Acı denilen şey görecelidir ama öyle acılar vardır ki, başka hiçbir acı onlarla yarışamaz. Diğer her şey anlamsız olur karşısında. Yaşam sevinci, ümit etme isteği; her şey ama her şey son bulur. Bazı acılar, çok can yakar; tarif edilemez ama hissettiğin anda kalbin yanar... Bulut'un acısı gibi mesela. Onun yanan kalbi, akıl erdiremediği yaşananlar, anlam veremediği kayıpları gibi... Annesi ve babasını kaybettiğinde, kimin canı yanmaz ki? Kimin içi ağlamaz? Hele de daha küçücükse, nasıl baş eder bu acıyla?.. Elbette sevgiyle, ilgiyle ve en çok da sabırla. Peki en azından o, bu konuda şanslı mı?..
2. Bölüm
Açıkçası oldukça üzüldüm ben de, Zeynep ile Demir'in ölmesine. Dizinin akılcı ve sevgi dolu büyükleri olarak, gelecekte çok fazla yardımı dokunabilirdi yaşanacaklara ikisinin de. Ama bu kadar iyi olmalarından, bu kadar tatlı sunulmalarından anlamalıydım. Dün ölecekleri haberi düştü karakterlerin. Bu bölümde de yolcu ettik ikiliyi. Giderken arkalarında büyük bir yara bıraktılar. Üzeri kolay kolay kapanmayacak, kapansa dahi her an yeniden kanamaya müsait bir yara... Irmak Ünal ve Mert Yavuzcan'a emekleri için çokça teşekkürler... Bulut için şimdi hayat yeniden dizayn edilecek. Tüm alışkanlıkları değişecek. Her an aklında taşıyacağı anne ve babasının yokluğuyla büyüyecek. Şanslı ki, seveni çok. En iyi şartlarda büyümesi için çaba sarf edecek kişi de... Alihan Türkdemir sen şahanesin! O ne güzel ağlamaktı öyle, emeğine sağlık küçük şehzadem...
Ferit ve Deniz'e büyük bir iş düşüyor. Gelecekte ne kadar çatışacak olurlarsa olsunlar, bunu hiçbir zaman Bulut'a yansıtmamaları lazım. Nazlı için verecekleri muhtemel mücadelede, zarar görebilecek tek kişi o çünkü. Nazlı'nın safı şimdiden belli olduğu için çok da yıpranacağını sanmıyorum bu süreçte. Zaten Bulut'a kanalize olacağından, aşkı ikinci plâna atması da olası. Bir yerde, manevi annesi o olacak mâlum. Bulut'un 'anne' tarafından çözülmesi gerekli tüm dertlerinin muhatabı da o olacak ister istemez. Yani öyle böyle bir sorumluluk yüklenmeyecek, eğer kapısına gelen Ferit'in evde çalışmaya devam etmesi teklifini kabul ederse. Hem yeniden hayâllerine sarılacak hem de önemli sorumluluklar alacak. Ondan sonrası da aşkla, bambaşka bir dünyanın kapısını aralayacak.
Nazlı için bu sürecin bir dert olacağını hiç sanmıyorum. Ferit içinse bir fırsat olduğu kesin... Bulut'un sorumluluğu ister istemez onun da değişmesini hazırlayacaktır çünkü. Artık böyle nobran ve sert kalamaz, kalmamalı. Robot halinden de bir an önce sıyrılmalı. Duyguları olan bir adam olduğunu göstermeli. Sadece Bulut'a değil, herkese bunu kanıtlamalı. Kanıtlamalı ki, yanında olmak için Nazlı'nın başka sebepleri de olsun. Sırf Bulut uğruna sürekli beş karış suratla gezen, her şeye atarlanan, hiçbir şeyden memnun olmayan, olsa da belli etmemek için yırtınan, duygularını dondurucuya saklamış bir adama kim katlanabilir ki? Her ne kadar çokça hoşlandığı belli olsa da, Nazlı da katlanamaz bence. En güzeli, Ferit'i iyi yönde değiştirmeye başlamak. Gerisi zaten çorap söküğü... Yok Ferit değişmez de, Nazlı azimle kendini kaptırırsa; ona da "Yuh!" derim belirteyim. Bu bölüm öyle bir his aldım çünkü. Yatağında yarı çıplak uyandığın adamla aranda geçenleri, ona kur yaparak öğrenmeye çalışıyorsan; baştan kabullenmişsin demektir bu halini. Hadi geceyi bir an unuttun, o halini nasıl toparlayabilir hiç bilemedim. Nazlı'nın bu süreçte daha oturaklı ve daha sert davranmasını beklerdim. Gece yediği iftirayı hatırlayınca da, en azından bir tokat indirmesini Ferit'e. Her durumda bu kadar usturuplu kalmasın lütfen. Japonca hakaret ederek geçiştirilmemeliydi yani o karalama. İçimde hep ukde kalacak bundan sonrasında...
Birbirinin tamamen zıttı iki karakteri temsil eden Ferit ve Deniz'in, tek ortak noktaları yukarıda bahsettiğim üzere Bulut olmayacak bundan sonrasında. Aralarını en çok açacak kişi, Nazlı olacaktır hatta. Büyük kavgalara gebe yani gelecek. Peki hangisinin tarafını tutuyorum? Şu an için, Deniz'in... Duygusal erkeklerin kriz anlarında büyük yıkımlara uğradığını-kendimden de biliyorum ne yazık ki- bize yeniden hatırlatsa da, adam en azından bir kalbi olduğunu hissettiriyor. Bu arada abisi ve yengesinin öldüğünü öğrendiği anda verdiği tepki inanılmazdı. Hakan Kurtaş resmen döktürdü. Kumaşına sağlık!.. Duygusunu gizleyen erkeklerin, kriz anlarında her şeye soğukkanlı yaklaşarak çözümü daha kolay hale getirmesi noktasında bize selam çakan Ferit'in bu özelliğini bir yapay zekaya yüklesen pek de fark etmez durum, onu da belirteyim. Ben daha insancıl olunmasından yanayım. Ferit'in bu noktada çokça eksik yaratıldığını düşünüyorum. Her ne kadar bir iki sahnede, özellikle Deniz'le hastanedeki karşılıklı sahnesi ve Bulut'un ağlama sahnesinde daha insancıl bir hale bürünse de; durum hâlâ tam olarak aşılabilmiş değil. En azından cenazede, kimsenin kendisini görmediğinden emin olduğu bir anda sırf bizim için ağlatılmalıydı. Şimdi ben Deniz gibi bir karakter dururken, Ferit'i neden destekleyeyim söyler misiniz?.. Karizmatik bakışlar 'vaov' çok etkileyici de, sadece bundan haz alarak ömür geçer mi?..
Tabi Deniz'i destekliyorum da, bu demek değil ki Nazlı ile bir aşka düşebilmesi çok kolay... Nazlı ile Ferit aşkı önünde hiçbir engel yok. Ferit zaten kimseyi takan bir adam olmadığı için, aşık olduğunu hissettiği an tek amacı Nazlı'yı kazanmak olacaktır. Ancak, Deniz için bunu söylemek hiç kolay değil. Alya faktörü kabak gibi önümüzde durmakta zira. Hatta Deniz iki fazladan övünce şimdiden çıkardı tırnaklarını, kötü kötü bakmaya başladı Nazlı'ya. Üstten üstten laf sokmaya çalışması da cabası. Nazlı o an eğer alttan almasaydı, ikili arasındaki sürtüşme de erkenden başlamış olacaktı. Ama tabi bizim kız oldukça ılımlı, iki dakikada Alya'yı da az biraz etkiledi. O etki ne kadar süre devam eder bilemiyorum ama Deniz'i hiçbir şekilde ona yar etmeyeceği kesin. Bu da bizi #NazFer'e itecek ister istemez. Belki, Ferit beklediğimden daha çabuk değişmeye başlar da hiç bu topa girilmez. Ama boşa dememişler, "Akacak kan damarda durmaz" diye. Alya boşuna yaratılmadı, o tırnakları kesin kez geçirmeye çalışacaktır Nazlı'ya. O da bari karşı atağa çıksa. En azından, Asuman'ı siper olarak önüne alsın. Alya ondan çıkarsın hıncını. Hazır Deniz'e ilk dakikadan göz de koymuşken, asıl tehlike de o bence Alya için... Bir şey yazmadan da geçemeyeceğim; bu kadar çiğ bir karakter yaratmak için ne yaşamış olabilirsiniz sevgili senaristlerim? Nazlı neden bu kıza bu kadar tahammül ediyor bir de? Ablası olması, tam bir yollu olduğunu görmesine engel mi? Bassın tokadı, aklını başına getirsin!..
Nazlı ve Bulut'un gölgesinden çıktığımızda, Ferit için iş hayatı bundan sonra oldukça zorlu geçecek gibi. Hakan'ın nedenini tam öğrenemediğimiz-az çok tahmin ettiğimiz- o kinle yapacaklarının haddinin hesabının olmayacağı ortada. Abisinin orta yol bulan kişiliği de yokken, Ferit de gözünü karartmasa bari. Adam iki yumuşasın, insancıl bir şeye dönsün derken; üç bölüme Fatiha okumayalım ardından. En azından bize neden böyle bir karakteri olduğunu gösterin o zamana kadar. Neden böyle sert ve duvarları göğe kadar uzanmakta bilelim... İş noktasında da Engin'e büyük bir sorumluluk düşüyor. Ferit'in lafını dinlediği az sayıda isimden birisi mâlum. Her ne kadar o da Hakan konusunda yangına körükle gitmeye meyilli olsa da, birinin o cephede sinir katsayısını düşürmesi şart. Piyango ona vurmuş oldu, hayırlı olsun. O da pek tatlı Fatoş ile kısa sürede aşka düşsün de, iş hayatının gerilimini öyle atsın üzerinden. Bakın, nasıl düşünüyorum karakterlerin ruh halini. Eyy senaristlerim, siz de düşünün rica edeceğim... Bir geçiş bölümü izledik. Asıl her şey bundan sonrasında yaşanacak. Dizinin kilidi açılmış oldu yani. Oldukça durağan bu geçiş bölümünde dahi sıkılmadığımıza göre, bundan sonra önümüz aydınlık demektir. O zaman, Dolunay'a gerçek yolculuk başlasın!..
Beklenen Kral
elinize sağlık güzel bir yorumlama olmuş :)
YanıtlaSilelinize sağlık güzel bir yorumlama olmuş :)
YanıtlaSilNe kadar guzel yazmissiniz duygularima tercuman oldunuz.Ben kendisine boyle bir teklif yapan adamin yataginda bulup kendini birde bununla yetinmeyip Ferite cilve yapmasini hic sevmedim,ustelik Ferit beraber olmadik deyince uzulmesini bir turlu anlam veremedim.Kendini yatakta bulduktan sonra gidip ona tokat atmasi gerekirdi .Feriti onua gidebilirsin demesinden once Nazlinin Ferite tokat atmasi ve istifa edip gitmeliydi ben bu sahneleri cok sacma buldum.Birde ona kotu davranan biriyle bakismasina bir anlam veremedim cok sacma.Eger bu dizide Ozge Gurel olmasaydi seyretmezdim.Ozge Gurelin oyunculugu super
YanıtlaSilBeklenen kral duygularima tercuman oldunuz elinize saglik.Ben Nazliyi bir turlu anlamadim kendisine boyle bir teklkfte bulunan adamin yataginda uyaniylr ve sevgililermis gibi asagiya inip ona kur yapiyor,bu nasil bir mantik.Nazlininkendisinden yararlandigi icin Feritle kavga etmesi ve hatta ona tokat atip istifa edip o evden gitmesi gerekirken Ferite cilve yapiyor buraya bir anlam veremedim konusmada feit ona ben senin evlenecegin zengin adam degilim demesi konusmanin sonunda feritin nazliyi kovmasi.Asil Nazlknin Feritten once davranip ona bir tokat atip kstifa edip gitmesi olacakti.Nazli burada cok yuzsuzdu ,ustelik hemen Feritin koynuna atmasi cok sacmaydi.Ama Ozge Gurelin lyunculugu super Ozge Gurel olmasa bu diziyi seyretmem .Senaristlerde biz seyirciyi saf sanip herseyi izler diye dusunmeyip biraz mantikli sekilde yazsinlar senaryoyu
YanıtlaSil