Uzun zamandır böylesi bir final izlememiştim... Başından sonuna o kadar iyi kurgulanmıştı ki, eğlenmekten üzülmeye de vakit bulamadım... Ne zaman ki jenerik yazısı yukarıya doğru akmaya başladı, içimden bir şeyler de onunla birlikte yol aldı... Özleyeceğiz, hem de çok. Hep iyi anacağız... Ama asıl gerçek şu ki yıllar yıllar sonra bile, "Ne final yaptı be!" diye iç geçireceğiz...
Terk edilmek zordur. Hele hele de nikah masasında olanını hayâl etmek bile imkansız. Çünkü sadece için acımaz, utanırsın da. Düşündüğün tek şey kalp sızın da olmaz. Tam da bu sebepten, Sefer'i çok iyi anlıyorum. İçerisine girdiği kalıba binaen, oldukça alttan aldığı doğru ancak yine de Sema'nın gerçek derdinin ne olduğunu anlamalıydı. Gözlerinden okumalıydı, asıl söylemek istediklerinin o olmadığını... Anlayacağınız, Poyraz Karayel'de bu hafta yine her duygudan biraz vardı...
Aslında güzel başlayan, ancak sonlara doğru geldikçe iyice sarpa saran bir akışla ekrana geldi bu hafta; Güneşin Kızları. Nefes almadan izlediğim diğer bölümlerin yanında, ara ara mola verme ihtiyacı hissettiğim de çok oldu...