Beklenen Kral
Dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ekim 2018 Pazar

Bir Deli Rüzgar: İçine çeken bir masal...


Bazı şeyler çokça sıkıyor insanın canını. Olmayana özlem gibi derin ve sancılı oluyor yaşadıkları. İçerisinde biriktirdikleri, biriktirmek isteyip de elde edemedikleri günün sonunda çalıyor kapıyı. Sonrası tufan tabii... Sığınmaya çalıştığın bir liman olarak nefret iyi hoş da, nereye kadar saklanabilir ki duygular? Yaşlar süzülmez mi gözlerden? Ne kadar bağırırsan bağır, daha çok haykırmaz mı özlemini bu durum?.. Kimse dört dörtlük hayatlar yaşamıyor. Elbette yaşayanlar vardır ama hiçbir zaman istisnaların kaideyi bozduğu görülmemiştir. Çünkü hep çoğunluk kısımda olan ezilmiştir, doğanın acımasız bir kanunu gibidir bu... Uğur'un içerisinde olduğu durumu anlamak da bu yanıyla çok kolay. Ona üzülmek, sığındığı nefreti sorgulamamak da olağan. Yerinde kim olsa, sevgisini ilk etapta gizlemeyi tercih ederdi. Ancak işi intikam boyutuna taşımasaymış keşke. Ne bileyim, yine de gölgesinin annesinin üzerinde olduğunu görmek isterdim. Ona yine duvarlar örmüş gibi gözüksün, lâkin arkasını döndüğünde kol kanat germeyi ihmal etmesin... Bu çok mu zordu? Yaşadıklarına derinlemesine inmedikçe cevap vermesi imkansız. Ama Melike evine geldiğinde dolan gözleri bir şeyler fısıldıyor yine de. Kırgın küçük bir çocuk var belli ki hâlâ içinde bir yerlerde. İntikam arzusu ise o çocuğu saklamak için taktığı bir maske...

12 Eylül 2018 Çarşamba

Erkenci Kuş: Albatros yeniden dudaklarında...


Romantik komedi dediğin tek şeritli dağ yolu gibi. Ondan sebep ortaya çıkan işler hep birbirine benziyor, hatta gün geliyor başka bir dizide duyduğun repliği işitiyorsun; olmadı sadece isimler, karakterler ve oyuncular değişiyor ama sen aynı şeyi izliyorsun... Bu sorun mu? Kimileri için, evet. Bana göreyse, değil. Esinlenmenin her konuda ve durumda olduğu gibi burada da suyu çıkartılıyor yalnızca. Lâkin şunu da kabul etmek gerek ki, romantik komedi dediğin de öyle dipslz bir kuyu değil. Günün sonunda elinde kullanabileceğin birkaç kalıp ve işleyiş var. Biraz çıksan o kalıpların dışına, iş komedi ya da drama doğru kayıverir... Erkenci Kuş ekseninde yaşananlar tamamen bundan ibaret. Kiralık Aşk'la karşılaştıran, birçok sahnenin benzerliğinden şikayet edenler görüyorum ama hikâye sahibinin Kiralık Aşk senaristi olduğunu düşünürsek; bunun daha masum bir kopyalama olduğuna inanıyorum. Sonuçta kimisi de birebir dizi konusu araklayıp "trük bunlar çok olağan" diyor. Tam da bundan benzerliklere takılarak sinir olmak yerine izlediğim şeyin keyfini çıkartmaya çalışanlardanım. Peki bunu yapmak ne kadar kolay?..

10 Haziran 2018 Pazar

Fazilet Hanım ve Kızları: Daha iyisini hak etmiştik...


Esasında beklenti içerisine girmeyi hiç sevmeyen birisiyim. Genelde, hatta çoğunlukla hayâl kırıklığını beraberinde getirdiği için özellikle de. Arzu ettiği şeye ulaşabilmiş insanları da bu yüzden hep şanslı bulmuşumdur. Nadir de olsa, onlardan da var hayatta... Öyle boş beklentiler içerisine de girmem bu arada. Mesele, haklıya hakkının verilmesi yalnızca. Kim, hak edilen gerçekleşsin istedi diye şımarıklık yapmış olur ki? Aklı başında kim buna karşı çıkabilir? Biz sonunda mutlu bir YağHaz izledik ama açıkça soruyorum, elli hafta boyunca gerçekten ne izledik?..

8 Haziran 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Çok özleyeceğim...


Bugünlere hiç kolay gelmedik. Hep zorlandık, sınandık ülkece. Hep bir şeyler için ekstra çaba sarf etmemiz gerekti. Özgürlüğümüzü kazanmak için bile... Bugünlere kolay gelmedik ama kıymetini biliyor muyuz? Kesinlikle hayır. Kıymet bilmek bir yana, heykellere saldıracak kadar acizlik gösteriyoruz. Peki neden düşmanız? Bir vatanımız olduğu için mi? Bir ülkenin sömürgesi olmadığımız için mi? Kendi dilimiz olduğu için mi? Demokrasi geldiği için mi? Kimseye kulluk yapmadığımız için mi? Niye? Gerçekten buna verilebilecek bir cevap var mı? Vatanım Sensin'in yayınlanan Veda bölümünü oturup izleyen birisi; o kahramanlara düşman olabilir mi? Sanmıyorum ki olsun...

6 Haziran 2018 Çarşamba

Kadın: Daha uzar bu mesele...


İnsan dediğin olmadık dertlere, bitmez çilelere hapis. Birçok sınavdan geçiyor, hemen ardından bir yenisine hazırlanması gerekiyor. Sonsuz bir döngünün içerisinde öylece debeleniyor... Böyle bakınca hayatın hiç de çekilir bir yanı olmadığını kabul ediyorum. Ancak, yine hayatın bizim tercihlerimizle güzelleşebileceğine inanıyorum. Doğru seçimler yaptığımızda, kararlar aldığımızda neden mutlu şeyler de olmasın ki? Hele de bu süreçte mükemmel iki evladın olmuş, etrafında da şahane insanlar biriktirmişsen. Peki, Bahar için bunlar yeterli mi?..

29 Mayıs 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Öyle güzeldiniz ki...


İnsanoğlunun bağlandığı şeyden kopabilmesi, ondan ayrı kalacağını kabullenmesi kolay değildir. Zira bir şeye gerçekten bağlandıysa, onu çok sevmiştir. Onunla farklı diyarlara düşeceğini bile bile mutlu olamaz neticede. Sevmesini bilen kimse de, bunu yadırgamaz. Ancak, ne kadar hüzün yaşarsan yaşa giden her zaman gitmiştir. Çoğu zaman da geri gelmemiştir. İşte tam da bu sefer, o gidişin nasıl olduğu önemli bir hâle gelir. O şeyden ayrı düşüyorsundur ama öyle bir veda edersin ki; içinde asla ukte kalmaz. Her aklına geldiğinde yeniden gözün dolar; "iyi ki" dersin. Peki ya öyle olmazsa ne dersin ya da ne hissedersin?..

1 Mayıs 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Yapboz mu bu, dizi mi?..


Hiçbirimiz hayatlarımızın deneme tahtasına dönmesini istemeyiz. Kimse hayatı boyunca yaşadıklarını, daha önce aştığı mevzuları tekrar tekrar önünde bulmak da istemez. Sonuçta hepimiz birer ölümlüyüz ve ne kadar zaman nefes alacağımıza dair bir garanti yok. Sürekli aynı şeylerle boğuşarak hayata tutunamayız tam da bundan. Nihayetinde bir yapbozun parçaları da değiliz. Ne sürekli sınanmaya ne de aynı yollardan geçmeye gelebiliriz. Peki, kurgu evrenine düşmüşseniz? Bir yapboza dönmüş ve her seferinde bozulup en baştan yapılmaya çalışılıyorsanız ne olacak? Elbette isyan edeceksiniz. En azından sizin yerinize başkalarının etmesini bekleyeceksiniz. Hazırsanız, ben de şimdi bolca isyan edeceğim...

27 Nisan 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Hazır değilim hem de hiç...


Hüzünlü bir toprağın insanlarıyız. Derdimiz de kederimiz de bir ama hep anlaşamamayı seçiyoruz el birliğiyle. Doğrunun değil, bize hoş gelenin tarafını tutuyoruz. Gerçeğin değil, bağlılığın peşinden gidiyoruz. Hepimiz hatalıyız, hatalar yapmaya da devam ediyoruz. Hiç birimiz, geçmişten ders de almıyoruz. Bugünlere nasıl gelindiğinden pay çıkartıp, ona göre bir yol çizemiyoruz. Başladığımız noktaya geri dönmek için çırpınıyor, uzanan tüm yardım ellerini geri çeviriyoruz... Dedim ya insanız hepimiz, hatalar yapıyoruz. Bir daha batarsak, tekrar nasıl kurtulacağız hiç düşünmüyoruz. Öylece cebelleşiyoruz. Arkamızda büyük bir hayâl kırıklığı bıraktığımızı bilmeden, gelecekte karşına dikilip hesap soracak nesli düşünmeden yaşıyoruz. Birimiz değil, hepimiz suçluyuz...

24 Nisan 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Aslı hamile farkında mısın?..


Bir şeyleri düzeltmek için mücadele ederken en yanlış yolu seçtiğinde, pişman olmak için fırsat kolluyorsun demektir. İnsan ne olursa olsun, en doğrusunu seçmeyi becerebilmeli çünkü. İçerisinde olduğu durumu iyi analiz edebilmeli ve sinirinin, tüm güzel gidişatı bozabilecek sorunlar yaratmasına engel olmalı. Hele de karşındaki, ekstra bir can daha taşıyorsa içerisinde. Hele de bu canı dünyaya gözlerini açana dek zorlu bir mücadele bekliyorsa, daha da dikkatli olmalı. Evet, Aslı'nın gerçeği öğrenmesine sevindim. Ama Ferhat'ın o gerçeği söyleyiş biçimini tasvip etmem söz konusu değil...

17 Nisan 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: AsFer'e tüm bunlar reva mı gerçekten?


Bir deniz gibi derin dertleri olabilir insanın. Bir okyanus kadar, uçsuz bucaksız. Bilinmezliğin içerisinde savruldukça, daha büyük bir çıkmaza sürüklenmesi de cabası. İnsanız hepimiz, hatalar yapabiliriz. Ama hatamız olmayan durumlarda üzerimize yüklenen dertlerin bir parçası olmak için de çaba sarf etmemeliyiz. Onları sırtımızda bir kambur gibi kalıcı ve yorucu bir hâle büründürmemeliyiz. Evet, çaresi olmayan bir derdin içerisine itilmiş olabiliriz ama olmayacak adımlar atarak da çözüm üretemeyiz. Sürekli yanlış yaparak, doğruyu kim bulabilmiş? Kim, bunun gerçekten reyting getireceğine inanmış; sorarım?..

13 Nisan 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Ne olursa olsun, çok güzelsiniz.


Hayatın karşısına çıkardığı sürprizlerle her zaman kolay kolay baş edemez, insanoğlu. Herkesin bir kabullenme ve dayanma noktası vardır mâlum. Kaldırabileceği şeyler olduğu gibi, üstesinden asla gelemeyeceği şeyler de olabilir. İnsan, hayatın deneme tahtasıdır ve istesen de istemesen de buna katlanmak mecburiyetindesin. Zira o zaman, bir şeyleri değiştirmeye başlamak daha kolay oluyor. O zaman üstesinden gelebileceğin şeylerin sayısı artıyor. Pes ettiğinde olduğu gibi her şey üzerine gelmiyor, sen her şeyin üzerine gidiyorsun; kendine bir çıkış yolu yaratıyorsun. Ve başarın garantileniyor. En azından dönüp arkana baktığında, hiçbir şey yapmadım dememiş olursun. Hilal de hayata tıpkı böyle tutunsun. Ve lütfen çok geçmeden ayakları üzerinde dursun...

12 Nisan 2018 Perşembe

Börü: Kalite asla tesadüf değildir.


İnsan dediğin kuş misali. Bir gün var, bir gün yok. Ne olursa, ne yaşarsa yaşasın eninde sonunda yalnızca toprak olacak. Değer mi bu durumda, can almaya. Değer mi can yakmaya? Değer mi, bunun bir parçası olmaya?.. Değmez elbette. Ama işte düzen böyle. İsteyerek ya da istemeyerek dahil olduğun ve kopamadığın bir düzen. Kopmaya çalışsan da faydası olmayan, bir süre sonra kanıksadığın ya da... Yıllar sonra hakkında neler izleyeceğiz, neler söylenecek, neler yazılacak bilemiyorum ama 15 Temmuz'a gelinen süreci şimdiye değin en iyi anlatan yapım şüphesiz ki Börü'den başkası değil.

10 Nisan 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Bu Ferhat size ne etti?..


Hata yapmayanımız yoktur. Bir şekilde karanlığa çekildiğimiz ya da istemeden hataya sebep yarattığımız da olmuştur. İnsanız hepimiz, birer yapay zekaya henüz sahip değiliz. Bu yüzden önemli olan, yaptığın hatalardan ders çıkartmaktır. Bir daha tekrar etmemek için çabalamaktır... Evet, hepimiz hatalar yaparız ama ders almasını bilmez de o hataları sürdürürsek; karşımızda örülen duvarlar için kimseyi suçlayamayız. Kendimizi hapsettiğimiz kabuğu kırmak içinse kimse el vermez. Ama ya, hatalarından ders almak için çaba sarf ediyorsan ve bunun bir türlü görülmediğini de hissediyorsan ne olur? Nereye kadar savaşırsın, nereye kadar kendini insanların zihninde aklamaya uğraşırsın? Nereye kadar Ferhat'la uğraşacaksınız, sorarım?..

6 Nisan 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Bu çocuklar gün yüzü görmesin mi istersiniz?..


Beni bilen bilir, klişelere asla karşı değilimdir. Gerektiği zamanlarda hayat kurtardıklarına, hatta geniş nefes aralıkları yarattıklarına inanırım çünkü. Sonuçta, ortada bir kurgu var ve her daim hayat bize benzersiz sürprizler hazırlamıyor. Lâkin klişe var, klişe var... Zaten zorluklardan, sınavlardan, başkaları adına mücadele etmekten bitap düşmüşlerken, her daim en kötü tablo ile karşılaşmak zorunda kalmışlarken; şimdi bir de buna kötürümlüğü eklemek neden? HiLeon olmak = her an elem, keder, çile çekmek midir? Bu çocuklar gün yüzü görmesin mi istersiniz, nedir?..

3 Nisan 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Siz böyle ne tatlı oldunuz yahu...


Beklentiler, insanın en büyük hayâl kırıklıklarını doğurur. Olsun istediğiniz çoğu şeyin, olmadığını görmenin ağırlığı tarif edilemezdir; mâlum. Ben de çoğu zaman sığındığım beklentilerimin son zamanda beni hüsrana sürüklemesinden öyle bunalmış olmalıyım ki, Siyah Beyaz Aşk'ı hafta boyunca olabildiğince beklentisiz bekledim. Aslı ile Ferhat'ın aşktan yanan kalplerini bir gayret üzüntüye sevk etmesini, merakla bekleyemezdim... Pek tabii beklentisizlik bile bir beklenti doğuruyor sanırım kendi içerisinde, şahane bir bölüm izledik ve çokça etkilendim. Hâlâ olmadığını düşündüğüm şeyler var ama eni sonu AsFer'i böyle izlemeyi gerçekten çok özlemişim...

1 Nisan 2018 Pazar

Fazilet Hanım ve Kızları: İplerinden kopan iki aşık...


İnsan dediğin hep bir yarış içerisindedir. Hayata karşı, yaşadıklarına karşı, yaşayamadıklarına duyduğu özleme karşı, aşka karşı... İnsan hep çırpınır bir şeyler için. Mutluluk için, hoşgörü için, sevgi için, aşk için... İnsan, insanca yaşamak için mücadele eder. Sevmek, sevilmek ister. Neden kendini kör kuyulara atsın ki? Neden, karanlık bir dehlizde sağa sola çarparak ilerlemeye çalışsın? Mutluluk gün gibi gözünün önündeyken, niye arkasını dönüp de ondan uzaklaşsın? Kimse için değer mi kalbine acı çektirmeye? Yok yere yanmaya ve de yakmaya?.. Söyleyin YağHaz, şimdi daha iyi hissetmiyor musunuz gerçekten?..

30 Mart 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Şimdi elimiz yürekte, bekleme vakti...


Aşkı için mücadele edenlere her zaman saygı duymuşumdur. Zira, en büyük fedakârlıklar her zaman aşk için yapılır. Karşına kocaman duvarlar çıkar, erinmeden katedersin. Önünde aşamayacağın düşünülen derinlikler kazılır ama sen pes etmeden yolunda devam edersin. Kimse o aşka saygı duymasa da, sen sonuna dek sahip çıkarsın. Ta ki bir gün, o aşka herkes saygı duyana dek. Ta ki, herkes aşkınızı kabullenene dek... HiLeon büyük bir aşk mücadelesi veriyor dizinin başından beri. Önce vatan aşkı için birbirleriyle, sonra birbirlerine duydukları aşk için kendileriyle. Ve şimdi de sıra, aşklarını kabullenmeyen aileleriyle mücadele etmeye geldi. Ki en zoru da bu. Aşabilmek içinse en makbul yol, ne yazık ki tam da bölümde olanlardı. İsteğimizin ilk halkası gerçekleşti, peki ya sonrası?..

27 Mart 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: İç ses ve hayâllere yeterince doymadık mı?..


İnsan dediğin çoğu zaman düşündüklerini söyleyebilme cesaretine sahip değildir. Ya korkusundan ya da böyle olması gerektiğini düşündüğünden, sessiz kalmayı seçer. Ayakları geri geri gitse de, inatla hatalarına doğru adım atmaya devam eder. Mutluluk avuçlarının arasında bir gerçeğe dönüşebilecekken, kendisini hayâllerine hapseder. Aşkı iliklerine kadar hissetmek varken, kalp kırıp onun acısıyla yaşamayı seçer. Ama nereye kadar böyle yapar? Her güzel sahnenin sonunda hayâl çıkmasına, her söylenen güzel ve vurucu sözün içten gelmesine daha nereye kadar katlanacağız söyler misiniz? Buna yeterince doymadık mı gerçekten?..

23 Mart 2018 Cuma

Vatanım Sensin: Aşk için bu bedeli ödemek gerekiyor gibi...


İnsan ne çekerse, dilinden çeker. Kemiği yok derler ya hani, keşke olsa diye iç geçirmediğimiz zaman yoktur. Hele de düşünmeden söylenenler, sonradan ayyuka çıktığında beraberinde kırgınlıklar doğuracak argümanlardan başka bir şey değildir. Zira bir köşede sinsice gün yüzüne çıkmayı bekler. Bu bölüm Hilal de Leon da, birer yalan söyledi. Hilal annesine, Leon da Hilal'e. İkisi de tam olarak günü kurtarmayı seçti ama bu onlara yakıştı mı? Çokça tartışılır...

20 Mart 2018 Salı

Siyah Beyaz Aşk: Birbirinizi bu kadar yaralamasanız?..


Hata yapmayanımız yoktur. Bilerek ya da bilmeden, bir şekilde sonradan pişman olacağımız adımlar atmışızdır hep. Başımızı duvarlara vurmak istediğimiz anlar da az değildir, hayatlarımızda. İnsanız hepimiz sonuçta ve esas önemli olan da hatalardan ders alabilmektir. Aynı hatayı tekrar tekrar yapmanın seni bir yere taşımayacağını eninde sonunda görürsün nihayetinde. Aynı şekilde davranmanın sana bir şey kazandırmadığını anlarsın. Sadece sana değil, ona da bir şey kazandırmadığı ortadaysa eğer; hatalardan ders alma vakti gelip çatmıştır. Örülmüş duvarlar varsa yıkman, aşılmaz yollara gitmişsen geri dönmen gerekmektedir artık. Hiçbir hatayı ve yanlışı, başka bir hata ve yanlışla düzeltemezsin zira. Peki, ya zaten düzeltmek istemiyorsan?..