Bazı insanları çokça yanlış tanırız. İçerisindeki cevheri gördükçe, zamanla düşüncelerimiz de tümden değişiverir elbette. Bazen bu zamana yayılır, bazen de birden ortada belirir... Evet, Necmi'den bahsediyorum. İlk bölümlerde oldukça vurdumduymaz bir karakter olarak resmediliyordu. Sonradan o vurdumduymazlığın sadece yüzeysel bir yönü olduğunu keşfettik. Bambaşka bir karakteri taşıdığına şahit oldukça da, "Keşke bizim de amcamız" olsa dedik...
14. Bölüm
Neriman ve Koray'ın her zaman en az Yasemin kadar kötü olduğundan dem vurmuşumdur. Tabi Yasemin'den farklı olarak onlar tatlılıklarıyla bu negatif yönlerini törpülemekteler... Lakin kötü kötüdür değil mi? Elbet, iyiye gelir musallat oluverir... Neriman'da da olan tamamen bu. En başından beri planı buydu evet, buna itirazımız yok. Ancak aradan geçen zamanda birçok şeyin değiştiğini de kabul etmesi gerekir. Ona başından beri hiç değişmediği için plaket vermemizi kimse beklemiyor herhalde? Zira bu marifet değil; hele de Defne ve Ömer'in aralarında oluşmaya başlayan bağı çok net görüyorken. Yeğenini gerçekten seven bir yengenin sergilemesi gereken tavır kesinlikle bu olmamalı. Sonuçta Defne mükemmel ötesi karaktere sahip biri ve Neriman'ı bu konuda alaşağı edebilir kudreti...
Tabi ne onda bunu kabul edecek yürek var ne de kendi gerçeklerinden vazgeçerek, aşka izin verecek bir kalbi. Orada da devreye son bölümlerde Necmi giriyor ama her hamlesi elinde patlıyor. Ona uslu duracağı sözünü veren Neriman'ın arkasını döner dönmez, sözünden çıkması da kesinlikle şaşırtıcı bir gelişme olarak zihnimizi meşgul etmemekte... Necmi elindeki ipleri daha en başında Neriman'a kaptırmış. Evin hakimi de, bir yerde sahibi de o olmuş. Necmi de dışarıda kaldıkça ipleri tamamen salmış. Sonuç ise bugünkü manzara. Lakin onunda elindeki kozlar az buz değil. Yeri geldiğinde yürek yemiş bir vaziyette onun karşısına çıkması ise enfes. Defne ve Ömer birlikteliğine yeni bir çelme talan Neriman'a parmağındaki evlilik yüzüğünü çıkartıp vermesi ise neresinden bakarsanız bakın, on numara bir hareketti...
Neriman'ın akıllanabilmesi için sadece sözler sarf etmek yeterli değil, biz bunu anladık. O da bu şokun etkisiyle ya akıllanacak ya da daha büyük bir inatlaşmanın faktörü olacak. Orada devreye girmesini beklediğim kişi ise Hulusi dede. Eğer konağı onlara vermek şartını, Defne ile Ömer'in uzun yıllar sürecek evliliğinin sonrasına genişletirse ne âlâ. Onda o kadar uzun yaşayacak göz de var nasılsa...
Korka korka aşkını yaşıyor Defne haftalardır... Çaresizliğinin, saklanmasının, Neriman'dan köşe bucak kaçmasının sebebi de onun her zaman gerçekleri beraberinde taşıması. Ömer'le evlenecek, evlendiği gibi de ortadan yok olacak... En başta anlaştıkları bu plan, bugün Defne'nin en büyük kâbusu. Görmezden gelse Neriman dikilmiş karşısında bir şeytan misali bekliyor. Ne yapsın, o da çareyi kaçmakta buldu. Aşkı, sevgiyi bulduğu adamı yüzüstü bırakmak pahasına kaçmakta...
Ömer'le Defne tam istediğimiz gibi ideal bir çift olduğundan beri aralarındaki mükemmel ilişki, her zaman durumun tersine döneceği korkusunu beraberinde getirdi. Mâlum dizilerin olmazsa olmazıdır; önce ağza bir parmak bal çalınır, daha sonra da o bala hasret bir ömür geçirmen istenir... İki bölümdür çifte kumrular gibi olan, ağızlarından aşk sözleri, gözlerinden de o aşkın ta kendisinin aktığı çiftimiz şimdi bir çıkmazda. Ya Defne tüm cesaretini toplayıp her şeyi anlatacak ya da karşısına dikilen Ömer'e hiçbir şey demeden yeniden kaçacak...
Bana sorarsanız, yapması gereken şey her şeyi açıklıkla anlatması. Ömer onun aşkından böylesine eminken, asıl cezalandıracağı kişi Defne değil Neriman olacaktır çünkü. Kendisini her seferinde çokça sevdiğini tekrar eden birisinin ona böylesi bir kumpas kurmasını kaldırabileceğini hiç sanmıyorum. Bu durumda Hulusi'nin Neriman'a konağı koklatacağına ise hiç ama hiç ihtimal vermiyorum. Tabi tüm bunları göreceğiz. Meriç Acemi'den bir izleyici olarak tek isteğim, Neriman'dan nefret etmememiz olacak. Zira bu durumda Koray ile yan yana geldikleri sahnelerde eskisi gibi eğlenemeyeceğiz...
Tüm bu olanların geriliminde bir de büyük bir gelişme yaşandı. Neriman kızları Sude'yi arayıp ülkeye dönmesini istedi. Sude belki babasına çekmiştir de, annesinin yaptığı hatayı düzeltmek için çabalar. Tabi en önemlisi de Sinan'la aşk meseleleri... Sinan'a bu bölüm çok üzüldüm çünkü. Sevdiği kadın ve öz kardeşi gibi gördüğü Ömer arasında kalması, onu çokça sarstı. Tüm bu olanlardan sonra Defne'nin peşini de kesin kez bırakacaktır. O sebeple, geçmişte ne hata yaptıysa kendini affettirip Sude ile bir mutlu oluversin istiyorum...-Bu arada Sude'yi kimin canlandıracağı henüz paylaşılmadı. Hande Doğandemir ve Selin Şekerci'nin adları geçti, lakin onlar da hemen ertesinde yalanlandı...-
Şaşırdığımız şeyler de oluyor dizide... Mesela Yasemin gözle görülür bir şekilde düzelme eğilimleri göstermeye başladı. İso'ya duyduğu aşk onu böylesine değiştirir deseler başlarda inanmazdım ama şimdi duruma ısınmaya bile başladım. Sinan'la dertleştiği sıralarda iyi biri olmak için çaba sarf edecek bir Yasemin gördüm. Zira İso'nun ancak ve ancak bu Yasemin'i kabul edeceğini o da biliyor... İso'yu yelkenleri suya indirmediği ve onu akıllandırmak için elinden geleni yaptığı hamleleri için sessizce alkışlıyorum. Eğer Yasemin iyi birine tamamen evrilirse, lazerlerle adını gök yüzüne yazdırmayı düşündüğüm ise doğrudur (parasına kıyamadı)...
Gelecek hafta bayram sebebiyle dizinin yayınlanmama ihtimali oldukça yüksek. O yüzden özellikle Defne ve Ömer arasında bu son gelişmelerin ardından neler yaşanacağı merakımızın giderilmesi biraz gecikebilir. Son kertede bütüne baktığımızdaysa, şahane bir bölüm izledik. İğne ucu kadar bile olsa, tüm emeklere sağlık...
Beklenen Kral
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder