Beklenen Kral
Serkan Çayoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Serkan Çayoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2018 Perşembe

Börü: Kalite asla tesadüf değildir.


İnsan dediğin kuş misali. Bir gün var, bir gün yok. Ne olursa, ne yaşarsa yaşasın eninde sonunda yalnızca toprak olacak. Değer mi bu durumda, can almaya. Değer mi can yakmaya? Değer mi, bunun bir parçası olmaya?.. Değmez elbette. Ama işte düzen böyle. İsteyerek ya da istemeyerek dahil olduğun ve kopamadığın bir düzen. Kopmaya çalışsan da faydası olmayan, bir süre sonra kanıksadığın ya da... Yıllar sonra hakkında neler izleyeceğiz, neler söylenecek, neler yazılacak bilemiyorum ama 15 Temmuz'a gelinen süreci şimdiye değin en iyi anlatan yapım şüphesiz ki Börü'den başkası değil.

8 Mart 2018 Perşembe

Börü: Bazen sadece iyi olmak yetmez...


İnsan, acının ne demek olduğunu en iyi bilen varlıktır. Hem canı yanan hem de can yakan olduğu için özellikle de. İsteyerek ya da istemeyerek, birisinin canını acıttığında otomatikman acısına da sebep olursun. Bunu en aza indirmek için ne kadar çabalarsan çabala, sonuç da vermez bazen. İnsanoğlunun doğasında var vahşilik, kim bilir belki de genlerine işlenmiştir. Bazılarının sıkı sıkıya dizginleyebildiği, bazılarınınsa dur durak bilmediği... Ne olursa olsun, hiçbir dava ve amaç birisinin acısına dönüşmemeli dünyada. Kime ne fayda sağlıyorsa sağlasın, çocuklar ölmemeli. Onların dünyası kararmamalı. Aydınlık bir dünya bırakmak için çaba sarf etmeliyiz el birliğiyle. Bu amaçla görevinin başında olan kolluk kuvvetlerinden birinin, tam da uğruna çaba sarf ettiği çocuklardan birisini öldürdüğünü görmesi eminim ki tarif edilemezdir. Acı ise hiç olmadığı kadar derin...

1 Mart 2018 Perşembe

Börü: İlk bakış


Çok da sevdiğim bir tür olduğunu söyleyemem, askeri dramaların. Özellikle de Türk yapımı olduğunda, kullanılan dil sebebiyle ister istemez uzaklaşıyorum. Zira esas noktanın dışına çıkıldığını, bir şeylerin arkasına saklanıldığını görmek canımı sıkıyor. Tam da bundan sebep, Dağ serisini de izlemedim. Buna ön yargı diyebilirsiniz belki ama şuan izlemediğime pişman olduğumu not düşmekten kıvanç duyarım. Ne de güzelmiş hamasetten uzak diyaloglara sahip bir askeri dizi izlemek. Börü ile galiba bu yapımlara yaklaşımım tümü ile değişecek...

13 Haziran 2016 Pazartesi

Hayatımın Aşkı: Nereye kadar istemezük?


Hayatın her anı karmaşıklıklarla doluyken, aşık olmak ve öyle kalmak gerçekten zor olsa gerek. İnsanın düşünmesi için yüzlerce derdi duruyorken, ona bir de aşkı dahil etmek çok radikal bence. Evet, aşkı 'dert' olarak görenlerdenim. Belki hiç aradığımı bulamamamdan, belki de fesatlığımdan. Şuan için ikisi de olası ama gerçek olan şu ki, aşk için her daim mücadele etmek gerek...

6 Haziran 2016 Pazartesi

Hayatımın Aşkı: Bir gönül hâli...


Kabul etmek lazım ki, bazen gerçekten gözümüz kör oluyor. Yanı başımızda olanı görmüyoruz da uzaklardan medet umuyoruz. Bizi bizden çok sevecek ve sevgimizi hak edecekler dururken, beş para etmezlere kaptırıyoruz gönlümüzü. Pişman oluyoruz sonunda ama iş işten de geçmiş oluyor. Tabi bazı durumlarda şans hiç olmadığı kadar erken gülebiliyor... Peki hâlâ gerçekleri görmekte zorlanıyorsak? Medet umduğumuzdan değil, bizi sevenden kaçıyorsak?..

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Hayatımın Aşkı: Aşkın gözü ne kadar kör kalabilir?..


Bazı zamanlar ne yaparsak yapalım, başarılı olamayız. Verdiğimiz tüm mücadele bir hiçten ibarettir ve ileriye gittiğimizi sandığımız kadar, geriye gitmiş buluruz kendimizi. Gerçekten ne istiyor olduğumuzu bilsek de gerçeklerin ne olduğunu bilmediğimiz sürece her şey boş. Tıpkı Gökçe'nin içerisinde olduğu durum gibi. Demir'i elde etmek için her şeyi yapıyor. Onun sözde sınavından geçmek için amansız bir çaba sarf ediyor. Ama bilmiyor ki, ne o sınavın ne de Demir'in kalbinin -henüz- bir parçası...

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Hayatımın Aşkı: Aşk mücadele gerektirir..


Aşık olmak da, aşkı elde edebilmek de aslında çok kolay değil. Hep bir mücadele vermen gerekir. Ya kendi içinde ya da o aşkı kazanmak uğruna çabalayarak. Ama unutulmamalı ki, elde edilemeyen aşk daha değerlidir. Mücadelesi daha hisli olur. Kazanamamak sıradan bir hâl aldığındaysa, kabullenmesi bir o kadar zordur... Gökçe'nin tutunduğu aşkın bizi nereye götüreceğini tam olarak bilemiyoruz ancak, şundan eminiz; mücadelesini izlemek kesinlikle çok keyifli...

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Hayatımın Aşkı: İlk bakış


Yaz sezonu yaklaştıkça, dozu romantik komedi olan diziler de ekrana birer birer gelmeye başladı. Kanal D'nin, Tatlı İntikam'la başlattığı 'yaz sezonuna giriş'in ikinci halkasıysa Hayatımın Aşkı oldu. İlgi çeken hikâyesi, tanıtımları ve özellikle de kadrosuyla ilk bölümünü izlememek olmazdı...

29 Kasım 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Hoşçakal...


Uzun zamandır böylesi bir final izlememiştim... Başından sonuna o kadar iyi kurgulanmıştı ki, eğlenmekten üzülmeye de vakit bulamadım... Ne zaman ki jenerik yazısı yukarıya doğru akmaya başladı, içimden bir şeyler de onunla birlikte yol aldı... Özleyeceğiz, hem de çok. Hep iyi anacağız... Ama asıl gerçek şu ki yıllar yıllar sonra bile, "Ne final yaptı be!" diye iç geçireceğiz...

22 Kasım 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Daimi mutluluk...


20. bölümde vedalaştığımız, açıkçası zamanında çokça kızdığım ve bana diziyi dokuz bölüm boyunca düzenli izlemeyi de bıraktıran bir ikili Aksel Bonfil ile Hakan Bonomo. Daha sonra ben açıklarımı kapattım, onlar gitti ve üzerlerine de tam tamına altı kez senaryo ekibi değişti. İkinci sezona geldiğimizde, tüm Kirazcanların dilinde aynı şey vardı; "Keşke onlar gelse"... Ve geçtiğimiz hafta öğrendik ki dizinin yeniden senaristleri onlar oldu. Ama artık bazı şeyler için de çok geçti... Olsun, özlem giderdik. En önemlisi de, onlar devam etse nasıl bir yerde olurduk; onu gördük...

15 Kasım 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Vedaya doğru...


Her güzel şeyin bir sonu vardır derler ya, o eşiğin bir adım gerisinde olduğumuz bir süreçteyiz; Kiraz Mevsimi için... Türkiye'de romantik komedi akımının patlamasına sebep olan, tam da bundan ardında sadece "zamanında iyi reytingler alan bir diziydi" imajı değil; büyük de bir akım bırakan olarak hiçbir zaman unutulmayacağı, iyisiyle kötüsüyle daima akıllarda yer edeceği kesin... Finalin ayak sesleri gelmişken, tam da düşen reytinglerin "dank!" ettirdiği açılışın gerçekleştiği bir bölümle ekrandaydı bu hafta. Hem eğlendik, hem güldük, hem de birbirimize moral verdik Kirazcan'larla...

8 Kasım 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Oldu mu şimdi?..


Aman aman beğendim diyemeyeceğim bir bölümle ekrana geldi bu hafta, Kiraz Mevsimi. Geçtiğimiz hafta yaşanan Öykü-Ayaz kavgasının klişe olsa da, farklı bir renkle bu bölümde yer bulacağı kesindi. Öyle de oldu ama tatmin etme noktasında çokça eksiği vardı...

1 Kasım 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Anneler savaşı!..


Bir ilişkinin her şeyden ziyade, aileyle sınanmasının ne de zor olduğunu gözler önüne seren bir bölümle ekrana geldi bu hafta; Kiraz Mevsimi. Hem Öykü hem de Ayaz başlarına geleceklerden habersiz taşındıkları yeni evlerinde, önce Önem'i ardından da Meral'i yatılı misafir olarak ağırlamaya başladılar. Gitmelerini umdukları her seferinde de, eve biraz daha tutundukları gerçeğiyle sarsıldılar. Günün sonundaysa tek kazanan, şüphesiz ki Önem oldu. Kendisine kına alması önerim...

25 Ekim 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: İnsan kalabilmek...


Anne olmak zor zanaat. Bunu annesini çok seven ve biraz da ona çektiren bir evlat olarak yazıyorum. Bazen kahrı çekilmez olabiliyorum; bazen yersiz atarlarım, bağırmalarım oluyor. Bazen haksızken, haklıymışım gibi davranıyorum ve o hep alttan alıyor. Dinliyor, anlamaya çalışıyor. Ben yerinde olsam bana katlanamam çoğu zaman ama o bana bayılıyor... Tüm bunlardan yola çıkarak, Ayaz ve Önem arasındaki ilişkiye baktığımda ve bu bölümde eve yatıya gelen annesine tavrını gözlemlediğimde, her şeyin yerli yerinde olduğunu görüyorum. Onların arasında daha farklı bir anne-oğul ilişkisi var ama karısını buldu mu annesini satacak bir erkek olmadığı da mâlum Ayaz'ın...

18 Ekim 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Bir sen eksiktin...


Aşkın en eğlenceli anlarıyla, rekabetin ne denli karmaşık olduğunu vurgulayan bir bölümle ekrana geldi bu hafta; Kiraz Mevsimi. Öykü için her şeyin iyi gittiği zamanların hemen sonuna gelmişken, bundan sonrasında sadece Önem'le değil, Nazmi'nin kızı Naz'la da mücadelesini izleyeceğiz onun. Tüm bu mücadelesinde ilgilendiğim tek şeyse Ayaz'ın ne tarafta duracağı...

4 Ekim 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Bir vuslat hikâyesi...


Üç ay süren tatilinin ardından, her türlü tatmin eden bir bölümle yeni sezonuna merhaba dedi; Kiraz Mevsimi. Öykü ve Ayaz evliliğinin gerçekleşmesi bir yana, ikilinin o çok merak edilen tren sahnesinin de en iyi ihtimalin bile ötesinde sonlanması enfesti. O andan itibaren aşk yeniden bacayı sardı ve biz de, bir elimiz gözlerimizde işaret parmağımızı aralayıp ekrana bakmaya başladık. Evet, çok utandık. Ama nedense izlemeye de doyamadık...

28 Haziran 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Evlilik aşkı öldürür mü?..



Kısa soluklu olması muhtemel bir diziydi başladığında benim için. İlk bölüm reytingleri dipleri gördüğünde, muhtemel olmaktan da çıkmıştı; biterdi hemen, baksana zaten izlenmemişti de... Ama ne olduysa ikinci bölümüyle birlikte oldu. Hikâye birden içine çekmeye başladı. Beklenen Kral mahlasıyla severek bölüm yorumu yazdığım ilk dizilerden oldu. Sonra da maya tuttu ve dizi uçtu... Rakip tanımaz bir hâle geldi. Bunun yanında oyunculuklar da her geçen hafta mükemmelleşmekteydi...

21 Haziran 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Haftaya evleniyoruz!


Sezon finaline son bir kala, evliliğe bir adım daha yaklaştığımız bir bölüm izledik dün akşam. Tabi bu ilk değildi ama umarım son olur. Evlilik mevzusunun daha fazla kanırtılmasının, kimse için iyi olacağını zannetmiyorum. Yani bu sefer de evlilik gerçekleşmezse, bunu bir nedene bağlamak herkes açısından zor olacaktır. Pek tabi, kabullenmek de...

14 Haziran 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Kızabilir misin?..


Sezon finaline 3 hafta kala, bir geçiş bölümüydü diyebiliriz; 49. bölüm için. Açıkçası ne sevdim ne de sevmedim. İkisinin arasında kaldım ve bazı noktaların da atlandığını gördüm... Bir ana karakterin silinmeye başlamasını izlerken, bir yan karakterin zorla hikayeye sokuşturulmaya çalışılmasını anlamaya çalıştım. Aslında bunu son birkaç bölümdür yapıyorum da bu bölüm daha bir mücadele verdim diyebilirim...

7 Haziran 2015 Pazar

Kiraz Mevsimi: Eski Mete'ye merhaba!..


Bir daha eskisi gibi olamayacağından o kadar emindim ki, bölümün ortalarına kadar da bir gayret direndim fire aramak için. Her sahnesinin altında bir açık aramaktan ben yorulmamıştım ama burnuma gelen kokular, fikirlerimi de törpülemeye başladılar...