Aşk zorlu bir müessese. Çıkışlarından çok inişleri var neticede. Kazanmaktan çok kaybetmen garanti. Bir de sonunda hep sana bozukluklar, karşındakine bütünü kalır. Yani bozulduğunla kalabilirsin. Ne için aşık olduğunu bilmiyor, nasıl aşık kalacağını sorguluyorsan da dükkanı kapasan yeri. Derdine çare olabilecek hiçbir iktisadi, kalbi çıkış yolu yoktur çünkü. Ha belki biri çıkar gelir de, tam bozukluklarının üzerine bir deste bütünlük koyar ve "ortak oluyorum, batarsak birlikte batalım" derse, ayrı mesele...
34. Bölüm
Ali'yle Selin çok iyi iki aşık olduklarını geçtiğimiz haftalarda bize kanıtlamışlardı. Birbirlerine yakışmalarının yanında, her durumda 'bir' olabilmeleriydi onları özel kılan... Ne zaman ki Selin'in oyunculuk merakı ayyuka çıktı, o zaman her şey bir sallanmaya başladı tabi. Selin bildiğimiz Selin olmaktan çıkma eğilimleri gösterse de, Ali aynı kalmayı seçti; mücadele etti. Ve sonunda kazanan yine aşkları oldu. Bu saatten sonra Doruk'un o noktada etki edebileceği hiçbir şey yok bana göre. Ancak tam da gerçeklerin gölgesinde, aşklarının ne denli sınanacağını bilmek de zor değil...
Evlilik fikrini desteklemediğimi belirtmeliyim. Ne kadar şok edici olasa da, o yaşta iki insanın evlenmesini gerektirecek bir durum değildi bu. Öğrendiği gerçeğin ardından Selin'i ancak böyle Haluk'tan uzak tutabileceğini sanan Ali'nin ne denli yanıldığını da gelecek bölümlerde göreceğiz. Zira bunu yaparak, Haluk'un tıpkı eskisi gibi hedefindeki bir numaralı isim halini alacak. Üzerine Güneş'in de boşanma tehdidi binince, elinden geleni ardına koymayacağı garanti. Peki bir çıkar yol bulabilir mi? Elbette...
Öncelikle eskisi gibi 'bir' olmayı becermeleri lazım. Selin'in sırf gidip de Haluk'la konuşmasın diye bir evlilik oyununa girmesine benzemez bu mesele. Ali'yi daha çok yıkacağını, üzeceğini bildiği meselelerde böylesi gereksiz adımlar atması da sıkıntılı bir durum bence... Mutlu olsunlar diliyorum, lâkin bir süre için bunun çok zor olacağından eminim. Ha bu arada tanıdığımız Ali nikah masasında ortada bırakıldıktan sonra çeker giderdi. Durup da bir köşede sinmezdi dip not olarak düşmek isterim. Yıkılmışlığının kinle yoğrulmasını beklerdim bir de ben.
Selin'in hatasından dönmesi elbette yerinde bir adımdı. Güzel bir U dönüşü oldu diyebiliriz. Bundan sonra ayağını frene daha sık basarsa, baya bir yol aldığını fark edip keskin dönüşler yapmak zorunda kalmayacağını da belirtelim. Ali bu neticede, Haluk'un öz oğlu olmasa da onun tezgahından çıkma. Bir sonraki yanlışta dellenmeyeceğinin garantisi yok dediğim gibi.
Diğer çiftimiz Savaş ve Nazlı cephesi ise demir ağlarla örülü dersem hiç de yanlış olmaz. 'Kaçan kovalanır' temalı girişimlerin nereye kadar süreceğini bilemiyorum ama bir yerden sonra Savaş'ın pes etme ihtimalinden korkmaya başladım. Nazlı sert bir duruş sergileyerek onun burnunu sürtmek için elinden geleni yapıyor ama bir yandan da yaptığı her şeyden delicesine hoşlandığı çok belli. Olur da Savaş pes edip kenara çekilirse yeniden bir yıkılma sürecine girebilir gibi. O yüzden hafif hafif ipleri gevşetse hiç fena olmaz diyorum ben.
Bu arada ikilinin didişmeli sahnelerini izlemek gerçekten çok keyifliydi. Köylü kadının hakem olduğu restleşmeleri ve özellikle de dağ evinde Savaş'ın Emre ile çevirdiği dümen sonrası telefon ledlerinin gölgesinde öpücüğe bir adım olsun yaklaşmaları umut vericiydi. Ha Savaş o an bence direkt öperdi ama neden kendini tuttu bilmem. Sanırım o da akıllanma eğilimleri göstermeye başladı. Nazlı ne isterse, nasıl isterse öyle olacağını kabul etti. Yok etmediyse ve "Yeter daha fazla mücadele etmeyeceğim" diyerekten çeker giderse de iki elimiz yakasında bilmeli!
Sevilay'ın nikah masasında başına gelene zerre üzülmedim ama bunun ucunun zaten zorda olan Haluk-Güneş ilişkisine sıçraması sıkıntı. Sorun ayrılmaları değil. Olanlardan sonra Haluk'un daha çok gözünün dönmesi. Levent'in sahne şovuna dönüştürdüğü gerçekleri açıklama meselesinin, bir süre sonra en çok kendisinin başını ağrıtması da olası.
Ama önce Haluk'un gazabına Rana uğrayacak gibi. Gelecek bölüm fragmanında gösterilen boğma girişimi nasıl sonuçlanacak merak etmiyor değilim. Gözü öylesine dönmüşken, kadını oracıkta öldürürse kimse şaşırmaz eminim...
Orta karar bir bölüm oldu dersem yanlış olmayacaktır. Pazartesiden cumartesiye taşınan dizinin, reyting oranlarını arttırabilmesi için daha dişe dokunur bölümlerle ekrana gelmesi gerektiği kesin. Eskisi gibi vurucu sonlar, merak edici 'önemli' unsurlar olsun istemek de hakkımız neticede. Senaristlerimiz 150 dakikalık bölümler hazırlama telaşı içerisinde zorlanıyor, bunu anlayışla karşılıyorum. Ama şimdi gerçekler bir bir ortaya çıkarken, biraz olsun merak unsuru da içimize hakim olsun istiyorum. Bakalım, zaman neyi gösterecek ve bölümün reyting sonuçları nasıl gelecek...
Beklenen Kral
ali konusunda cok haklisin, selin'in tezgahindan sonra hircinlasmamasi su ana kadarki ali profiliyle tutarli diil. bölüm dogrudan iki genc ciftin hayranlarina odaklanip, onlarin bir arada bol bol gorunmesini-asktan konusmalarini on plana almis gibi geldi bana. selin'in ali'ye askini soyledigi bolumden bu yana hic 'cok iyi' bolum izlemedim gibi geliyor.
YanıtlaSilÇok başarılı bir yazı olmuş dizinin.eski reytinglerin alma vaktinin geldigini düşünüyorum.
YanıtlaSil