İnsana mutlu olmak için zaman dahi vermiyor bazen kader. İçerisine çekildiğin gerçekler hep başka bir yaranı kanatıyor ve acının gölgesinde yaşıyorsun. Mutluluk belki bu yaranın açılmasında saklı ama yaşadıklarından öylesine canın yanmıştır ki, bir daha hiç nefes alamayacakmışsın gibi hissediyorsun... Hülya için çocuk meselesi tam bir çok bilinmeyenli denkleme döndü. Ne yaparsa yapsın içerisinden çıkamadığı bir hâl aldı ayrıca. Ve şimdi başka bir çocuk meselesi kapısını aşındırmakta. Hem de acısı en derininde saklı olanını...
28. Bölüm
Çocuk meselesinin geldiği boyut, Hülya'nın sevinsin mi üzülsün mü şaşıracağı bir hâl aldı. Zira hiç çocuğum olmayacak diye karalar bağlayıp, delicesine Mehmet'i yanında tutmaya çalışırken; önce hamile olduğunu öğrendi, şimdi de geçmiş defterleri Bahar'a itekliyor kendisini. Bu gerçeği öğrendiğinde elbette çok sevinecektir ama ne kadar kırılacağını tahmin dahi edemiyorum. Melek'e ne kadar çok kızacağını da. Cem'in o saldırısının bir meyvesi olduğuna mı üzülsün Bahar'ın, bunca zaman ondan mahrum kaldığına mı... Bu sefer duygusal yönü ağır basan zorluklar bekliyor onu. Ne yapacağına karar vermesi gereken bir süreç söz konusu.
Bahar gerçeğini öğrenecek, şu saatten sonra tersi bir durum mümkün değil gibi. Ama nasıl alıp da, konağa getirebilir ki? Bayramlar ne der? Bu kadarının da biraz fazla olduğunu düşünmezler mi?.. Şahsen kendimi onların yerine koyduğumda, ne kadar iyi olursa olsun gelinimin başkasından yaptığı çocuğu evime getirmesine biraz bozulurum. Bu Türk örf ve adetlerinden bağımsız olarak, bambaşka bir mesele. Sadece o bebeğin oluşum sebebi durumu yatıştırabilir. Ama o durumda da Cem'i Kerim ya da Bayram öldürmeden bırakır mı bilemedim. Hüseyin'in ilk öğrendiğinde verdiği tepkiyi düşününce, Kerim'in tepkisini kestirmek de zor değil.
Bu arada Hüseyin ve Cem'in o sahnesi geldi de aklıma, Filiz'e sadece para için yürüdüğünün en net kanıtı bu. Biri Nurgül'ün kulağına çıtlatsın başına geleni, bir şekilde hallolur Cem meselesi. Hiç de hallolsun istemiyorum tabi. Görünen o ki Filiz, kendini iyice Cem'e adadı ve milyonlarca lirasını saçacağı saçma sapan fikirler üretmeye de şimdiden başladı. Böyle giderse çok uzun sürmez servetine incir ağacı dikilmesi. Ondan sonra istese de bulamaz yanında ne Cem'i, ne de Nurgül'ü. Yine aşındırır Mahir'in kapısını...
Bahar konusunda en büyük pişmanlıklardan birisini yaşayacak kişi muhtemelen Mahir olacak. Çünkü Haluk'un dövdürdüğü Nilay'ın söyledikleri ardından Bahar gerçeğinin ortaya çıkmasını sağlayan o olacak. Hülya'nın kendine yalan söylediğini düşünmese muhtemelen aramazdı ama yalan olma ihtimaliyle onu da bu gerçeğe uyandırdı. Bu da bölümün iyi adımlarından birisiydi. Artık çıkmalı zaten bu gerçek ortaya. Hele de Haluk'un gelmesiyle iyice gereklilik hali aldı. Zira, Melek'in tek başına alt edebileceği birisi değil o. Kaya desen gözü karardığında ne yaptığından habersiz, ona kalsa sonunda mutlaka hapse girecektir. Mahir de tek başına bir yere kadar mücadele edebilir. Ancak bir işin içerisine Hülya dahil olursa, o mesele elbet bir şekilde çözümlenir. Hele de bebek meselesini Bayramlar öğrenirse, Haluk meselesi bir şekilde sonsuza dek kapanır. Ama önümüzde koskoca bir sezon olduğuna göre, kolay kolay kapanmayacaktır. Bakalım Hülya, gerçeği öğrenebilirse nasıl mücadele edecek Haluk'la...
İyiden, kötüye gidiş çizgisinde kendisinden iyisini tanımam. Anında kişilik değiştirebiliyor oluşuyla övünmeli mi yoksa yerinmeli mi bilmem ama Zeynep'in zihninde yeniden kötülük çanları çalmaya başladı. Kendi isteğiyle boşandığı Hüseyin'in peşinde ne aradığı kısmına çok girmeyeceğim. Ama daha geçen bölüm hedefinde Nurgül varken, şimdi nasıl birden o konuma Melek yerleştirildi anlamadım. Hemen öğrenmese de olurdu. Ancak, Zeynep de böyle bir yere kadar varlığını sürdürebilirdi. Bu sahneye hizmet eden Melek-Hüseyin yeniden kavuşamaması ise artık klâsikleşmiş bir Hayat Şarkısı sahnesiydi. Bu sezon sonuna kadar onlar elli kere daha barışır, ayrılır ama arada kardeşi olması sebebiyle olan Hülya'ya olur. Göreceğiz bakalım Zeynep'in içerisine girdiği yeni kötü kalıp, nereye sürükleyecek karakterini...
Karnında bir bebek taşıyan insana oranla bin kat daha gerilim yaşayacak Hülya'nın, bunca olan şeyden sonra o bebeği hem de önceki hamileliği düşünülürse sonunda doğurup doğuramayacağını kestirmek imkansız lâkin, Kerim'le daha da yakınlaşmış oldukları için mutluyum. Tabi o kısımda gün yüzüne çıkmayı bekleyen dev kıskançlıklar var. Kerim'in şüphesiz asistanı olacak kızımızın egosu dağları aşar cinsten ve daha ilk sahnesinde, "Benim olacaksın" edası hissediliyordu. Ha tabi ben büyütmüş olabilirim ancak, ben bu kadar büyüttüysem Hülya ne yapar siz düşünün...
Keyifli bir bölüm izledik. Hayat Şarkısı bu sezonda da hem gerilimi, hem komedisi, hem de dramıyla yine tam tadında. Bu çizgisinden sezon sonuna dek sapmaz, düşüşe geçen reytinglerini de toparlar umarım. Bakalım, Hülya Cevher bir kızı olduğu gerçeğiyle nasıl bir evrim yaşayacak?..
Beklenen Kral
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder