceği var demek hiç de yanlış olmaz herhalde. Sibel ve İlker'in ideal bir anne baba olması için sadece zaman gerekiyor da, birbirlerini yemeden çocuğu nasıl yetiştirecekleri muamma... İlker bildiğimiz 'gelenekselci baba', Sibel de tam tersi 'modern anne' figürü olarak karşımızda. Onların çatışmaları eşliğinde büyüyecek, ismi henüz netleşmeyen ufaklığı bolca ilgi, sevgi ve şefkat bekliyor ancak ateşli tartışmaların göbeğine düştüğü de kesin. İlk günden de sorun patlak vermeye başladı zaten. Yeni doğan bebeklerin hemen sünnet ettirilmesini daha mantıklı bulanlardanım. Sibel'e bu yönüyle tam destek. Tabi, gelenekselci İlker'in çocuğuna sünnet düğünü yapmak istemesine de saygımız sonsuz. Bu vesileyle, Mete'ye teşekkür edilecek bir kutlama çıktı ortaya. Minik Batıkan Zorbey/Yağmur'un sünneti pek iyiydi. Bu arada rica edeceğim adını Yağmur koyun. Öbürü nedir yahu, hangi Orta Asya beyliğine mensupsunuz?..
|
Herhalde bunu alan mağazaya da ortak oluyor. |
Değinmeden geçemeyeceğim bir diğer konu, Emre'nin para sıkıntısı meselesi. Gururlu çocuk, kimseye bir şey çaktırmamak için didiniyor ama taksi muhabbetiyle bir yere varamayacağı ortada. Ona düzgün bir iş yaratılabilir zannediyorum. Daha önce bir kafede sahne alıyordu, birkaç bölümde üzeri örtüldü. Sonra Bülent'in açtığı spor salonunda çalışmaya başladı, onu da gururundan bıraktı-zaten o spor salonu muhabbeti de bitti- ve yeniden başa döndü. Yeni senaristlerimiz rica ediyorum, bir el atsınlar şu konuya. Artık Burcu'nun karşısında ezilen ve sırf parasızlıktan ona ilgi gösteremeyen Emre görmek istemiyorum. Zira her şeyi tam olarak bilmeyen Burcu da durumu yanlış anlamaya çok yaklaştı...
Bu vesileyle yeni senaristlerimiz, Fethi Kantarcı, Saygın Delibaş ve Barkın Şenüren'e hoş geldin diyor; daha önce yazdıkları tüm yapımları takip etmiş birisi olarak kalemlerinin gücüne çokça inandığımı belirtmek istiyorum. Bakalım son üç bölüm kalmışken sezon finaline, hikaye nasıl şekillenecek. Hep birlikte izleyip göreceğiz...
Beklenen Kral
Yorumlarınız ve capsleriniz şahane ve bende ilk defa yorum yapıyorum;evet senaristler değişti bence güzel,hareketli keyifli bir bölümdü.Valla kaç dizi vardır bilmiyorum ama çünkü ilk defa bir diziyi hiç kaçırmadan ve yorum yapanları,resimlerini,çıktıkları pragramlarına kadar takip ediyorum;inanılmaz samimi bir ekip,yapımcısı dahil hayranlarla direk yazışıyor,sete gidenler fotoğraf çektirebiliyor,dizinin seyrini hayranları beğenmedi senaristler anında değiştiriliyor daha ne olsun.
YanıtlaSilEvet, dizinin sevenleri kesinlikle çok şanslılar.
SilDeğerli yorumunuza teşekkürler, sevgiler...