Beklenen Kral

10 Nisan 2017 Pazartesi

Hayat Şarkısı: Hadi Hülya göster gücünü!..


Birine iftira atmak, onu karalamak ne kadar da kolay. Ne kadar da kolay, insanların canıyla, ekmeğiyle oynamak. Ne kadar da kolay, intikam alıyorum diye onca kirli hesaba tutulmak... Hazer'i anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Ona hak vermek için, bak şurada da doğru demek için çabalıyorum ama hiçbir şey üretemiyorum. Bir karakterin böylesine yersiz bir intikam oyununa girişmiş olmasının içinden çıkamıyorum...

9 Nisan 2017 Pazar

Adı Efsane: Bence, ikincisi...


İnsan seçimlerinin bedelini elbet öder. Yaptıklarının ve hatta yapmadıklarının da. İnsan, mutlu olabileceği her seferinde kendini mutsuzluğa ittiği için hak eder, mutsuzluğu. Ve sonra ne kadar dövünürse dövünsün hiçbir şeyi değiştirememe ihtimali var ki, aman aman... Melis'in yaptığı gibi yani. Bencilliğin ona hiç yakışmadığına tanıklık ettik bölüm boyunca. Sırf kendi çıkmazı yüzünden, onca hayatı dinamitlemeye çalıştı hiç düşünmeden. Babasını alıp götürmek, tek başına babasını alıp götürmek değildi çünkü. Onunla birlikte, tüm çeteyi de umutsuzluğa hapsetmekti. Asıl niyeti, Hakan'a işkence çektirmekti ama daha sonradan başını çok ağrıtacak bir vicdan azabının altına eline koymayı tercih etti...

8 Nisan 2017 Cumartesi

Ekrandan Haberler - 1-7 Nisan 2017


Haber Başlıkları
- İçerde (Bir ayrılık)
- Bodrum Masalı (60 dakikalık senaryo yolda)
- O Hayat Benim (Gün değişikliği)
- Aşk ve Gurur (Final)
- Ölene Kadar (Final)
- Seksenler (Final kararı)
- Kırlangıç Fırtınası (Final ihtimali)
- İstanbullu Gelin (Senarist değişikliği)
- Çoban Yıldızı (Kadroda üç yeni isim)
- Evlat Kokusu (Yönetmen değişikliği)
- Bir Deli Sevda (Başladı, gün değişti)
- Savaşçı (Başlıyor)
- Fi (Yeni bölümler ne zaman?)

7 Nisan 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Had öyle değil, böyle bildirilir...


İnsan olmayacak bir aşkın içerisine pek âlâ düşebilir. O aşk için yemeden, içmeden kesilebilir. Gözü başka hiçbir şey görmeyebilir. Nefes alamadığı zamanlar olabilir. Adım attığı her an yerin içerisine gömülüyormuş gibi bile hissedebilir. Aşk, böyle bir şeydir. Tam bir tarifi yoktur ama çilesi çoktur. Tabi bu zararsız aşktır. Kendinden başkasının acı çekmediği bir aşk. Bir zaman sonra ister istemez geçip, gidecek bir aşk. Gitmese bile, yerini bir başkasının mutlaka dolduracağı bir aşk... Bir de zararlı aşk var, biliyorsunuz. Hissettiklerinin aynısını, aşık olduğu kişinin de hissetmesini bekleyenler. Ona bunu reva görenler. Elde etmek için o aşkı, yapmayacağı çirkinlik kalmayanlar. Herkesi ve her şeyi, ezip geçenler. Hem de istenmediği defalarca dillendirildiği halde... Ne kadar aşağılık bir hâl değil mi? Utanır insan böyle olmaktan, böyle anılmaktan, böyle yaşamaktan. Ama bazıları var ki gurursuzluğu alnında kabak gibi yazdığı halde, bundan asla gocunmayan...

5 Nisan 2017 Çarşamba

İçerde: Kullanırsınız belki bunu da...


Adım adım ilerleyebildiğimiz hikâyelerin bir parçası olmayı ne kadar da seviyoruz. Ne kadar da çıkmaz olduğunu bildiğimiz yollara sapıyoruz. Bunu yapıyor, pişman oluyor ama yine de vazgeçmiyoruz. Alışkanlık halini alıyor çünkü, bırakamıyoruz... İçerde için direkt böyle demek ne kadar doğru olur bilemiyorum ama adım adım ilerlediği kısmı çok doğru, takdir edersiniz ki. Bir ölüm izledik, bir de Sarp'ın, annesinin hakkındaki gerçeği öğrendiğini anlamasını. Geri kalan her şey, sonunda kaydı en başa sarmaktan başka bir işe yaramadı...