Çocukluk zamanlarımın hatırladığım en keskin anılarındandır, Biri Bizi Gözetliyor'u 24 saat yayınında takip etmelerim. Büyük bir ilgi ve merak taşırdım. Yarışmacıların garip kişilikleri çokça ilgimi çekerdi. BBG Eray'ı hiç sevmezdim mesela, yine de hep gözüksün isterdim. BBG Melih'i tutmazdım ama hep o kazansın isterdim. Doğa bey konuştuğu her seferinde, resmen ruhum çekilirdi. Onun ruhuysa içeride uyuyor diye düşünürdüm. Zira o kadar ağır ve tane tane konuşabilen biriyle daha önce hiç karşılaşmamıştım...
İlk izlenim
Biri Bizi Gözetliyor, orijinal-Big Brother- formatın bir uyarlamasıydı. Big Brother olsa daha çok severdim yani. Ana düşüncem buydu; tanıtımlarının ilk döndüğü günden beri. O zamanı anıp da, bir heyecana kapılmadım değil. Hele de tam Ütopya hezimetinin son demlerinde, nasıl da başarısız bir şekilde uyarlandığını düşünüyorken... Endemol Shine Turkey kurulduğundan beri başarılı işler yapıyor. Benim için tek büyük hataları, Paramparça senarist grubuyla bir türlü yollarını ayırmamaları olmuştu. Big Brother Türkiye başladığında ise ikinci büyük hatalarını gördüm; seyirciye etki edecek türde yarışmacılar seçememişlerdi zira... "Olmayınca, olmuyor" derler ya, tam da o hesap şuan yaşanan...
Cınımm o yarışmacıları çok mu aradınız?
İlk canlı yayını izlediğimde, beğendiğim iki şey oldu. Birincisi şahane ötesi bir şekilde hazırlanmış ev, ikincisi de Asuman Krause idi. Yarışmacıların hepsi ilk anda antipatik geldi. Birkaçının nasıl onca adayın arasında seçildiğine ise hiç akıl sır erdirememiştim. Hâlen de öyle düşündüğüm birkaç isim var... YouTube üzerinden 7/24 canlı yayın yapılması, Ütopya gibi başarısızlığın daniskası bir yarışın bile parayla izlendiği düşünüldüğünde çok şık bir hareket. İzlenme oranları da hiç fena değil gibi, beş milyon gibi bir rakamdan bahsediliyordu hatta. Ama bu başarı, ilk haftadan bu yana bir türlü reytinglere yansımadı. Bunun sebebi de mâlum, yarışmacıları...
Baya da izliyorum yahu!..
Tuttuğum hiçbir isim yok. Canlı yayından çok az takip ettim ama her gece 23:45'ten 03:00'e kadar olan yayına bakmaya çalışıyorum. İzlerken sıkıldığımı söyleyemem. Ama bunun asıl sebebi, yazı yazmadığım zamanlar o saatte yapacak başka bir şey bulamamam...
Büyük Abi adamsın!..
Tabi zamanla sevmeye başladığım şeyler de olmadı değil. Misal, Büyük Abi'ye hastayım. Mikrofonu her ne kadar ağzının içine sokmuş da konuşuyor gibi hissetsem de, karizmatik bir etki yarattığı açık. Hafif atarlı da... Özellikle ilk hafta yaptıkları haşarılıkla eleme listesine giren, Alphan, Sinan ve Onur'a bu cezayı açıklarken ki o kendinden emin ses tonuna vuruldum. "Sizi var ya istersem sürüm sürüm süründürürüm" hissini sonuna kadar aşıladı-ki bu zamana kadar verdiği diğer cezalarla da bunu kanıtladı... Onun dışında verilen sorumluluklar, yemek ve liderlik oyunlarını severek izliyorum. Tabi tüm bunlar zaman zaman olan şeyler, iş dönüp dolaşıp yarışmacılara geldiğinde; yine yeni yeniden tıkanıyorum...
Yarışmacılar
Alphan
Sinan ve Onur'la bir olup, grup oluşturmaya çıktığında sonunu da hazırlamış oldu. Elenme listesindeki üç adayın yerini aldılar ve ilk haftadan yarışa veda eden isim oydu. Çocuksu oluşunun cezasını çekti diyebiliriz. Eğer kalmayı başarsaydı, evde sevilen isimlerden biri olabilirdi...
Gülşen
Nasıl, ne maksatla eve gönderildiğini bir türlü anlayamadığım bir isimdi. İlk gördüğümde de, herhalde hastalanan asıl yarışmacının yerine gönderdiler diye düşündüm. Eleme listesine girdiği ikinci haftada eleneceği kesindi ve nitekim de öyle oldu. Bu arada o ağlak suratla, kameraya poz verip de oy alabileceğini nasıl düşündü hiç bilmiyorum...
Arsel
Evin, Richie Rich'i. Sadece sarışın olması sebebiyle değil, varlıklı bir kimse oluşundan da kaynaklı. Eve girer girmez, babasının parasıyla hava atmayı ihmâl etmedi sağolsun. Biraz hovarda ama genel itibariyle sevimli adam. Asi görünüyor ama tüm kurallara uyuyor. Bir soruna sebep olduğuna tanık olmadım. Başına aldığı bir sorun varsa o da, İdil'dir. Bu hafta o elenmezse, zaman geçsin diye 'sevgilicilik' oynarken kendisini bir anda zorla nikah masasına oturtulmuş olarak bulabilir...
Çağla
Ne sebeple eve gönderildiğini anlayamadığım bir diğer isim. Hiçbir cazibesi ya da izlenirliği yok. Millet yemeklerine dadanmasın diye yalandan bir uyur-yerlik çıkarmış; yarattığı tek etki de o. Eleme listesine girdiğinde evde kalması çok zor.
Demir
Uyumlu, sevimli bir adam. Ama fazlaca diğerlerinin düşüncelerine göre hareket etme eğiliminde. Bağımsız kararlar ve düşünceler taşıdığına ikna olursam, ilerde onu tutabilirim. Rezan ve Yasin'in gölgesinden kesinlikle çıkmalı. İkisini de beşe katlar zira...
Funda
Üzerindeki leoparlı kıyafetiyle ilk gördüğümde, gözlerim kanamıştı. Ne diye bu kadını içeriye soktular diye de düşünmedim değil, yine. Ama ilk liderlik oyununda gösterdiği inanılmaz performansla, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını gösterdi. Üçüncü haftada da evin ilk kadın lideri olmayı başardı. Şu ana kadar ki en düzgün liderlik görevini yapan isim. Uyumlu, paylaşımcı ve otoritesini iyi kullanıyor. Tabi biraz 'mahalle' tarzı taşıdığından, bu olumlu özellikleri gölgeleniyor...
Gökçen
Ne sebeple eve gönderildiğini anlamadığım, üçüncü isim. Yüzü sanırım full bakımdan geçmiş. Üzgünüm ama hiç olmamış. Hele dudaklarını büzdüğünde, kendimden geçiyorum... Kavgacı kişiliği sayesinde bir kere elenmekten kurtuldu. Bakalım, ikincisinden de kurtulabilecek mi...
Hüseyin
Duruşu, ifadeleri falan 'ağır abiyim' diye bağırıyor... Kategorize etmek değil elbette niyetim ama öylesi bir karakterin yıldızlı dövme yaptırmasını da haliyle garipsedim... Evin sessiz, uyumlu isimlerinden. Uzunca bir süre bu özelliğiyle elenme listesinde yer bulacağını hiç sanmıyorum. Baya bir zaman evde kalmayı başaracaktır...
İdil
Tüm kadınlar için bunu yazacağım sanırım; gerçekten neden eve gönderildi?. Saçını renk renk ressam paleti gibi boyaması mı seçici jüriyi mest etti?.. Elenme listesine girdiğinde verdiği tepkilerle de daha fena bir yol çizdi. Kendini nasıl görüyor bilmem ama ekrandan pek de onun göründüğünü düşündüğü gibi bir İdil görünmüyor...
Oktay
Bencil biraz... Kendisi istediği gibi karnını doyurabilir ama geri kalan herkes ortak ev kurallarına uymakla mükellef. Neden? Çünkü o sportmen... Neden? Çünkü o kaslı... Hâl böyle olunca, en çok onun yemesi lazım. Ama diğerleri kesinlikle hakkından fazlasını yiyemez. Hemen vicdan azabı gibi karşılarına dikilmekten geri durmaz... İnsan önce kendine bakar be Oktay... Elenmeyip de lider olamadığı her hafta eleme listesinde yer alacaktır. Tabi bence sonuna kadar evde kalmayı başarır...
Onur
Evin ergeni... Hiçbir kurala uymaz, hiçbir laftan anlamaz. Kafasının dikine gitmekten, nasıl boynu tutulmuyor gerçekten çok merak ediyorum. Bu özelliği seyircide sempatik bir hava yarattığından, evde sonuna kadar kalabilir. Tabi gün gelir de yarattığı kuraltanımamazlıklar yüzünden diskalifiye edilmezse-ki ilk üç haftadan kantarın topuzunu fazlasıyla kaçırdı...
Rezan
Asi, havalı bir karakter. Egolu da sanırım biraz. İnsanları etrafında toplamayı ve sözünü geçirmeyi seviyor gibi. Yasin ve Demir'i şimdiden himayesine aldı bile. Zaten Yasin'le sevgili modundalar. Artık ötesini-berisini bilmiyorum. Karakteri sebebiyle uzun süreli bir yarışmacı olamaz gibi. Eleme listesine girdiğinde, eğer kendinden daha çok elenme ihtimali olan bir yarışmacı olmazsa gideceği garanti. Bu hafta Yasin giderse içine kapanacaktır...
Seda
Ekranın sesini sürekli kısmaya iten, ne sebeple eve gönderildiğini anlayamadığım bir diğer isim. Yemek yapmayı biliyor olması şansı. Lâkin, ismi sürekli dillendiriliyor. Eleme listesine girdiğinde elenme ihtimali de çok yüksek. Yersiz şive kullanımıyla sempati yaratmaktan çok, antipati doğurduğunun farkında değil; en çok da ondan...
Sinan
Evin, 'fakir ama gururlu' genci. Çakal da aynı zamanda. Aklı zehir gibi çalışıyor. İlk hafta yapılan eleme öncesi kurtulma oyununda, Onur'la son ikiye kalıp da artık yorgunluktan aynı anda yere basalım kararı aldıklarında; bile isteye yere geç basmasıyla bunu kanıtladı. Eleme listesine girmekten yırttı, hemen ertesinde de liderlik kazandı. Evin muhtemelen son haftasına kadar görüp görebileceği en 'etkisiz eleman' liderliğini sergiledi. Lider olup akıl vereceğine, akıl alıp liderlik yaptı adam...
Tuğra
Ağır abi modunda takılan bir tip. Kendisine rakip olarak da erkekleri görüyor zaten. Hayatı hiç takmıyormuş modunda oluşuyla ne ispat etmeye çalışıyor bilmem ama eleme listesine girmemeye dikkat etsin derim ben...
Yasin
Olay çıkartmaya çok müsait bir karaktere sahip. Bencil bir tarafı da var gibi. Böyle saman altından su yürüten cinsten. Ama Rezzan söz konusu olduğunda, el pençe divan oluyor karşısında. Kadın üzerinde nasıl bir etki doğurduysa artık... Bu hafta elenme listesinde en yüksek tehlikeyi taşıyan isim olarak onu görüyorum.
Ve son söz...
Yarışma öyle evde vakit geçirelim modunda değil, zorlayıcı ve çokça da yıpratıcı özelliği var. Kuralları çok ağır. Cezalar da keza, aynı şekilde. Büyük abi süründürmeyi seviyor yarışmacıları. Yani aslında zemini çokça izlenmeye ve hatta reyting rekoru kırmaya müsait. Ama o yarışmacılarıyla, bunu başarabilmesi çok zor. Bakalım, zaman ne gösterecek...
Beklenen Kral
Geceleri uyumadan önce severek takip ettiğim bir proğram ama açikça söylemeliyim, ben de yarişmacilarin çoğunu son derece sevimsiz buluyorum ve bu yüzden ilk başladiği zamanki kadar heyecanla takip etmiyorum. Hangi ismi sempatil buluyorsun diye sorsalar, aklima arsel hariç tek bir isim dahi gelmiyor, ki o da normalde hiç sevmediğim insanlarin kişiliğine sahip.. ama diğerleri o kadar rezil ki, onu bile sempatik bulur oldum. Özellikle seda denilen ne olduğu belirsiz kişilik umarim bir an önce postalanir!
YanıtlaSilAnalizler enfes. İyi iş çıkarmışsın. Programı starda yayınlatıp risk almak istemeyen acun karakter seçimlerine el atsa reytingler iç açıcı olabilirdi. Yine de canlı yayın formatını beğeniyorum. Tıpkı ütopyada olduğu gibi tek bir bölümünü kaçırmıyorum. Çağla tuğra seda gibi etkisiz elemanlar gittikçe yarışma daha rayına oturur. Umarım dışarıdan transfer sistemi uygulanır tabi bu da reytinglere bağlı. Selametle.
YanıtlaSil