Beklenen Kral

20 Ekim 2014 Pazartesi

Kiraz Mevsimi: Öykü'nün kaybedişleri


Çok sinirlendiğim geçen bölümün ardından, aslında yazmamaya niyetliydim bu bölümü. Galip Derviş yeni sezona başlayacakken hazır, pazartesi günü için onu yazarım diyordum ama yine bir ton saçmalık olsa bile analizlere devam kararı aldım. Galip Derviş de çarşamba gününe kaldı. Malum yarın da Ulan İstanbul'un analizi var-yazar burada reklam yapıyor-. Nerede kalmıştık, hah! Kiraz Mevsimi diyordum... Ah senaristler ah!.. Dizi dün akşam yayınlanan on beşinci bölümüyle ekrana geldi ve başından sonuna sürekli değişen dengeleriyle sistemimi, alt-üst etti...

17 Ekim 2014 Cuma

Aramızda Kalsın: Hatçik ve Battal'ın inadı


Hatçik'in büyük bir hataya imza atıp Battal'la Eğin'e gitmesi sonrası, kısa sürede bir şeylerin dank edip geri geleceğinden emindim de; bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum... Ama iyi ki erkenden geldi... Zira vazgeçilmezi olarak evin, resmen tadı tuzu kalmamıştı sadece bir bölümlük yokluğunda bile... Aramızda Kalsın, her karakterini ayrı sevdiğimiz bir dizi -Behiye hariç!- malum ve böyle olunca da yokluk hissi koyuyor ister istemez... Ne olacak, Battal olsun iç güveysi işte... Ne de yaraşır ona, aman aman...

16 Ekim 2014 Perşembe

Kaçak Gelinler: Nereden nereye...


Uzun zaman sonra, yeniden bir Kaçak Gelinler analizi yazmaya hazırım... En son 30 Ağustos'ta, dokuz ve onuncu bölümlerinin birlikte analizini yapmıştım ve değişen senaryo grubuyla birlikte, hikayeden de oldukça uzaklaştım... Engin Elgün'ün başında olduğu senaryo grubunun çıkardığı on bölümlük performans çok başarılıydı. Bundandı ki, dizinin en yüksek reyting aldığı dönemler de bu zamanda saklıydı. Evet, on birinci bölümden itibaren yeni sezona girmiştik ve büyük rakiplerle boy ölçüşmek zorunda kalmıştı dizi ama en azından aldığı reytinglerin daha yükseklerde olması, Engin Elgün'ün başarabileceği bir şeydi... 

15 Ekim 2014 Çarşamba

Urfalıyam Ezelden


Yarattığı algı ve sürükleyicilikten çok, süründüren senaryolara gebe olan doğu dizilerine bakış açım nettir; özenle izlememeye gayret ederim. Nitekim Urfalıyam Ezelden ile ilgili ilk haberler ortaya atıldığında da aynı duvarı bir güzel örmüştüm etrafıma... Hikayesi bile başlı başına kendisinden uzaklaşmam için bir sebepti aslında ama yine de merak ediyordum, nasıl olacak diye. Sonuçta Kanal D, dram yüklü doğu hikayesi barındıran dizilere pek yer veren bir kanal değildir... Urfalıyam Ezelden'de farklı ne olabilir diye merak ediyordum ister istemez. Belli başlı sahneler gösterildiği için tanıtım fragmanlarından bir şey anlaşılmıyordu ama pazar akşamı yayın hayatına başladığında, beni kazandı Urfalıyam Ezelden anında...

14 Ekim 2014 Salı

Ulan İstanbul: Kandemir'in kabusu


Yeniden bir sonraki haftaya sarkan işlerinin, en dramatik yönü ise iş üstündeyken yakalanmaları oldu çetemizin. Cidden hiç bahtları yok yahu... Nereye gitseler, orada Ceyhun... Şimdi birde üzerine yetmezmiş gibi Maşuka ve Şehriban da yanında... Ulan İstanbul bu kadar çok karşılaşmayı sorgulatsa bile bizlere, ne mümkün kızmak Uğraş Güneş'e... Kafiyemi de yaptım(!), o zaman on yedinci bölümün analizine başlayalım...