Uzun zamandır böylesi bir final izlememiştim... Başından sonuna o kadar iyi kurgulanmıştı ki, eğlenmekten üzülmeye de vakit bulamadım... Ne zaman ki jenerik yazısı yukarıya doğru akmaya başladı, içimden bir şeyler de onunla birlikte yol aldı... Özleyeceğiz, hem de çok. Hep iyi anacağız... Ama asıl gerçek şu ki yıllar yıllar sonra bile, "Ne final yaptı be!" diye iç geçireceğiz...
59. Bölüm
Öykü ve Ayaz
ÖyAz aşkı büyük mücadelelerden geçti. Kimi zaman tam dramın göbeğine düştü, kimi zaman da aşklarıyla bizleri kendilerine hayran bıraktı. Mıç mıç aşkları hiç sevmem. Aşk dediğin biraz olsun mücadele gerektirir çünkü, bana göre. Tabi her şey tam da dozunda olmalı. Bazen o dozun kaçtığını düşünmedik değil ama hep sevdik ve el üstünde tuttuk onları... Onlar da bölümü, kendilerini tanıdığımıza duydukları hayretle açtılar. Kirazcanlar'a çaktıkları bu selamın ardından, veda boyu da bize eşlik ettiler...
Aralarındaki tatlı çatışma hali, her ne kadar bazen biz izleyicileri unutup ateşli bir kavgaya doğru meyletse de sonunda tatlıya bağlamasını bildiler... Öykü, geçtiğimiz hafta anlaşıldığı üzere hamileydi. Yaptığı hamilelik testini gömmesi, melek-şeytan versiyonlarından dahi Ayaz'ı kıskanması ve en önemlisi de karnında 9 ay boyunca ikiz taşıdığını öğrenmemek için direnmesiyle, kendine yakışan tatlı deliliği sergiledi.
Ayaz, her zaman olduğu gibi alttan alması beklenendi. O da son zamanlarda çokça diş gösteriyor Öykü'ye ama hem Cem hem de Olcay sayesinde, eskiye çabuk döndüler. Üzerine de baba olacağını öğrendi ki, değme keyfine!.. İkisi de hak ettiği mutlu sona, emin adımlarla yürüdüler...
Doğum sahnesi şahaneydi. Özge Gürel'in performansına diyecek söz yok. Bir doğum sahnesinde ancak bu kadar gerçekçilik vaat edilebilirdi. Şaşkın baba Ayaz'a ise ne denir ki?.. Serkan Çayoğlu için 'mimiklerin efendisi' diyorum ben. Yine konuşturdu mimiklerini. Doğan çocuklarının adı da, her 'Motor!" dendiğinde unuttukları kendi adları oldu. Aile dörtledi; Öykü, Ayaz, Özge ve Serkan Dinçer olarak bizlere veda ettiler... Belki de şuan siz bu satırları okurken Öykü Ayaz'la didişiyor. Çocuklarsa peşlerinde dolanıyor olabilir... Kim bilebilir?.. Hep iyi ve mutlu olsunlar...
Serkan Çayoğlu ve Özge Gürel sektörün kazandığı çok önemli iki isim... İkisini de çok çok sevdik. Oyunculuklarının nasıl her geçen hafta bir çığ gibi devleştiğini gördük. Yan yana geldiklerinde saçtıkları ışıltıdan hiç bahsetmiyorum bile. Her ikisine de emekleri için sonsuz teşekkürler. Başarıları daim olsun...
Şeyma ve Mete
Şeyma ve Mete, bizi az-buz delirtmediler. Bir ondan, bir ondan nefret ettik. Bazen kendimizi sinir krizlerinden sinir krizlerine sevk olurken dahi bulduk. Zamanında kötülükleri yüzünden, tam da birbirlerine yakışan çift olarak görürken; daha sonra gerçekten tam da birbirlerine yakışan çift oldular. Mete'nin Naz kararsızlığı ve kendini ona teslim etmeleri her ne kadar sinir bozsa da, Şeyma'nın alttan almalarıyla her şey tatlıya bağlandı. Yetmedi, telefon şarj kablolarıyla birbirlerine bağlandılar!..
Şeyma'nın, Mete'yi kaybetmemek için sergilediği performansa şapka çıkartılır. Kadınlık onurunu bir kenara bırakması, Mete'nin karşısında tüm gerçekleri bir çırpıda haykırması ve sonunda kazanan olması ona çok yakıştı. Evlenip, kızıl tatlı bir oğlan sahibi bile oldular!.. Muhtemelen şuan onlar da, minik afacana banyo yaptırıyorlardır. Olamaz mı?.. Onlar da bir ömür boyu mutlu olsunlar...
Nilperi Şahinkaya ve Dağhan Külegeç, zaten sektörün çok iyi tanıdığı iki isim. Tabi daha da parladıkları bir gerçek. Performanslarına yorum yapmak dahi haddime düşmez. Her ikisine de, tüm emekleri için teşekkürler. Başarıları daim olsun...
Burcu ve Emre
Burcu ve Emre, hiçbir zaman tam da olması gerektiği gibi bir ilişki yaşamayan ikili... Bunda en büyük pay, Burcu'nun tutarsızlıklarında saklıydı. Emre'nin bitmek tükenmek bilmeyen gururu da aşağı kalır değildi tabi. Sonuç olarak, hep kendi ektiklerini biçtiler ve çok da mutlu bir birliktelik süreci geçirdiklerini söyleyemem.
Ama dizinin vedasında onların payına da mutlu son düştü. Emre artık popüler bir şarkıcıydı. Hadi, en azından kendi yağında kavrulan diyeyim. Burcu ise karnı burnunda, kocasının menajerliğine soyunmuş bir anne adayı... Muhtemelen şuan Emre elinde gitarı, ona şarkılar söylüyordur. Birazdan da havada uçan dişi sinekten kıskanır onu Burcu. Olmaz deme, bal gibi de olur...
Nihal Işıksaçan ve Aras Aydın... Onları Kiraz Mevsimi ile tanıdım. Her ikisi de, şahane perfomanslarıyla geleceğe göz kırptı... Onları da kısa sürede birçok önemli projede göreceğimize eminim. Aras Aydın'a ise kesinlikle bir albüm çıkarmasını öneririm. Zira olağanüstü bir sesi olduğu mâlumunuz... Her ikisine de tüm emekleri için teşekkürler. Başarıları daim olsun...
Sibel ve İlker
Sibel ve İlker, dizinin en aşksız çifti. Sürekli bir didişme halinde geçirdiler günlerini. Başlarda oldukça çapkın olan İlker'in peşinde az heba olmadı kadıncağız. Tam bebekleri oldu, her şey rayına oturur derken; bu sefer daha beter kanlı bıçaklı oldular. Yetmedi, rekabete de soyundular... Olcay sayesinde barıştı onlar da ve restoranlarının batmasıyla; birbirlerine daha da bağlanan bir çift oldular... Şuan muhtemelen İlker, bir eli işte diğer eli oynaşta takılıyordur kamyonda. Sibel'in gözü ise hep üzerinde... Ne zaman olmadı ki?...
Fatma Toptaş ve Serkan Börekyemez, dizinin usta oyuncu kadrosuna bir adım daha yakın olan ikili. Performansları için söyleyecek tek bir sözüm yok. Her zaman olağanüstüydü. Her ikisini de, kısa sürede başarılı işlerde görmeyi arzuluyorum. Tüm emekleri için teşekkürler. Başarıları daim olsun...
Önem ve Mehmet
Önem ve Mehmet arasındaki bağ, çok uzun yıllar öncesine dayanıyordu ama biz onları kısa süre önce bir arada görme şansını yakaladık. Önce bir çatışma hali, ardından olanları kabullenme ve yeniden aşkla etraflarının sarılışını izledik. Önem'in bitmek bilmeyen kıskançlıkları aralarını açmış olsa da, yine yeni yeniden aşkla birbirlerine sarılıp kavuştular...
Önem için söyleyecek birçok şeyim var aslında. Kötülükler kraliçesi olduğu gerçeğini hiçbir şey değiştiremez. Ama bir o kadar da tatlı olduğunu asla atlayamam... Şimdi babaanne oldu. Kesin, ismiyle hitap etsinler diye vermedik rüşvet kalmaz ikisine de. Kadın yaşlanmıyor ama yaşlanmaktan ölesiye korkmadan edemiyor...
Neslihan Yeldan ve Atilla Saral usta kadromuzdan. Her sahnelerinden ayrı bir ders çıkartılır ki, bu şans kolay kolay geçmez ele. Her ikisine de akıllarda iz bırakan performansları için sonsuz teşekkürler. Başarıları daim olsun...
Meral ve Bülent
Meral'le Bülent'in her zaman birlikte olmaları gerektiğini savundum. Zira, birbirlerine özellikle de karakter olarak çokça benziyorlar. Nasıl, neden oldu bilmiyorum ama Bülent'te başlarda bir Önem sevdası oldu. Meral'e olan ilgisini keşfetmesiyle de, Önem'i şeytanlığa doğru itti... Aradan zaman geçti, köprünün altından çok su aktı ve bugün tam da olması gerektiği kişiyle, Meral'le birlikte...
Meral yıllarca tek başına büyük bir mücadele vermiş. Her başı dara sıkıştığında kendisi çözmek için didindi durdu. Öykü'ye bile anlatmadı çoğu sıkıntısını. Şimdi can yoldaşıyla, ömrünü mutluluk içinde yaşayacak; ne mutlu!..
Ayşegül Ünsal ve Hakan Çimenser... Kadronun diğer iki usta ismi. Ayşegül Ünsal'ın hep göz önünde rollerde olması gerektiğine inanmışımdır. Zira ekrana gerçekten çok yakışıyor. Kiraz Mevsimi ile yakaladığı bu fırsatın, daha önemli bir rolle taçlanmasını dilerim. Hakan Çimenser de keza. Hep başarılıydı. Artık daha da göz önünde.... Her ikisine de tüm emekleri için teşekkürler. Başarıları daim olsun...
Olcay
Dizinin en heba edilen karakteri. Son üç bölümde kıymeti bilindi ama işte geç kalındı bir kere. Şuan büyük bir fenomen olmuş olabilirdi kesinlikle. Önem'in yanında, onun egosuyla savaşı ve Şeyma'nın da hayatına dahil olmasıyla entrikanın göbeğine çekilmesi; kendi zararına oldu daha çok. Ama aklımızda hep son üç bölüm izlediğimiz hali kalacak...
Nezih Cihan Aksoy da dizinin çok öncesinde tanıdığımız isimlerden. Kolunda birçok önemli bilezik bulunan, başarılı bir ekran yüzü. Bu türde bir karaktere, daha çılgın ve komik olabileceği bir rolle hayat verme şansını dilerim yakalar. Tüm emekleri için teşekkürler, başarıları daim olsun...
Cem
Dizinin büyüme evresini gördüğümüz ismi. Hep atarlı, hep bilmişti ve onu da bu özellikleriyle sevdik. Ablası ve eniştesi arasında sık sık kalsa da, her ikisini de bir araya getirmeyi yine o bildi...
Tamer Berke Sarıkaya'ya çıktığı bu yolculukta başarılar diliyorum. Umarım, gelecekte tam da istediği yerde olmayı başarabilir...
Ekip...
Dokuz kez senaryo grubu, bir kez de yönetmeni değişti bugüne kadar Kiraz Mevsimi'nin... Aslı Zengin'in kalemiyle başlayan hikâye, Aksel Bonfil ile Hakan Bonomo'nun elinde devleşti-ve yine onların elinde son buldu-... Ardından Engin Elgün (ve ekibi), Makbule Kosif (ve ekibi), Kerim Ceylan (ve ekibi) ve Fethi Kantarcı (ve ekibi) ile zaman zaman bayrağı birbirlerine tekrar devrederek, diziyi bugüne taşıdılar... Hepsine 59 bölüm boyunca verdikleri emekler için teşekkürler. İlk iki yönetmenimiz, Filiz Gülmez Pakman, ardından göreve gelen Tarkan Karlıdağ'a ve 11. Bölümden bu zamana kadar reji koltuğunda oturan Eda Teksöz'e de emekleri için teşekkürler. İkinci yönetmen Aslı Kahraman'a da keza... Tüm set ekibine, Süreç Film ailesine, en başta da Asena Bülbüloğlu ve Ali Gündoğdu'ya teşekkürler... Bize 59 bölüm boyunca çok güzel bir masal izlettirdiler...
Kirazcanlar...
Ve Kirazcanlar... Kendinizle ne kadar iftihar etseniz az. En naif, en akılcı ve en sevgi dolu dizi fan gruplarından birisi oldunuz. Ara sıra rakip dizi fanlarıyla çatışsanız da, hep doğru yolu buldunuz. Kendinizi kaybetmeden, diziniz için iftihar meselesi oldunuz. Kiraz Mevsimi'ne bir kez olsun sırtınızı dönmediniz. Her zaman yanında oldunuz ve sonsuza dek kalbinizin en değerli köşesinde yer edineceğinden de eminim. Sizlerinde bu zamana kadar verdiği tüm emeklere teşekkürler. Var olun, hep olun!..
Elveda Kiraz Mevsimi, açtığın çığıra yakışır finalinle hep akıllarda kalacaksın...
Hoşçakal...
Beklenen Kral
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder