Vatanım Sensin: Aşka kurşun sıkmak...

İmkansız bir aşka düşmek ne de ağır, ne de üstesinden gelmesi zor bir durum. Ne de içinden çıkılmaz bir girdap. En kötü yanı da derdini bir türlü anlatamamak. Aşkına bir türlü ikna edememek. Sen gibi hissettiğinden emin olamamak... Bir karakterin aşk uğruna nasıl da kendinden vazgeçtiğini, nasıl da içinden çıkılmaz buhranlara gebe olduğunu izliyoruz haftalardır. Haftalardır, Leon'un HiLeon için nasıl kendini parçaladığına, Hilal'in ise gemileri yakmaya nasıl da meraklı olduğuna tanıklık ediyoruz...

Hilal ile ilgili düşüncelerim baki, asil bir Türk kadını olduğunu düşünüyorum. Yürüdüğünde, asaletiyle geçtiği yolları titrettiğine ve Leon'un da zaten bu haline vurulduğuna inanıyorum. Ama bir karakterin, hele vatanı için didinirken bu kadar algısı kapalı olmamalı. Bu kadar karşıt düşünceye karşı savaş içerisinde olmamalı. Güvensizliği bu kadar üst seviyede yaşamamalı. Bu kadar, kalbine ihanet etmemeli. Evet, Hilal kalbine ihanet ediyor. Hissettiklerine, düşündüklerine, benliğine... Sırf vatansever kalmak için, kalbinden vazgeçiyor. Hem de saçma sapan bir şekilde. Leon'la karşı karşıya geldiği onlarca sefer oldu. Leon'u ve düşüncelerini bu seferlerin her birinde dinledi. Bu her seferinde, ondan da söylediklerinden de etkilendi. Peki neden sadece kendisi vatansever o ise düşman safından diye yaklaşıyor olaya? Neden sadece güvenmemeyi seçiyor? Elbette bir türlü bastıramadığı duygularını, böyle bastırabileceğini sandığından. Onu karşısında her gördüğünde azarlayınca, kalbindeki aşk ateşinin dineceği yalanıyla kendini avuttuğundan. Lâkin ne kalbindeki o ateş sönüyor ne de duygularını bastırabiliyor. Sırf kendine bile itiraf etmekten korktuğu aşkı için, hiç olmayacak şeyler yapıp duruyor...

Hiçbir argüman, ne vatanseverlik ne de kardeşlik; Yunan askerlerini öldüren abisi ve Mehmet'e, "Şimdi sizin onlardan ne farkınız kaldı?" diyen Hilal'in, Leon'u vurmasını masumlaştıramaz. Kalbinde hafif bir aşk kırıntısı dahi taşıyan birisi, o silahı ateşlemezdi. Zira, ateşleyemezdi. Hilal'e bu yaptırılmamalıydı. HiLeon'u böyle yaralamamalıydı. Her ne kadar gelecek bölüm fragmanında görüldüğü üzere, Leon'a bir şey olmamış ve hatta uyanıp Hilal'in elini tutacak olsa da... Hilal bu saatten sonra ancak aşkını belli ederek ve düşüncelerine çeki düzen vererek kendisini aklayabilir. 

Yine köşelerde, tenhalarda, odasında elini kalbine götürerek olmaz. Bu aşamayı, bu bölüm itibariyle geçtik. "Senden, senin en az benden hoşlandığın kadar hoşlanıyorum ama bu şartlar altında bir aşkın içerisine düşmemiz olmaz" dese bile razıyım. En azından artık hoşlantısını ifade etmiş olur. Bir adım dahi olsa ilerlemiş olabiliriz. Leon için de ihtimaller üzerinde durmaktansa, ondan hoşlandığını bilerek bir şeyler için çaba sarf etmesi daha kahrı çekilir olacaktır. En azından elinde onca uğraşın bir ürünü olur...

Tabi, Hilal'in sadece hissettiği aşktan bahsetmesi de bir yere kadar etkili dediğim gibi. Fikrini de değiştirmeye başlamalı. Leon'un onu uyardığı noktalara dikkat etmeli. Halit İkbal'in yaşadığını herkese ilan edince eline ne geçti? Leon'u babasının, komutanının, en önemlisi de namusuyla bağlı olduğu ordusunun önünde yalancı durumuna düşürmekten başka bir işe yaradı mı? Yoksa yalnızca bir intikam mı almış oldu? "Dur yazayım da içim soğusun" mu dedi? Tamam, o bombalı saldırı kolay kaldırılabilecek bir şey değil. Ancak, bu çocuk her daim kalbinin tüm masumluğuyla karşına gelmiş ve yine her daim sana dürüst olmuş bir çocuk. "Bizimle alakası yok" demesine rağmen, neden Halit İkbal'i yeniden dirilttin Hilal?.. At gözlüğü takmış, kendi düşündükleri ve tahmin ettikleri dışında her şeye olabildiğince kapalı bir vatansever olarak kalmandansa, Yıldız gibi biri olmanı tercih ederim üzgünüm. Her şeyin fazlası ne yazık ki zarar; vatanseverliğin bile...

Elbette tüm bunlardan önce abisiyle düştükleri bu durumdan kurtulmaları gerekecek. Mehmet nasılsa kaçtı, kurtuldu. Onların başına patladı kabak. Elbette yok yere değil ama tüm bunların o gerzek Mehmet'in gazlamasıyla yaşandığını da unutmamak gerek... Muhtemelen Cevdet, yanında gelen o iki Yunan askerini vurup öldürecek. Ve Hilal ile Ali Kemal'e zaman kazandırmış olacak. Fragmanda, Leon'un uyanıp da bunu kimin yaptığını söyleyecek oluşunun önemi üzerinde bu kadar durulduğuna göre, öyle. Leon da nasılsa uyandığında ne Hilal'in ne de Ali Kemal'in adını vermeyecek. O naif kalbine söz geçiremeyeceğinden eminim.

Tabi Ali Kemal'i tepesinde, elinde bıçakla boğazını kesmeye çalışıyorken görürse ne yapar bilmem. Bir şekilde onun da bunu yapma fikrinden vazgeçeceğini düşünüyorum. Ali Kemal, Mehmet gibi gözünü kan bürümüş, vatanseverliği de buna kılıf yapmış birisi değil çünkü. Olmamalı da. Eğer o da Hilal gibi bizi yanıltır ve sınırı aşarsa, Leon'a son kertede yine bir şey olmaz ama işin rengi de tümden değişir. İşte o zaman aşk dahi kurtaramaz, Hilal ile Ali Kemal'in kellesini. Bizde elimiz yüreğimizde, bir aşkın başlamadan yok oluşunu izleriz.

Beklenen Kral