Bu yaz Süreç Film'in yayına hazırladığı ikinci projeydi, Adı Mutluluk. Aylar öncesinden ayak sesleri geldi; önce başrolleri ardından da hikayesi açıklandı. İlk bölümünde pek tatmin olmadığımı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Ancak, ikinci bölümü gayet başarılıydı. Bu da diziyi düzenli izlenecekler listeme almamı sağladı...
Kadro
Dizinin kadrosu, Ezgi Eyüboğlu (Kumsal), Kaan Yıldırım (Batu), Ceyhun Mengiroğlu (Eren), Zeynep Bastık (Gonca), Aslı Bekiroğlu (Sena), Orçun İynemli (Sema), Dilara Aksüyek (Dolunay), Kaan Çakır, Yağız Can Konyalı (Zeki), Yağmur Kaşifoğlu, Fatih Dönmez, Begüm Şahin, Onur Alp Sancaklar ve Lesli Karavil'den oluşmakta. Yönetmen koltuğunda Erol Özlevi'nin oturduğu Adı Mutluluk'u, Hakan Bonomo ve Aksel Bonfil kaleme alıyor...
Senaristlere dair...
Aksel Bonfil ile Hakan Bonomo'yu, yine Süreç Film'in yapımlarından olan Kiraz Mevsimi'nden tanıyoruz ve romantik komedide ne kadar başarılı oldukları açık. 17 bölüm yazdıkları diziyi arada dramın göbeğine itmeyi ihmal etmediklerini de not düşmek isterim... Adı Mutluluk'un hikaye bakımından Kiraz Mevsimi ile zerre benzerliğinin olmadığını düşündüğümüzde, ellerinden farklı bir yapım izliyor olmak oldukça keyifli. Tabi daha önce belirttiğim gibi, ilk bölümünden tatmin olmadım. İkinci bölümle birlikte açılmaya başlamışlar belli ki, hem daha sürükleyici hem de daha heyecanlı bir dizi vardı karşımızda. Bunun yanında yan karakterlerin de ön plana çıkması enfes oldu. Özellikle de, Eren'in...
Hikâye
Dizinin hikayesini, küçük yaşta annesinin terk etmesi sonrası babasının hayatını yaşamak zorunda kalan Kumsal ile kendi ayakları üzerinde durma mücadelesi veren ama bunun için hep yanlış yollar seçen Batu'nun bir atışma sırasında tanışması ve daha sonrasında da hayatlarını tümden değiştirecek bir maceranın içine atılmaları olarak yorumlayabiliriz.. İkilinin birlikte düştükleri İstanbul yolculuğu yarısında karmakarışık bir hâl alınca, başlaması muhtemel aşk da bir süreliğine askıya alındı. Bu süreçte de Kumsal'ın karşısına üniversitenin zengin, bir o kadar da ilgili yakışıklısı Eren çıktı ve dengeler tümden değişti. Tabi beklendiği üzere, sonunda tercih edilen erkek Batu olacaktır kesinlikle...
Karakterler
Batu, serseri görünmek için çırpınan ama gerçekte naiflikten ölen bir genç... Annesini her şeyin ötesinde tutan, onun için ayakları üzerinde durma mücadelesi veren ancak bunu yaparken yanlış yolları seçmeyi adet edinen yapısı; ilk bölümün başından sonuna başına bela açtı. Yetmedi peşine polisleri taktı, bitmedi bir de İzmir'den belalısı geldi onu alt etmeye İstanbul'a... Anlayacağınız onun için hayat yalnızca Kumsal'ı kendine aşık etmek ve mutlu bir birliktelik yaşayıp, Eren ile bir gayret atışarak okulunu okumaktan ibaret olmayacak. O bunlara ek olarak bir de dizinin kötüsü Tatlı ile mücadele edecek. Şimdiden kendisine sabırlar. Bu arada Tatlı, hiç tatlı değilsin...
Kumsal, içi cıvıl cıvıl olması gerekirken hiç olmadık acılar ve hasretler biriktirmiş bir genç kız... Annesi daha küçücükken mutluluğu bulma sevdasıyla onu babasına terk edip gitmiş. O da annesinin gittiği günden beri hem yasını tutmuş hem özlemini çekmiş hem de ona çokça kızmış... Annesinin terk edişi ardından üzerine daha da düşen babası, onu hep kendi istediği hayatın merkezine çekmeye çalışmış ve üniversite macerasına kadar da bunu başarmış. Kendisi gibi mimar olmasını isteyen kızını İzmir'de bir mimarlık bölümü yazması için ikna ettiğini sanmış, rüşvet olarak da son model bir jip almış... Tabi sonuç beklediğinden çokça uzak çıkınca, hemen otoriter baba figürüne bürünerek; onu zapturapt altına almaya çalışmasını izledik. Artık bu duruma isyan eden Kumsal'ın ise sahilde küçük bir atışmayla tanıştığı Batu ile birlikte İstanbul'a kaçma girişiminde bulunması birçok sorunu beraberinde getirdi. En büyük sorun ise kısa sürede çokça güvendiği Batu'nun onu hayâl kırıklığına uğratması oldu. Hem arabasını hem de paralarını alıp kaçan Batu, artık en büyük düşmanıydı. Ancak bilmediği şey, Batu'nun bunları isteyerek yapmadığıydı...
Eren, su topu sporuyla uğraşan üniversitenin en popüler tiplerinden birisi. Bu popülariteden beklenmeyecek kadar da içten ve ilgili. Hâl böyle olunca, Batu'nun istemeden zor durumda bıraktığı Kumsal'a kol kanat geren ve bu yaptıklarıyla da ondan hoşlanan Dolunay'ı istemeden Kumsal'a düşman eden Eren, dizinin kilit karakterlerinden. Bu da onu Batu ile sürekli bir sürtüşmenin içerisine çekecek ve arada kalan olarak Kumsal'ın, günün sonunda yapmak zorunda olduğu seçimlerde hep aklının bir köşesinde yer edecek...
Dolunay, üniversitenin en popüler kızlarından. Buna bağlı olarak egosu tavan ve her istediği erkeği elde etmeye meyilli. Bu konuda başarıyı yakalayamadığı tek isim ise Eren ve bu da onu her zaman elde etmek için mücadele içerisinde izleyeceğimiz anlamına geliyor. Bu uğurda en büyük düşmanı ise şüphesiz Kumsal olacak. Eren ile aralarında ilerleyen bölümlerde sırf Kumsal'ı kıskandırmak için bir şeyler olur mu bilmem ama karakterin bu atarlı halinin evde kalmasına sebep olacağı açık. Zengin ve popüler olmak yetmiyor bazen, Dolunay hanım...
Sera, Eren'in kız kardeşi... O da aynı üniversitede okuyor ve en az abisi kadar ilgi ve sevgi dolu birisi. Bu arada Batu'nun arabasını alıp kaçması ardından Kumsal'ın da imdadına yetişti mâlum kendisi. Bu da onu o an itibariyle Kumsal'ın en yakın arkadaşı ve dostu kategorisine taşıdı. Her zorluğun üstesinden birlikte gelecekleri açık. Yeri geldiğinde abisini çokça kez karşısına alacağı da ortada. Bu durumda ona bolca kolaylıklar...
Eleştiri-yorum-
Dizinin ilk bölümünden şikayetçi olmamın sebebi, çokça merak ettiğimiz yan karakterlerle son sahnelerde buluşabilmemiz oldu. İzmir sahnelerinin maksadından fazla uzadığını düşünüyorum. En başta da o düğün sahneleri oldukça yersizdi. Bunun yanında Kaan Yıldırım'ın aşırı derecede Ulan İstanbul'da hayat verdiği Ferdi performansı ortaya koyması, daha doğrusu senaryonun buna zemin hazırlaması şahsen benim için eksi puan oldu. Belki de Ferdi'nin arkasında biriktirdiği rüzgarla Batu'yu ayaklandırmak istedi senaristler bilemeyeceğim, başarılı olup olmadıkları noktasında da tarafsız bakamadım şuan; böyle de pisim... İkinci bölümle birlikte daha az Ferdi havası aldığım Batu, hikayenin içerisine adapte oldukça kendisini daha da soyutlayacaktır ondan. Yıldırım'ın performansını da bu sebeple birinci bölümde başarılı bulmamıştım ama ikinci bölümde karakteri başarılı bir şekilde giyeceği izlenimini aldım.
Adı Mutluluk'un en büyük handikapı, bunu yazmak istemezdim ama Ezgi Eyüboğlu'ydu. Mâlumunuz bu zamana kadar başrolünde yer aldığı projeler pek uzun soluklu olmadı ve bu da dizinin geleceği için kaygı verici bir noktaydı. Adı Mutluluk ile bu olumsuzluk kırılabilecek mi çokça merak ediyorum; zira dizinin ilk bölüm reytingleri oldukça iyi gelmişti. Performansını ise ilerleyen bölümlerde zirveye taşıyacağına inanıyorum... Ceyhun Mengiroğlu'nu açıkçası ilk kez izliyorum. Hatta ilk gördüm de diyebilirim. Oldukça etkileyici bir ses tonu var ve bu da onu gelecek için oldukça şanslı kılıyor. Performansı da ilk iki bölüm için hiç fena değildi. Eren karakterinin özelliklerini iyi yansıttığını düşünüyorum. En çok da, Batu ile girişecekleri mücadelelerde nasıl bir performans sergileyeceğini merak ediyorum. İkinci bölümdeki havuz sahnesi bu konuda umut vaat etti şahsen... Dilara Aksüyek'i en son ekranlara çok erken veda eden Kadim Dostum'da izlemiştim. Orada oldukça atarlı ama kötü olmayan bir karaktere hayat veriyordu. Burada Kadim Dostum'dan farklı olarak hem atarlı hem de kötü bir karaktere hayat veriyor. Şahsen karakterinin hakkını verdiğini düşünüyorum. Yalnız mimiklere biraz daha özen gösterirse tam süper olur bana göre...
Diziye dair ilk yazıyı geçen hafta yazmayı istedim ama içimden gelmemişti. Şimdi daha farklı düşüncelerle kaleme aldığım için mutluyum açıkçası. Adı Mutluluk'un uzun soluklu olup olmayacağını, kısacası kış sezonuna sarkıp sarkmayacağını şimdiden kestirmek zor ama özen gösterildiği taktirde alacağı reytinglerle bu çok da zor gözükmüyor. Bakalım gelecek neler gösterecek. Bol reytingler ve şanslar olsun...
Beklenen Kral
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder