İki hafta önce yazıyı yazmaya başladığımda, aklımda bir yazı dizisi yoktu açıkçası. Yarışmaya dair onca geçen zaman içinde o kadar çok şey oldu ki, ne yarışmanın kendisinden ne de yarışmacılardan bahsederken iki üç cümle kurmak yetmiyor. Bu halin doğurduğu zarureti de sevmedim dersem yalan olur. Yarışmaya ve ardından da kadınlar cephesine bir bakıştan sonra şimdi sırada erkekler cephesinde. Bakalım, Kısmetse Olur'un öne çıkan erkekleri bizi ne kadar sinir etmişler...
---
Emre
Kendisi hakkında sayfalarca çok rahat yazarım ama zahmet dahi etmeyeceğim buna... Ekranda kendini nasıl gördüğünü bilemiyorum o hayatı özümsemiş duruşuyla; lâkin bizim bakış açımızda hiç de öyle bir noktada olmadığını belirtmeliyim. Kibirli birisi, bunun altında yatan sebepler de yakışıklılığı ve kasları. Ancak, her şeyin bu kadarla sınırlı olmadığının farkında değil ne yazık ki... Özellikle Ayça noktasında aldığı tavır, sergilediği tutumdan sonra hakkındaki izlenimim tümden değişti. Yanlış anlaşılmasın, Ayça severi falan değilim. Sadece insanlara değer vermeyi seven birisiyim. Bunu yapmayan birini gördüğümde irrite oluyorum haliyle. Şimdi Hazal'la birlikte ve evlilik yolundalar. Muhtemelen evin evlenen çifti de onlar olacaklar ama neye yarar?.. Kısmetse Olur ekranında gösterilmedi belki ama biz çoktan gördük alem görüntülerini. E, ikisine de mutluluklar öyleyse. Bu arada, evde kalmak için ne didindin be Emre...
---
Eser
Yarışmaya dahil olduğunda en sevdiğim isimlerden birisiydi. Ancak zamanla kendisine gelen telkinler ya da ego problemiyle büyük bir değişimin içerisine girdi. O sempatik adamın yerini kendini beğenmiş bir TürkAmerikan aldı. Sabah Türk başladığı gününü Amerikan olarak bitirdiği, Amerikan başladığı gününü Türk olarak bitirdiği çok oldu ancak en ilginci, birden örf ve adetlere önem veren, anne sözünden çıkmayan bir hayırlı evlat kesildi ki; tam bir komedi... Cansel ile olan beraberliğinin nereye gittiği meçhul. Şu sıra iyi gibiler lâkin her an yine karşı karşıya gelebilirler. Keşke ilk zamanki hallerine dönse de, hakkındaki izlenimlerimiz değişse. Zira gerçek Eser'in şimdiki izlediğimiz değil de, o olduğuna eminim...
---
Serhan
Kısmetse Olur evinin aslanıyken, eski nişanlısının getirilmesiyle nasıl bir kediye döndüğünü gördüğümüz Serhan'la ilgili hem yarışmanın ilk zamanlarında bir yazı yazmıştım hem de yazı dizisinin ilk halkasında baya bir bahsetmiştim. Aynı şeyleri tekrar edip, kendimi intihara sürüklemek istemiyorum. Okumak isterseniz söz konusu bağlantılara tıklamanız yeterli...
---
Murat
Benim için yarışmanın en efendi adamıdır kendisi. Evet, evde kalmak için o da ayrı bir mücadele verdi/veriyor ama çizgisini hiç bozmadı. İlk gün nasıl geldiğiyse, bugün halen o noktada. Bu da büyük bir artı bence onun için. Tabi hataları da olmadı değil... Mesela Duygu-Mehtap arasında bu kadar çok git-gel yapmamalıydı. Birinden birine gönlünü kaptırmalı ve onunla devam etmeliydi. Bir ona bir ona gül vermekle olmaz zira bu işler. Ona en çok yakışan isim Duygu'ydu. Ve eğer biraz istikrarlı davransaydı, şimdi ikisinin yarışma içerisinde evliliğini daha güçlü bir alternatif olarak görüyor olurduk. Ondan vazgeçip Mehtap'a yöneldiğinde, bir sonuca varılamayacağı açıktı. Sonu olmayan bir kurgunun kurbanı oldu açıkçası. Bakalım sonuna kadar evde kalmayı başaracak mı?..
---
Tankut
Sadece annesi yönüyle hakkında iyi şeyler yazabileceğim bir kişi... Duruşuyla kendine hayran bıraktıran bir annesi olduğu için bile övülebilir ama yanlışı aslında çok. İlk başlarda bugünkü noktada değildi tabi. Bambaşka bir Tankut izliyorduk. Her konuda ılımlı, ortayı bulmaya çalışan ve herkesle anlaşmak için didinen birisiydi. Sonra o da bozdu kendisini. Mesela Duygu'ya öyle kibirli davranmayacaktı. Mesela, Daniela elendiğinde peşinden onun da gitmesi gerekirdi. Ama o bırakın gitmeyi, daha sonra gelen adaylarla ilgilenme eğilimi bile gösterdi. Daniela'yı sevmem ama kim olsa bu durum karşısında çıldırmak hakkı. Hafif şişen egosu da bunun bir başka yansıması. Yarışmanın reklam yüzü olması da, katığı...
---
Erdem
Yarışmanın en efendi isimlerinden birisiydi. Elenene kadar çizgisini bir-iki kez bozduğunu gördüm, o da -sözde- aşkını tüm seyircilere göstermek için bir gösteriden ibaretti. Tek kusuruysa, her konuda bir fikri olması ve o fikri saatlerce anlatma potansiyeli. Öyle olmasa, muhtemelen evden gönderilmezdi... Evet, evet ben asıl sebebi bu olarak görüyorum. Onun dışında evden gönderilmesi için hiçbir sebep yoktu. Diğer erkek yarışmacıların korunduğu gibi çok rahat korunabilirdi. Ha, Melis'le yaşadığı aşktan sonra ruhu soldu ve kendisi ayrılmak istediyse bilemem tabi. Kız adamın başına örülmedik çorap bırakmadı neticede...
---
Ercan
Derdi, popülerlikti. Derdi, evden asla ayrılmamaktı. Derdi, bu uğurda kim olursa olsun aşk yaşamaktı. Ama evdeki herkesin derdi bu değil mi? Kim onu bu sebeple suçlayabilir ki? Aksine, övülmesi gereken çok fazla noktası var. Serhan ve Emre'nin ensesine çöktüğü için özellikle de. Onların gerçek yüzünü göstermek için az mücadele vermedi Ercan. Ama yarışmanın iki altın çocuğu karşısında bir hiçti ve iki kez evden gönderildi...
---
Adnan
Eve cool bir doğu çocuğu olarak giren, birden laubali sıradan bir insana dönüşen Adnan'ın evrimini yazmaya kelimeler yetmez. O nasıl bir dönüşümdü ben inanamadım. Çoraplarını dirseklerine kadar çekmeye başladığı gün, onun değişimi de başladı. E insan bir yere kadar rol yapabiliyor haliyle... Ceyda ile açıldığı aşkın bir sonu yoktu. O da bunun farkındaydı ve iş daha fazla ciddiye binmeden, olur olmadık bir sürü sebeple ayrıldı kızdan. Sorsanız, "Neden ayrıldın?" diye mantıklı tek bir cevap dahi veremez ama olsun ayrıldı işte. Hem de o evde, Ceyda dışarıda. Bundan daha ballı bir durum olabilir mi? Son kez, evrimine sağlık Adnan...
---
Ali
Eve Ayça için giren, evde kalmak için bu uğurda bastıran ancak ondan umduğunu bulamayınca Mehtap'a yönelen Ali'nin hazin sonu mâlumunuz. Ne kadar mücadele verirse versin, hatta sonunda bir aşkın içerisine de girmiş olsa evden gönderildi. Sanırım yarışma içinde yaşanan en büyük trajedi, kendisinin ki...
---
Batuhan
Eve Ayça için giren bir diğer isim. Normalde hiç de olmadığı bir adamı sergilediği ve öyle hareket ettiği çok açık. Twitter'da takip ettikleri listesindeki ilk sıraya bakarsanız dahi durumu çok net anlarsınız. Ya oynuyor ya da böyle sempatik görüneceğini düşünüyor. Hangisidir gerçeği bilmem ama işe yaradığı kesin. Ayça ile şu sıra araları limoni. Ancak her an yine bir aşk bulutu içerisinde görebiliriz kendisini. İşte gittiği yere, yarışma bitene kadar evde kalma mücadelesi...
---
Listeme baktığımda, benim için evin kayda değer erkekleri bu isimlerdi. Her biri ekranda bir iz bıraktılar doğru. Ama hepsi gelip geçici. Bu sebeple önerim, kalan zamanlarında kendileri gibi hareket etsinler. Mevcut halleriyle elde edebilecekleri tek kazanım, programın finalini görmek. Ondan sonrası mı? Büyük bir sessizlik...
Beklenen Kral
üç halkalı yazı dizisinin en şahane bölümü olmuş. her söylediğinin altına imzamı atarım. gözlemler, görüşler süper. içtenlikle ve sonuna kadar ellerine sağlık
YanıtlaSilmuratın kaç tane abuk subuk ses kaydı var alemci olduğu belli o kısım çok saçma geldi
YanıtlaSil