Beklenen Kral

23 Mayıs 2017 Salı

Söz: Böyle bir şey olabilir mi ya?..


İnsanın onuru olmalı. Onuru olmayan bir insanın yaptıklarını kestirmek imkansızlaşıyor çünkü. Çirkinliğinin boyutlarını nereye kadar vardıracağını bilmek mümkün olmuyor. Belki her bir yeri kaplayacak, belki de hiç bir etkisi olmayacak. Önemli olan, o çirkinlikle savaşmak. Alt etmeye çalışmak. Yenemeyecek olsan dahi, mücadele etmek; durdurmak... Yavuz'un gözünü kırpmadan, ölme ihtimali kocaman bir gerçekken o aracı durdurma girişimini izlemek oldukça etkileyiciydi. Tabi araçta kimyasal bir silah olması, patlaması durumunda vereceği zararın boyutunu tahmin etmeyi zorlaştırıyor ama onun da maksadı, en az zararla bu belayı atlatmaya çalışmaktı. Peki başarılı olacak mı?..

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Ekrandan Haberler - 15-21 Mayıs 2017


Haber Başlıkları
- Söz (Dünyada ilk beşte!)
- İçerde (Hasret son mu buluyor?)
- Adı Efsane (Tarık'a veda ne zaman?)
- Çoban Yıldızı (Sezon finali ne zaman?)
- Hangimiz Sevmedik (Final)
- Kırgın Çiçekler (Kadroda bir ayrılık)
- Savaşçı (Kadroda üç yeni isim)
- Şevkat Yerimdar (Başlıyor)
- Türk Malı (Başlıyor)
- Kanatsız Kuşlar (İkinci tanıtım yayınlandı)
- Kalp Atışı (İlk tanıtım yayınlandı)
- Ateşböceği (Kadroda değişiklik)
- Hande Erçel ekrana dönüyor!

21 Mayıs 2017 Pazar

Adı Efsane: Elinize mi yapışırdı yahu?..


Ayrılıklar, üzer... Vedalar, geri dönülmez kararlar... Bu bölüm Adı Efsane'yi izlemenin tam bir işkence olacağını düşünerek oturdum ekran karşısına. Tarık dört bölüm sonra gidecek efkârının yanında, aşırı dramdan bileklerimizi kesecek noktaya yeniden geleceğimiz düşüncesi hakimdi tamamen. Ama yanıldım. Uzun zamandır izlediğimiz en keyifli, en sağlam bölümdü zira. Zerre sıkılmadım, aklıma da özel birkaç an dışında hiç gelmedi Tarık'ın gideceği gerçeği. 'Gençlik dizisi' kıvamında yaz boyu ekranda olacak dizinin bu tonda devam etmesi halinde, tadından yenmez; söyleyeyim...

19 Mayıs 2017 Cuma

Vatanım Sensin: Ne yaptınız siz bizim çiftimize?!


Kötüler daima kazanır derler, harbiden öyledir de. Kötülüğün cazip bir çekiciliği vardır ve her daim kendisine bir açık alan bulmayı başarır. Kazanamasa bile, en az hasarı alıp tüm sorunu atlatır. Kötülük de, kötüler de nedense hep buna ayarlıdır... Tam da bu sebeple uzun zaman önce Tevfik'in gerçek yüzünün herkes tarafından anlaşılacağına tutunmayı bırakmıştım. Hatta işi daha da ilerletip, son ana değin gücüne güç katacağını düşünmeye dahi başlamıştım. Ne zaman Eftelya, Azize'nin karşısına çıkıp da onun gerçeğini yüzüne haykırdı; işte o zaman belli ki Tevfik'in ipini çekmek kararlaştırılmış. Benim hâlâ umudum yoktu açıkçası, Salih'i de öldüreceğinden ve yolunda emin adımlarla ilerleyeceğinden emindim. Lâkin, hiç de beklediğim gibi olmadı. Ortaya çıkan kocaman bir gerçek, daha ilk ortak girişiminde Tevfik'in sonunu hazırladı...

18 Mayıs 2017 Perşembe

İçerde: "Hep kötüler mi kazanacak?"


İnsan idealleri için yaşar. Elde etmeyi arzuladıkları için. Verdiği tüm emek, tüm çaba bu arzuyu doyurur. Sonuca ulaşıp ulaşamadığını ise o emek ve çabanın nasıl sergilendiği belirler. Yani sadece ideallere sahip olmak, bir şeyleri arzulamak yeterli değildir. O idealleri yakalamak, arzu ettiklerini yaşamak için özen göstermen, dikkat etmen gerekir. Çünkü gözü kapalı attığın her adım, ideallerinden bir adım daha uzaklaşmak demektir. Ve o adımlar ne kadar artarsa, ulaşamayacağın ideallerinin yıkıntıları üzerinde son nefesini vermen o kadar kaçınılmaz olur... Yusuf müdür kendisini Celal'i bitirmeye adamış. Bunun için yıllarca yapmadığı kalmamış. Ama ne denerse denesin bir türlü başaramamış. Zira hep, o gözü kapalı adımlardan atmış. Bir adım sonrasını düşünmediği gibi, Sarp'ı da bu tehlikenin içerisine attı. Gerçek ortaya çıktı, niyetler anlaşıldı, herkesin kirli çamaşırları ortaya saçıldı; lâkin, mâlum sondan kaçılamadı. Celal, yeniden kazandı...