İnsanı en çok beklentileri yaralar. Zira beklentilerin gerçekleşsin diye beklerken elindekinin de kıymetini bilmez olursun. Yetinemediklerin daha sonra, pişmanlıklarına dönüşür ve yine bir beklenti içerisine gömülürsün. Bu bir döngü halini aldıktan sonraysa, çıkmaz sokağın başına gelmişsin demektir. Beklentilerin uzunca bir duvardır artık, aşsan aşamazsın; dönmeye kalksan geride bıraktığın her şeyi beklentilerin uğruna harcamışsın... Hülya da beklentilerinden çok çekti. Yokluk içerisinde geçmiş bir çocukluk, genç yaşında anne olmanın yükü ve çocuğunu kucağına alamadan kaybetmiş olmanın acısı. Bunlar iyi bir hayata ulaşmanın beklentileriyle başına gelenlerdi. O çıkmaz sokağa denk gelmişti yani. Ama şanslıydı, çocukluğunda tutunduğu aşk daha sonra yüzüne güldü. Allem etti kallem etti, bin bir kötülük yaptı ve o duvarı aştı. Bir daha çocuğu olamazdı, Mehmet'e tutundu. Onu kaybetme ihtimali ölümle eş oldu. Yaptığı her kötülüğün ızdırabını da çekti ve o olmayacak denen çocuk da bu sefer onun karnına tutundu...
27. Bölüm
Beklentilerin yeri geldiğinde iyi olduğunu düşünmek için bir sebep bu. Ama bunca mücadele edecek gücü bulmak da ayrı mesele. Hülya gözü kara olmasa yine olmazdı hiçbiri. Tüm mücadelesi, bugünkü yaşadıklarını getirdi... Mehmet'e gösterdiği şefkat, Bahar'la ilgili gerçeği öğrenememesinin mükafatıydı belki de bu ama her hâlukarda hamile olmasına gerçekten sevindim. Her ne kadar ilk bölümden beri üstüne basa basa hamile kalmasının mümkün olmadığı söylense de, bir Mahinur Ergun mucizesi(!) gerçekleşti işte. Ama tabi bu kolay bir hamilelik olmayacaktır. Önceden geçirilmiş sorunlu bir hamilelik var çünkü.
Ekstra dikkat etmesi lazım her şeye ve o aksiyonsuz bir gün dahi geçirmeye alışık değil. Yani çocuk doğana kadar elimiz yüreğimizde bekleyeceğiz. Onun sessiz, sakin bir şekilde köşesine çekilmesini beklemiyordur sanırım kimse? Hele de şanı kendinden önce gelen Kerim'in yeni asistanını düşünürsek. Ön gösterimi böyle yapıldıysa, onunla birlikte birçok aksiyon da geliyor demektir neticede...
Şansına Mahir gibi bir dostu var. Her konuda yine onun arkasında olacak ve destekleyecektir. Başına bir şey gelmesin diye verdiği mücadeleye, şüphesiz yenilerini de ekleyecektir... Filiz'in Mehmet'i alıp götürmesi ardından çılgına dönen Hülya'nın öylece durup bir şeylerin değişmesini beklemesi imkansızdı. Elbette en trajik olana kendini hazırlamış ve beline taktığı silahla, Mehmet'i kaçırıp uzaklara gitme plânı yapmıştı. Şansına, Mehmet'in ondan olmadığını öğrenen Melek isyan etmeye aradı da niyeti açık olundu. Ondan sonrası ise tam bir dostluk yorumuydu... Mahir ile Hülya'nın arasındaki bağ, ölesiye kıskanılacak cinsten. Birbirleri için girmeyecekleri tehlike yok desem yeridir ve bu ikilinin şahane oyunculuğuyla birleşince tadından yenmeyen sahneler ortaya çıkıyor. Kendini kaybeden Hülya'ya attığı o tokat, ardından girdiği şoktan çıkan Hülya'nın onun boynuna sarılıp pişmanlığını haykırması etkileyiciydi. İnsan Mahir gibi bir dostu olsun istiyor. Zira bu sefer ciddili bir yanlış adımdan dönmüş oldu Hülya...
Filiz'in Mehmet'le geçirdiği kısacık zaman, yaptığından duyduğu pişmanlıklara dönüştü. Bu şekilde onu koparıp yanına almak mantıklı değildi, karşılığını buldu. İyi yanı ayak diretmedi. Daha önce de çokça kereler dedim, Nurgül olmasa iş bu kadar ileriye de gitmezdi zaten. Şimdi yeniden toparlanmış oldu. Kerim'in bu son olayla birlikte kendisine artık tamamen cephe aldığını görmesi de ayrıca faydalı oldu. Hep dediğim bir başka şey de, Filiz'in tek derdinin Kerim olduğuydu mâlum. Bundan sonra süreç nasıl işleyecek az-çok gördük. Artık inatla çocuğun kendisinde kalmasını istemeyecektir. -Muhtemelen- Bayram'ın tuttuğu dedektif aracılığıyla da velayet davası öncesi müthiş kozlar geçti Hülyaların eline ve tüm bunlar, Mehmet'in velayetinin Kerim'e verilmesini sağlayacaktır. Filiz de alkol bataklığına düşmüş olur o sıra. Rüzgar tersinden mi esiyor ne?..
Her kötülüğün anası kıvamındaki Nurgül ise başına bir bela aldı. Hüseyin'e tutulan ve her aşkı depreştiğinde bir bahaneyle kendini yemeğe çıkarttıran Nurgül, Zeynep'in nefret ağlarına takıldı. Geçtiğimiz sezonla zerre benzerliği olmayan Zeynep için, değiştirdiği bu hedef on numara oldu. Biraz burnunu sürtsün Nurgül'ün de, kendi derdine düşüp başkalarının işine burnunu sokmayı bıraksın.
Anne olamayacağı üzüntüsü yaşayan Hülya'nın çocuklardan yana şansı açıldı ve daha açılmaya devam edecek. Bahar meselesi de aydınlığa çıkmayı bekliyor çünkü. Haluk, artık uzaklardan görünmek yerine doğrudan Melek'in karşısına çıktı ve Bahar'ı istediğini söyledi. Bu elbette olacak bir şey değil ama tüm bu ana şahitlik eden Hüseyin'in, Hülya-Bahar gerçeğini öğrenmeye bir adım daha yaklaşması açısından bence iyi oldu. Melek bir yerden sonra elbet dökülecektir. Hüseyin, Cem'in Hülya'ya tecavüz ettiğini zaten biliyordu, bu gerçek de çok şaşırtmayacaktır. Tabi sadece onu şaşırtmayacaktır. Bayramlar bunu da öğrendiğinde kalpten giderler artık...
Tahmin ettiğimden daha acısı rafine bir bölüm izledik. Üstüne bir de sonunda Hülya'nın hamile olduğunu öğrendik, mutlu olduk. Gelecek bölüm fragmanlıyla ise yeniden ateş çemberinin içerisine çekildiğini izledik... Hülya'nın yanından bir an olsun ayrılmayan Zeynep, daha önce bir hamilelik geçirdiğini öğrenecek ve kimden olduğunu öğrenmeye çalışacak. Cem olduğumu mutlaka tahmin edecektir. Ama asıl önemli olan konu ise şimdiye kadar öldüğünü zanneden Hülya, çocuğu doğurduğunu öğrenecek. Ve ilk defa Bahar'a doğru bir adım atmış olacak. Ama ne zaman yapbozun parçalarını birleştirir de sonuca ulaşır; orası muâllak...
Beklenen Kral
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder