Kötülük her an ensesindeyken, ne kadar iyi kalabilir ki insan? Kalbinin attığı her yer sana dar edilmişken, eskiye özlemin de daha derin olmaz mı; tıpkı Poyraz gibi?.. Karakterin değişimi ve bugün geldiği nokta, geçmişi mumla aramasına sebep oluyor. Bundandır ki, iki kez geçtiği o eşikte bıraktığı diğer Poyrazların ondan hesap sormaması imkansız. Albay halüsinasyonlarının üzerine bir de bu, pek düzgün işleyen bir akıl sağlığına işaret etmese de, pişmanlıklarının tezahür edilmesi açısından oldukça önemliydi...
54. Bölüm
Poyraz'ın geçtiği eşikler, kendinden vazgeçmesini gerektiren adımlara döneli zaten çok olmuştu. Bundan sonrası için vereceği mücadele de o yüzden, Ayşegül, Sinan, Bahri ve geri kalan herkesi korumak üzerine kurulu. Kendisine ayırdığı kısımsa sadece, küçük mutluluklar yaşayabilmek ve Ayşegül'le Sinan tarafından hep çok sevilmek... Bu da elinden alınırsa, nasıl bir haleti ruhiyeye bürünür onu tahmin etmesiyse pek zor değil. Nitekim, Ayşegül'ün fazlaca abartarak Poyraz'ı terk edişi iyice gözünü karartmasına sebep olacak gibi. İlk başta da, onun başına gelenlerin sorumlusu olduğunu öğrendiği Sadrettin'e hesap soracak. Lâkin vuracağını falan pek sanmıyorum. Daha yeni kaç bölüm hastanede yattı. Şimdi Sadrettin'i alıp bir kez daha hastane ortamına bırakmasınlar. Ama Poyraz şöyle ağzını yüzünü bir güzel dağıtırsa, bak ona kesinlikle hayır demem işte...
Sadrettin gözü kararınca hiçbir şeyi görmeyen, dangoz bir karakter olarak karşımıza çıkmıştı. Zamanla geçirdiği değişimse, biraz olsun ona karşı yumuşamamızı sağlamıştı. Ama Sadrettin bu, döndü dolaştı yine kendi benliğini buldu. Şimdi o benlikten kurtulmak istese bile, artık hiçbir şey eskisi gibi olmadığından iki kat daha zorlanacak. Tek başına bu işlerden kurtuluşu da çok zorken, Poyraz'ın yeniden yardımına koşması ise pek olası.
Ayşegül takıntısı ayyuka çıkan Neşet'in Sadrettin'i öldürtmek ve suçu Poyraz'ın üzerine yıkmak plânı işe yaramamışken, bir de böyle gol atarlarsa ona güzel olur gerçekten. Her ne kadar aklında Sadrettin'i öldürmek vardıysa da, bu gördüğü manzarayla tavrı değişecektir Poyraz'ın. Biraz önce Azrail olmaya gelirken, biraz sonra kurtarıcı meleğe dönüşmesiyse; Sadrettin'den çok kendi işine yarayacak. Bahri gibi hapislere düşme ihtimalinden kurtuldu hiç yoktan...
Tabi Neşet bu, durmaz. Eğer aklını Poyraz'dan kurtulmaya takarsa, elinden geleni de ardına koymaz. Hele de şimdi Ayşegül onun yanında ve bu gerçeği kimse bilmiyorken... Ayşegül'ün başına gelenlerden sonra Poyraz'a biraz olsun mesafeli olması gerekiyordu, evet. Ancak bu demek değil ki, her şeyi birden kestrip atmalıydı. Umman ailesinde hiçbir durumu normal yoldan halletme dürtüsü yok. Kestrip atmaksa, paha biçilemez...
Ayşegül bu kararından pişman olur mu bilemiyorum ama artık Neşet'in elinden zor kurtulur. Bu durumun tek iyi yanıysa, onun gerçek yüzünü keşfetmesi olur. Bu vurulma meselesinde de gerçek yüzünü göstermesi gerekenlere göstermeyen Neşet'in artık maskesi düşmeli kesinlikle. Tamam, iyi işlenen bir kötü dedik de bu kadar saman altından su yürütmesi kâfi...
Sadrettin'den kurtulmak için elinden geleni yapan Songül'ün, şimdi onu kaybetmemek için bir adamı zehirlemesi aşkından değil elbette. Lâkin, bu artık ne kadar tehlikeli olabileceğinin de son işareti. İki bölüm önce kanlı bıçaklı olduğu Begüm'le iş birliği yapması ise karakterin 'para hırsının' yansımasından başka bir şey değil. Söz konusu para olunca önce oğlunu kaçırtan, ardından kadınlık gururundan vazgeçen ve yetmezmiş gibi katil olmayı da göze alan birisinden de her şey beklenir. Ben o yüzden bu saatten sonra ne yaparsa yapsın yadırgamam. Ama sayar söverim, o ayrı...
Suçsuz yere hapiste yatan Bahri'ye verilen armağana gelelim şimdi de... Sefer öldü, gitti. Artık o defter tümden kapandı. Ama senaristimiz onun gibi bir karakter daha yaratmayı tercih etmiş belli ki, Bahri'ye yeni bir Sefer armağan etmek için... Şansa bakin ki, hukuk okuyor bir de. Sema'nın birkaç bölüm üzerine beyninin yeniden reset atması da bu sahnelerin üzerine gelince, mesaj gayet net alındı; hem yeni bir Sefer hem de Sema'ya alternatif doğuyor. Aman ne mutlu...
Geçtiğimiz bölüme nazaran, daha iyi bir bölüm vardı karşımızda. Hâlâ eski tadından oldukça uzak ama buna da şükretmek lazım sanırım. Ama yazı içerisinde belirttiğim bir kısmı, tekrar etmek isterim... Neşet'in artık gerçek yüzü ortaya çıkmalı. Bu kadar kaçak dövüş yeter de artar. Onu bir de maskesi düşmüş bir vaziyette izleyelim. Zira öyle de, döktüreceğine eminim. Böylesi gerçekten büyük haksızlık diğer karakterlere.
Beklenen Kral
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder